En Büyük Hizmetler, Hayırlar, Şerefler
1. “İnsanların hayırlısı, insanlara faydalı olandır” hadîs-i şerifinin bildirdiği üzere; Müslümanlara ve gayr-i Müslimlere faydası dokunmak büyük bir hayır ve şereftir.
2. Önce gayr-i Müslimlere nasıl hayır yapılabilir, onları düşünelim… İnsanları en güzel şekilde İslam’a, imana, Kur’ana davet etmek büyük bir hayırdır.
3. Bu hayır en güzel şekilde yapılmalıdır… İnancı olmayan kimseleri büsbütün inançsız ve kâfir yapacak bir dâvet, gerçek dâvet olmaz, anti-dâvet olur.
4. Bir buçuk milyar nüfusu olan ve trilyonlarca liralık petrol gelirine sahip İslam dünyasının insanlığı Hak Dine davet maksadıyla, Ümmet çapında bir “Tebliğ, Dâvet ve İrşad Teşkilatı” kurması gerekir. En az yüz dilde (tekrar ediyorum yüz dil) ciddî ve kaliteli davet ve irşad yayınları yapılması gerekir.
5. Ayrıca çok etkili ve ciddî internet siteleri açılmalıdır.
6. Her yıl bu konuda milyarlarca faydalı güzel broşür, kitapçık yayınlanmalıdır.
7. İkinci büyük şeref ve hayır, önce Türkiye’de, sonra İslam dünyasında güçlü, vasıflı, etkili İslam Mektepleri açarak, çocuklara ve gençlere Kur’ana, Sünnete, Şeriata uygun eğitim verip, onları vasıflı güçlü üstün Müslümanlar olarak yetiştirmektir.
8. Sosyolojik bakımdan Müslüman olan ama İslamı iyi ve doğru bilmeyen halka, etkili bir metotla eğitim vererek, onları gerçek İslam’a çevirmektir.
9. Halka İslam Kur’an Sünnet ahlakının değerlerini, ilkelerini, kurallarını öğretmek, İslam dünyasındaki ahlak fesadı ile mücadele etmek, Müslümanları Kur’anî ve Nebevî yüksek ahlak ile ahlaklandırmaktır.
10. Büyük ve hayırlı hizmetlerden biri, İslam dünyasında ittihad ve uhuvvet için çalışmak, Ümmet birliğini kurmak, bugünkü tefrikayı, Balkanlaşmayı, çekişme ve tepişmeleri önlemektir.
11. Ümmet-i Muhammed’in başına râşid, âdil, muttaqi, muhlis, müdebbir, firasetli, muktedir bir Halife seçilmesi için; en uygun ve düzgün bir şekilde çalışmak da temel bir hayır ve hizmettir.
12. İslam dünyasının belini büken bedeviliğin, yüzeysel şifahî anti kültürün yerini medenî İslam kültürünün alması için çalışmak başlı başına bir hizmettir.
13. Namazı yitirmiş ve şehvetlerine uymuş yüz milyonlarca (Türkiyede on milyonlarca) Müslümanın tekrar namazı başlaması için çalışmak.
14. Bilhassa Türkiye’de, farz namazların camilerde, ehliyetli liyakatli icazetli fakih imamların ardında cemaatle kılınması için çalışmak.
15. İmanlı olmayan bir kimseyi, en uygun ve etkili şekilde İslama, İmana, Kur’ana çağırma hizmeti; en şerefli, en sevaplı, en hayırlı bir hizmettir.
16. İslam kadın ve kızlarını Kur’ana ve Sünnete uygun tesettüre ve hicaba çağırmak büyük hizmettir. Açık olanların kapanması, Süslüman tesettürlülerin Müslüman tesettüre yönlendirilmesi bu hizmetler cümlesindendir.
17. Mü’minlerin birbirlerini sevmeleri, birbirlerini korumaları, hayırlı işlerde birbirlerini desteklemeleri için çalışmak da böyledir.
18. Türkiye’yi yıkacak bir hale gelen israfla, lüksle, aşırı tüketimle, bin türlü fetişizmle, beyinsizlikle mücadele etmek, halkı itidale, kanaate, islamî mazbut hayata çağırmak hizmetleri.
19. Zekatın Kur’ana, Sünnete, Şeriata, fıkha uygun ve mutabık olarak, Kitabullahta zikr edilen gerçek şahıslara (parayı veya malı) temlik suretiyle verilmesi için çalışmak. Hükmî şahıslara, dernek ve vakıflara zekat verilemeyeceğini anlatmak.
20. Emr-i mâruf ve nehy-i münker hizmetleri de önde gelen büyük hizmetlerdir.
21. Müslüman halkı aşırı şekilde dünyaya yöneltmekten korumak, yönünü (dünya vazife ve hizmetlerini yapar olduğu halde) âhirete çevirmek ve bu suretle insanları ebedî saadete götüren yollara sokmak da büyük hayır ve hizmettir.
22. Din ve mukaddesat sömürücüsü şerefsiz eşkıya ve haşaratla en uygun şekilde mücadele etmek, Müslümanları bu konuda uyarmak, aydınlatmak, bilgilendirmek büyük hizmettir.
23. Cami mihraplarına, minberlerine, kürsilerine; ehliyetli, liyakatli, ihlaslı, muttaqi, zahid, icazetli imamlar, hatipler, vaizler geçirmek için çalışmak, böyle hademe-i hayrat yetiştirmek büyük hizmet olur.
24. Şu âhir zaman fitneleri, fesatları, sosyal ve kültürel depremleri içinde; 19’uncu asırda Kafkasyada İmam Şamil nasıl çalışmışsa aynı metotla çalışmak da büyük hizmettir.
25. İnsanları küfür ve sapıklık, fısk ve fücur, her türlü fuhşiyyat (azgınlık) yangınlarından ve salgın hastalıklarından, tağutî bağımlılıklardan kurtarma çalışmaları.
26. Halkı israflı otomobil, lüks cep telefonu, gösteriş, müzeyyen mesken deliliğinden kurtarma hizmetleri.
27. Kur’ana, Sünnete, Şeriata, İslam ahlakına uygun şekilde yaşayan bir Müslümanın; halka ve çevresine örnek olması, onu görenlerin işte vasıflı ve gerçek Müslüman böyle olmalı demeleri de büyük hizmettir.
28. Ehl-i Sünnet için doğru ve uygun şekilde çalışmak da büyük hizmet ve hayırdır.
29. İslamın ve mukaddesatın süflî politikaya alet edilmemesi için halkı uyarmak.
Bugün Türkiye’de Kur’an ve Sünnet kriterleri bakımından hizmet ve hayır olmayan işlere her yıl milyarlarca dolar harcanıyor.
Sanatlı olmayan, yeterli cemaati olmadığı için mânen harap durumda bulunan müzeyyen camiler… Hiç lüzumu olmadığı ve sanata aykırı olduğu halde çok uzun, bol şerefeli minareler… Günde beş kez avaz avaz bağırtılan, dine ve ezana eza veren hoparlörler… Cami kaloriferleri ve klimaları, sık sık değiştirilen cami halıları… Bazısı darphane gibi para kesen cami WC’leri… Kur’ana Sünnete Şeriata aykırı şeytanî lüks Süslüman tesettürleri… Cemaat tarikat sekt hizip fırka holiganlıkları… Daha neler neler.
Yukarıda saydığım çok hayırlı, çok şerefli, çok sevaplı temel hizmetleri yapabilmek için birtakım şartlar gerekir:
1. İslamı iyi bilmek ve iyi anlamış olmak.
2. Çağ kültürünü yakalamış, hattâ onun üstüne çıkmış olmak.
3. Bu hizmet ve hayırları yapmaya ehil kimseleri bulup kadrolaşmak.
4. İhlas sahibi olmak. İçlerinde riya ve nifak bulunanlar böyle hayırlı hizmetler yapamaz.
5. Yüksek İslam ahlakına ve yine yüksek karaktere sahip olmak.
6. Resulullah Efendimize (Salat ve selam olsun ona), Ashab-ı Güzin efendilerimize, Ehl-i Beyt efendilerimize, Selef-i Sâlihîn efendilerimize, evliyaurrahmana irtibatlı olmak, onların yolundan gitmek.
Cenab-ı Hak bizleri hayır hasenata, böyle hizmetlere nail ve müyesser kılsın.