Dost acı söyler (2)
Siyonizm Müslüman halkların siyasi ve kültürel bilincini körelterek, hayallerine kısa yoldan ulaşmayı hedefliyor. Müslümanları birbirlerine bağlayan kardeşlik halkasını çıkardığı kaos ve tefrika ile zayıflatıyor. İnsanlarımızın beşeri eğilimlerini kışkırtıyor, özünden uzaklaşmış sığ fertlerin ortaya çıkmasına neden oluyor. Aile kurumunu bölüp parçalıyor. Adalet, hürriyet, merhamet gibi değerleri melun hedeflerine kurban ediyor.
Yazılı ve görsel medya aracılığıyla müstehcenlik sıradanlaşıyor. Ekranlarda boy gösterip gençleri özendirmeye çalışan sözde sanatçılar, İslam’la bağdaşmayacak bir yaşam tarzını bizim çocuklarımıza sunuyorlar. Hırs, kavga, çatışma ve rekabet duygusunu tetikleyen yarışma programları çocuklarımızın zihinlerine kuvvetle işleniyor. İslam’ı karşısına alan Siyonistler ve yandaşları iyilik telkini ile büyüttüğümüz çocuklarımızı bizden koparıp, özlerine yabancılaştırıyorlar.
Otuz sene önce Müslüman kadınlar, alış veriş yaparken israfa kaçmamaya özen gösterir, evde bir kışlık bir de yazlık pardösüm var, üçüncüyü alamam diye düşünürlerdi. Artık dindar hanımlar da modanın tuzağına düşmüş durumdalar. Modanın yakinen takipçisi olan bu hanımlar, şık olmayı, görünür olmayı, çekiciliği her şeyin önünde tutuyorlar. Gündemlerini moda trendine göre belirleyen hanımlar, İslamın öngördüğü hayat tarzını küçümseyip, özlerinden uzaklaşıyorlar.
Siyonizm ve yandaşlarının en büyük korkusu Müslümanların kardeşlik ekseninde birleşmeleri ve güçlenmeleridir. O yüzden Şii Sünni, Kürt Türk söylemleri ile kitleleri kışkırtarak kardeşlik ahdimizi zayıflatıyorlar. Birbirlerine bir elin parmakları kadar yakın olan müminler artık küçük bir meselede dahi fırtınalar koparıyor ve birbirlerine düşman kesiliyorlar.
Siyonist eşkıyaların hedeflerinden biri de İslam toplumlarında ekonomik istikrarsızlığa neden olabilecek kaos ve kargaşa çıkarmaktır. Ortaya çıkan kaos, eşitlik, özgürlük, demokrasi kavramları ile kamufle edilerek gündeme geliyor. İslam coğrafyalarında ekonomik, kültürel ve sosyal çatışmaların ardı hiç kesilmiyor, failler ise yazdıkları senaryoyu hep arkadan seyrediyorlar.
Büyük İsrail’i kurup dünyayı maiyetleri altına almayı hedefleyen Siyonistler, İslam coğrafyalarını parçalara bölerek, kendi kokuşmuş ideallerine kısa yoldan ulaşmaya çalışıyorlar. İslam toplumları ise imani, sosyal, kültürel, bilimsel ve iktisadi olarak güçlenip, ayağa kalkmanın yollarını aramak yerine teslim olmayı tercih ediyorlar. Oysa Allah bizden hakkı hâkim kılmamızı ve haklıdan yana tavır almamızı istiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.