Çevrenizde kaç insan var?
Birkaç arkadaş, ekonomik olarak zor günler geçiren aileye, gerekli desteğin sağlanması ve yaşanabilir bir ortamın hazırlanması için çaba gösteriyoruz. Fakat neredeyse uzandığımız her el bizi geri çeviriyor ve çözümsüz kalıyoruz. Çevremizde, işsiz, evsiz, yalnız onlarca insan var ve bu insanların mağduriyetlerini görmezden gelip hiçbir şey olmamış gibi yaşantımıza devam ediyoruz.
İnsanlarımızın empati duyguları zayıfladı, zira yardımlar artık ferdi olarak değil, resmi kurum ve kuruluşlar aracılığıyla yapılıyor. Yardım çalışmalarının kurumsallaşması insanları çözümsüzlüğe itiyor. Çevremizde yoksullara el uzatabileceklerini iddia eden dernekler ve vakıflar kuruluyor. Fakat bu kurumlar artık yardım kuruluşu olmaktan ziyade insanların çalıştığı ve geçimlerini sürdürdükleri bir sektör haline geliyor. Yardımlar mağdura soğuk ortamlarda soğuk bir iletişim ağı ile yapılıyor. Veren el alan elin yoksulluğunu yüzüne vuruyor. Zira bir parça kuru gıda alabilmek için yoksulun yoksulluğunu belgeleyecek birçok evrak isteniyor.
İlkeleri ile hak adalet ve iyiliği yerleştirmeyi hedefleyen dinimiz yoksullara yardımcı olurken büyük bir hassasiyet gösterilmesini tavsiye ediyor. Nitekim kültürümüzde bu konu titizlikle ele alınmış ve komşu komşunun, mahalle mahallenin fert ferdin ihtiyaçlarını giderme noktasında teşvik edilmiştir. Yardımlar yapılırken yoksulun incinmemesi için azami gayret gösterilmiştir. Bırakın yoksulu minnet altına almayı insanlar yaptıkları hayra vesile oldukları için muhtaçlara teşekkür etme ihtiyacı hissetmişlerdir. Yardım faaliyetleri yoksulla zengin arasında bir köprü olmuş ve iki tarafı birbirlerine kaynaştırmıştır. Fakat günümüzde bu hassasiyeti gösterebilen pek az kişiye rastlıyoruz.
Bir yanda lüks ve şatafat içinde yaşayanlar diğer yanda ömürlerini sefalet içinde geçirmeye çalışanlar var. Ve bu insanları gördükçe etrafımıza bakıyor ve çevremizde kaç insan var? Demekten kendimizi alamıyoruz.
Kalabalıklar arasında insansız kalmak ne kötü. Yine de umudunuzu kaybetmiyor ve insan arayışımızı sürdürüyoruz. Fakat her seferinde hüsrana uğruyoruz. Zira artık birinin ihtiyacından söz ettiğinizde çevrenizdeki insanlar, filan derneğe gitsin deyip sorumluluğu üzerlerinden atıyorlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.