Lütfen Saygı!
AK Parti'de Bülent Arınç'ın açıklamaları halen yankılanmaya devam ediyor.
Arınç'ın o açıklamaları için Doğan Medyası'ndan CNN Türk'ü tercih etmesi ayrıca anlamlı bulunmuştu.
Arınç'ın ardından en büyük destekçilerinden olan Hüseyin Çelik'in de bir röportajı yayınlandı medyada,
O da Doğan Medyası'ndan Hürriyet'e (Ahmet Hakan'a) konuşmuştu.
Açıklamaları malum...
Özellikle Cumhurbaşkanımıza dokunduran açıklamalardı.
Her ikisinin de Doğan Medyası'nda yer alması şahsen benim de dikkatimi çekmişti.
Hürriyet'te Ahmet Hakan'ın hazırladığı Çarşamba Sohbetleri'nin dünkü konuğunun Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek olduğunu görünce, Arınç-Çelik ikilisinin Doğan Medyası tercihine ilişkin düşüncem yumuşadı.
Gökçek de Doğan Medyası'na röportaj verebiliyor, Arınç, Çelik vermiş ne var bunda diye düşünmeye başladım ve olaya ilişkin komplo terorilerine olan meylim tamamen sıfırlandı.
Gelelim içeriğine,
Bizim Büyük Başkan, Ahmet Hakan'a neler anlatmış ona bakalım.
Peşinen söylemek isterim ki, CHP ile ilgili tespitleri süperdi.
Allah razı olsun Büyük Başkan'dan.
CHP'nin ne olup ne olmadığını çok iyi biliyor, kanmıyor, aldanmıyor.
Röportajın en dikkat çeken yanı paralel yapı hususu bence.
Ahmet Hakan/Hürriyet eksik fazla aktarmadı ise eğer, Büyük Başkan "parsel parsel" konusunda, şunları söylüyor:
"-CEMAAT’e verilen parseller... Bu nedenle pişman mısınız?
MELİH GÖKÇEK: Tabii pişmanım. Pişmanım ama ben yaptığım işin hayır işi olduğuna inanıyorum. Karşındakinin yanlışlığını bilmeden ona yardım etmek aldatılmış olmaktır. Ama bu durum aslında onların kendilerini aldatmasıdır. Allah katında aldatamaz ki! Ben Allah rızası için yardım ediyorum. Onlar da Allah rızası için diyorlardı ama şahısları için suiistimal etmişler. Hesabını Allah’a verecekler.
*
Şahıslarına da mı almışlar?
MELİH GÖKÇEK: Evet... Şahıslarına alanlar da var maalesef. Bu benim tespitim. Daha sonra o gözle baktığım zaman şahısları için de alanlar olduğunu biliyorum. İspat et dersen çok zor ama olduğunu biliyorum.
*
-Nasıl oluyor bu iş?
MELİH GÖKÇEK: Biz adama hayır işi için veriyoruz ama o hayır işini başka iş için suiistimal ediyor."
Bu açıklamalardan anlaşıldığı üzere, Gülenciler/Paralelciler Büyük Başkan'dan sözde "Allah için" bir şeyler istemiş,
Büyük Başkan da parsel parsel vermiş.
Peki verilen ne?
Büyük Başkan şahsi parasından, malından, mülkünden de "yardım" amacıyla vermiştir muhakkak.
Ancak, anladığım kadarıyla daha ziyade Belediye'nin yani kamunun malını, örneğin arsasını, binasını vs. veriyor parsel parsel...
Gelinen noktada da aldatıldığını söylüyor, pişmanlığını dile getiriyor.
Böyle olunca mesele kapanmış mı oluyor?
Bence hayır.
Bir kere, aslında başından beri şaibeli, takiyeli, güven vermeyen bu cemaatçilere Büyük Başkan kamunun malını, binasını, arsasını vererek, nasıl "hayır işi" yapmış oluyor?
Kendi şahsi parasından, malından, mülkünden verdi ise, ona diyecek lafımız yok.
Ancak kamu malı var ise (ki öyle görünüyor) ortada, "aldatıldım" deyip işin içinden sıyrılamaz.
Bunun hesabını vermeli.
Tüyü bitmemiş yetimin hakkı var o mallarda.
Büyük Başkan bu noktada emanetçidir.
O emanete en iyi şekilde sahip çıkıp, emanetin gereğini en iyi şekilde yerine getirmekle mükelleftir.
Dolayısıyla aldanma, kandırılma lüksü yoktur.
***
Röportajın diğer dikkat çeken noktası, Büyük Başkan'ın bir kez daha adaylık sinyali vermesiydi.
Aslında sinyal de değil, açık açık söylüyor bunu Büyük Başkan.
Böylelikle, AK Parti'de 3 dönem kuralının değişmesi halinde, 2019'daki seçimlerde yeniden aday olacağını şimdiden açıklamış oldu.
Büyük Başkan'ın bu 5. dönemi.
Tam 22 yıldır Büyük Başkan'lık koltuğunda o oturuyor.
2019'da 25 yılın ardından bir 5 yıla daha talip olmuş olacak.
Siyaset böyle birşey.
Eskiden insanlar milletvekilliğine, belediye başkanlığına aday olmaya çekinir, halka layıkıyla hizmet edemezsem endişesiyle peşinen utanç duyarmış.
Halk itermiş onları, bizi sen temsil et, bize sen başkanlık et diye.
Şimdi durum farklı tabi; o görev için daha kabiliyetli, becerikli, dürüst, çalışkan, ahlaklı kişi olsun olmasın, bir önemi yok!
Siyasi partilerin aday kriterleri çok ama çok başka.
Neticede son kararı halk veriyor.
Tercihinin sonucunda iyi hizmet görüyorsa da, kötü hizmet görüyorsa da şikayet etmeye hakkı yok.
Büyük Başkan, 2019'da yeniden aday yapılır, yeniden seçilirse...
26. yılı falan diye eleştiri yerine, saygı duyulmalıdır.