Mahkûm ve mazbut hayatlarımız
İNSAN fıtri olarak bazı ihtiyaçlara sahiptir. Sevmek sevilmek ve onay almak bu ihtiyaçların merkezinde yer alır. Sevilmediğini, hak ettiği değeri elde edemediğini düşünen kişi bu boşluğu çeşitli şekillerde doldurmaya çalışır. Alış veriş yapmak ve ihtiyaç olmayan şeyleri de ihtiyaç olarak görmek bir arayıştır mesela. Kapitalist sistem insanın bu arayışını fırsat bilerek sürekli ihtiyaçlar üretiyor. İnsanlar, ihtiyaçları olmadığı halde aynı şeyin birkaç versiyonunu alarak rahatlamaya çalışıyorlar. Alınan her parçanın bir boşluğu doldurabileceğini düşünerek kendilerini avutuyorlar. Oysa her ihtiyaç kendi cinsinden bir şeyle giderilebilir. Sevgi ihtiyacı para ile değil kişinin insan olarak kendine değer vermesi ve varoluş sebebinin bilincine varması ile giderilebilir.
Kapitalist zihniyet, medya aracılığıyla hazır gıdalara özendiriyor. Anne baba ve çocuklar dışarıda bir araya gelip yemek yemeyi sosyal bir aktivite olarak görüyorlar. Oysa burada tüketilen sağlıksız ürünlerin faturası ileri vadede sağlıklı sorunları olarak geri dönüyor.
Medya üzerinden aşırı cinsellik vurgusu yapılıyor. Gösterime giren programlar, haram helal sınırlarını ihlal ediyor ve çocuklarımızın dünyasını kirletiyor. Gençler cinsellikle erken yaşlarda tanışıyor ve gayri meşru ilişkilere meylediyorlar.
Kişinin dinlenmesi ve kendine vakit ayırması bir ihtiyaçtır. Kapitalist sistem, insanın bu ihtiyacını istismar ederek, sinema tiyatro, eğlence programlarını, bilgisayar oyunlarını sürekli öne sürüyor ve bilinçaltı yönlendirmelerde bulunuyor. TV programları, insanların ruh ve beden sağlığına zarar veriyor bağımlılığa neden oluyor ve çocuklarımızda ahlaki dejenerasyona sürüklüyor.
Günümüz insanı dinin özgürlüklerin önünde engel olduğunu ileri sürerek, hayatımıza anlam katan insani değerleri dışlıyorlar. Bunun sonucunda, nereye gittiği ve başına nelerin gelebileceğini bilmeyen sorumsuz nesiller ortaya çıkıyor. Anne babanın bir noktadan sonra çocuk üzerindeki tesiri azalıyor. Artık çocuklar medya ve toplumun nezdinde eğitiliyor ve yaşamlarına bu doğrultuda devam ediyorlar. Fakat dört bir yandan kirlik sular akıyor ve çocuklarımız paçalarını kirden kurtaramıyorlar. Siz anne baba olarak kolundan tutsanız da çaresiz kalıyorsunuz. O yüzden önce bataklığı kurutmak gerekir. Medya ve iletişim araçlarını yeniden biçimlendirmek ve tahrif edici değil yapıcı bir eksene çekmek gerekiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.