M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

İrademiz Yok Mudur?

İrademiz Yok Mudur?

Vakit namazı ezanı okunuyor. Dört Ehl-i Sünnet mezhebinin fıkhına göre, (yirmi kadar “şer’î özrü” bulunmayan) bütün hür ve mukim erkeklerin farz namazını cemaatle kılması gerekir. Ya camiye giderek, yahut kendi aralarında. Bu konudaki irademiz nerede?

**

Cuma ezanı okunuyor. Dört mezhebin fıkhına göre, ezanla birlikte ticaretin, alış verişin, dünya işlerinin durması, dükkanların işyerlerinin atölyelerin ofislerin kapanması ve Rahman’a ibadet etmek için camiye gidilmesi gerekir. Bu konudaki irademiz nerede?

**

Sekiz yüz öğrencisi olan İmam-Hatip mektebinde namaz vakti gelince ezan okunması ve bütün öğrencilerin idareciler ve öğretmenlerle birlikte cemaatle namaz kılması gerekir. Bu konuda bir irademiz var mıdır?

**

Ayasofya Câmi-i Kebiri hâlâ kapalı. En az beş milyon Müslümanın, siyasî iktidara dilekçe vererek, ulu mâbedin açılmasını istemesi, açmazsanız oy vermeyiz tehdidinde bulunması gerekiyor. Bizde niçin bu irade yok?

**

Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) bedava Osmanlıca kursları açtı. En az beş milyon vatandaşın bu kurslara kayd olarak Osmanlıca öğrenmesi gerekirdi. Böyle bir irade niçin yok?

**

Latin/Frenk alfabesi devrimi caduc oldu. Müslümanların, yazı hürriyetinden istifade ederek Osmanlıca günlük gazeteler, haftalık ve aylık dergiler, kitaplar yayınlamaları gerekirken bu konuda dişe dokunur bir gayret ve faaliyet yok. İsrail Yahudileri kendi İbranî yazılarını, alfabelerini korurken biz Türkiyeli Müslümanlar niçin millî ve dinî Kur’an ve İslam alfabemizi korumuyoruz? Bizde böyle bir irade niçin mevcut değil?

**

Kadın tesettür kıyafeti konusunda bozukluklar sergileniyor. Kur’ana Sünnete Şeriata uygun olmayan şeytanî Süslüman kıyafeti yaygın hale geldi. Bu çarpıklığı düzeltecek irademiz nerededir?

**

Alevî kardeşlerimiz canla başla, dişleriyle tırnaklarıyla Cem evleri için çalışırken, Sünnî çoğunluk İslam medreselerinin tekrar açılması için çalışmıyor. Böyle hayırlı bir iş konusunda bizim yeterli irademiz yok mudur?

**

Ehl-i tasavvuf, sûfiyan-ı kiram, tarikatların tekrar açılması ve Meclis-i Meşayih denetiminde hizmet etmeleri için niçin siyasî iktidara baskı yapmıyor. Biz bu kadar iradesiz miyiz?

**

Bütün mü’minlerin tek bir Ümmet çatısı altında toplanması konusundaki irademiz var mıdır, yok mudur?

**

Ehl-i sünnet camiası niçin reformcularla, dinde yenilik ve değişim isteyenlerle, İslamın içini boşaltmaya çalışan münafıklarla yeteri kadar mücadele etmiyor, onların sapıklıklarını ve bozukluklarını red, cerh ve ibtal etmiyor. Bu kadar iradesiz miyiz?

**

Ehl-i Sünnet karşıtlarının baş tacı olan şu mâlum adam, İslam Şinasi isimli kitabında “Allah gerçek bir Janus’tur” diyerek, kemal sıfatlarla sıfatlı ve noksan sıfatlardan münezzeh Hak Tealayı iki çehreli bir Roma putuna benzetiyor, hem de hakikî sıfatını ekleyerek. Peki Ehl-i Sünnetin buna karşı bir iradesi yok mudur ki, bu adam hâlâ tutuluyor ve gençliğe bir İslam önderi olarak tanıtılabiliyor. Biz bu kadar iradesiz miyiz?

**

Diyanet yayınevlerinde, Allah’ı Roma putuna benzeten adamın kitapları satılıyor. Ümmetin bunu protesto edecek iradesi yok mudur?

 

(İkinci yazı)

Tedbir Almak

BÜYÜK depreme, üçüncü dünya savaşına, âhir zaman âfet ve musibetlerine hazırlanıyor muyuz, bunlara karşı tedbirler alıyor muyuz?

Neler yapabiliriz? Bunları önleyemeyiz, olacaklar olacaktır ama cüz’î iradelerimizle yine de bir şeyler yapabiliriz. Bu yapılabileceklerin bazısını sayayım:

1. Tevbe ve istiğfar etmek. Günahlarına cürümlerine pişman olmak, Hak Tealadan afv ve bağışlanma dilemek.

2. Zekat vermek. Zekat vermek ne demektir? Malının kırkta birini her yıl Allah rızası için, Kur’anda zikr edilen sekiz sınıf (bazıları bu devirde mevcut değildir) Müslümana, temlik etmek suretiyle dağıtmaktır. Zekatın ne olduğu, nasıl verileceği, Ehl-i sünnetin fıkıh kitaplarından yazılıdır. Derneklere, vakıflara, Çocukları Koruma Derneğine, Cami Yaptırma Derneğine, Ağaç Dikme Derneğine, öteki hükmî şahsiyetlere (tüzel kişilere) zekat verilmez. Şeriata ve fıkha uygun olmayan şekilde verilen zekatlar zekat olmaz, tekrar verilmesi gerekir.

3. Sadaka vermek, yardım etmek.

4. Namaz kılmayanların namaza başlaması.

5. Namaz kılanların, daha ciddî, daha itinalı, daha doğru kılmaları.

6. Farz namazların cemaatle kılınması. Ardında namaz kılınabilecek ehliyetli imamlar aranması…

7. Deprem bölgesinden, deprem olmayacak bölgelere hicret edilmesi.

8. Oturduğu binanın mühendislere kontrol ettirilmesi, bina çürükse, 7 şiddetinde bir depremde yıkılacaksa, başka bir yere taşınılması.

9. Bir haftalık su, yiyecek depolanması.

10. Tıbbî ilk yardım seti edinilmesi.

11. Elektrik feneri, mum, lamba…

İnsanların çok büyük bir çoğunluğu maalesef büyük gaflet içindedir.

Büyük şehir depremini bekliyor… Depremin ayak sesleri duyuluyor ve insanlar gaflette.

1999 depreminden ibret almadık.

Üniversiteli düzgün ve akıllı bir gence sordum.: 1999 depremini hatırlıyor musun? Hatırlamıyorum… Bu konuda yeterli bilgin var mı?.. Yok!..

Zelzelede yıkılacağı, belki de yassı kadayıf gibi olacağı mühendis raporuyla bilenen bir binada oturan aile reisine sordum: Buradan taşınmayı düşünmüyor musunuz?.. Donuk gözleriyle yüzüme baktı ve cevap bile vermedi.

Cenab-ı Hak bizlere akıl, sağduyu, fikir nasip etsin de, felaket gelmeden önce, cüz’î de olsa tedbir alalım.

29.12.2015

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi