28 Şubat Kararları Ve İmam Hatipler
28 Şubat 1997 sürecinde hayatın her alanını kuşatan bir haksızlık ve hukuksuzluk vardır. Ülkenin zenginlikleri yağmalanmış, talan edilmiştir. Dediğimiz gibi biz onlar ile uğraşmayacağız. Sadece alınan iki karar ile İmam Hatiplere nasıl darbe vurulduğunu görecek, olumsuz etkilenmelere dikkat çekeceğiz: Bunlarda birincisi 8 yıllık kesintisiz eğitim, ikincisi ise mezunların kendi alanları dışında üniversiteye girmesinin engellenmesidir.
18 Ağustos 1997 tarihinde yürürlüğe giren yasayla diğer okullarda ve bilhassa İmam Hatiplerde yaşananları şöyle maddeleştirebiliriz;
- O yıllarda müstakil ortaokul olarak eğitim ve öğretim faaliyetlerini sürdüren okullarla bazı mesleki ve teknik okulların bünyesindeki orta kısımları ve İHL’nin orta kısımları kapatılmıştır. Yani bu kanunla bütün meslek liseleri çok ciddi darbe yemiştir.
- MEB Talim ve Terbiye kurulunun kararı ile 1+3=4 yıllık bir lise haline dönüştürülmüştür.
- Milli Eğitim Bakanlığınca İHL’nin orta 2. ve 3. sınıfına geçmiş bulunan öğrencilerine öğrenimlerini bu okullarda tamamlama zorunluluğu getirildi. Özellikle lise kısmında öğrenim gören öğrencilerin sırf üniversitelere girişlerini engellemek için başka liselere geçişleri kesin kararlarla engellendi.
- İHL’ye Arapça öğretmeni olarak İlahiyat mezunlarını değil artık Dil-Tarih ve Coğrafya Fakülteleri ile Fen-Edebiyat Fakültelerinin Arap Dili ve Edebiyatı mezunları görevlendirilmeye başlanmıştır.
- 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitimin yürürlüğe girmesiyle önceki yıllarda kayıt yaptıramam korkusuyla yorgan battaniye sabahlayan veliler haber konusu olurken, bu uygulamayla birlikte yeni kayıtlarda büyük düşüş gözlendi ve hatta bazı imam hatipler öğrenci bulamaz hale geldi.
İmam Hatip mezunlarının üniversiteye girişinin engellenmesi için başvurulan ikinci bir yöntem de katsayı uygulaması olmuştu. 8 yıllık zorunlu eğitim kararıyla sarsılan İHL, en büyük darbeyi 1998 yılında YÖK ve ÖSYM’ce belirlenen bir kararla almıştır. Bu, Lise mezunlarının orta öğretim başarı puanları belirlenirken 0,5 ile meslek lisesi mezunlarının puanlarının hesaplanmasında 0,2 ile çarpılması kararıydı. Bu karar meslek lisesi mezunlarının diğerleriyle arasında yaklaşık 30 puanlık bir fark oluşturdu.
İşte bu karar ve uygulama ile bütün mesleki ve teknik liselerle birlikte özellikle İHL’nin önü kesilmiş oldu. Bu uygulamanın sonucu olarak 1999-2000 öğretim yılı içinde ÖSYM’ce yapılan Yabancı Diller sonuçlarına göre 100 sorudan 99’unu cevaplayan İHL mezunu öğrenciler uygulamaya konulan yeni sistemin azizliğine uğrayarak istedikleri bölümlere giremediler.
Bülent Ecevit’in beşinci defa kurduğu hükümet döneminde YÖK tarafından alınan bir kararla meslek lisesi mezunlarının önündeki engel biraz daha yükseltilmiştir. 2003 yılı üniversitelere giriş sınavında Ortaöğretim Başarı Puanı (OBP) belirlenmesinde genel lise öğrencilerinin puanları 0.8, meslek liseleri mezunlarının 0.3 ile çarpımı esas alındı. Bu uygulama ile arada 50 puanlık bir fark meydana getirildi. Netice olarak o yıl yapılan 1,5 milyon öğrencinin katıldığı üniversiteye giriş sınavında AİHL mezunu bir öğrenci Türkiye 21.si olduğu halde istediği bölüme girememiştir. Bu yüzden evvelce 601.000 olan öğrenci sayısı 28 Şubat sürecinde 65.000’e kadar düşmüştür.[1]
[1] Bkz. http://www.imamhatipokullari.org/tarihce.html