Hedefine ulaşamayan adam (2)
Batı kaynaklı kişisel gelişim çalışmaları, ferdin kazancını ve bundan elde edeceği hazzı dikkate almaktadır. Ne olursa olsun kazanmalısın, yaşam standartlarını yükseltmelisin, mutluluğu elde etmen zor değil anlayışı pompalayarak insana gerçekle örtüşmeyecek vaatlerde bulunuyor.
Dünya hayatı türlü meşakkatlerle dolu bir yolculuktur. Burada mutluluk, mutsuzluk, başarı yenilgi sağlık hastalık hepsi iç içedir. Yürüdüğümüz yolun inişli çıkışlı girizgâhları vardır ve bizler payımıza neyin düştüğünü bilemeyiz. O yüzden koşulsuz bir mutluluk ve başarıdan söz edemeyiz.
Son yıllarda batılı bilim adamları, neden niçin demeden duruma razı olmanın, pozitif etkileri üzerinde duruyorlar. Hz. Peygamber ve onun takipçileri, yaşadığımız imtihanlara rıza gösterip sabretmeyi asırlar önce tavsiye etmişlerdir. Fakat nedense bizim insanlarımız, bir şeyi Batılı bir bilim adamının ağzından duymadıkları sürece ikna olamıyorlar.
Müslüman bir yandan yaşanan sıkıntılara çare aramaya devam ederken diğer yandan sabrı kuşanır ve haline rıza gösterir. Bu davranışı onu acılara karı daha da dirençli kılar.
Batı toplumu, kişisel gelişim çalışmaları ile insanlara mutluluğun ancak bir şeye ulaşmakla mümkün olabileceğini vurguluyor. Yani onlara göre mutluluğun yegâne şartı başarı. Peki, başarının olmadığı durumlarda ne olacak? Bütün yaşamını başarmaya adayan ve ancak bu yolla mutlu olabileceğine inanan bir kişi başaramadığında ne yapacak? Böyle durumlarda depresyon, kaygı, korku ve güvensizlik kaçınılmaz olacaktır. Kişi başaramıyorsam yaşamanın bir anlamı yok diye düşünecek ve hayattan kopacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.