Dikkatle okuyunuz!
Değerli okurlar; geçtiğimiz hafta içinde, benim gördüğüm kadarı ile bir-iki gazetede kenara sıkıştırılmış, tek sütunluk gibi bile görünmeyen bir haber vardı. Haberde şöyle diyordu: “Yunanistan kupasında olaylar sebebiyle yarıda kalan Olimpiyakos-Paok maçı için futbol federasyonu araştırma- inceleme, soruşturma yaparken, hükümet ani bir karar vererek, kupayı iptal etti...” Yani Yunanistan’da bu sezon kupanın sahibi olmayacak. Çünkü kupaya bundan böyle bu sezon için devam edilemeyecek... Komşu Yunanistan bunu yapan... Nüfusu bizim İstanbul kadar bile olmayan, sık sık didiştiğimiz komşu... Helal olsun demekten başkaca yapacak bir şey yok... Biz mi? Biz sadece eyyam yaparız... O, bu kızmasın diye cezaları bile en alttan veririz. Yarıda kalan maça iki defa sebep olan varsa eskiden küme düşürürdük, sonra bunu dört maça çıkararak olay çıkarma sınırlarını genişlettik. Yunanistan, şike yaptığını tespit ettiği kulübünü, hem de Avrupa Kupaları’nda tur atlamışken, dördüncü lige düşürdü. Biz ise şike davalarında adı geçip de, federasyon tarafından üç sene, iki sene ceza alan yöneticileri ve futbolcuları baş tacı etmeye devam ettik. Yani ve de ne yazık ki biz hâlâ bir Yunanistan olamadık şu sporda, özellikle de futbolda...
Devam edelim... Fenerbahçe’nin ünlü(!) teknik adamı Pereira demişler ki, “Biz Manisa stadında oynarken bir futbolcumuz o kötü zeminden dolayı sakatlanır da, ligi ve Avrupa’yı kaybedersek hesabını sorarız...” Bir kere sen kimsin? Bak Portekizli; “Bu ülkeden ne futbolcular geçti. Statların bileğe kadar çamur olduğu günler ve gecelerden... Kramponlarını çamurda kaybeden nice yıldızlar izledi bu gözler... Üzerindeki formanın koltuk altları hep yırtıktı nice yıldızların... İdmanlarda giydikleri eşofmanların hali ise anlatılacak gibi bile değildi. Bu ülkede deplasmana gidilmeye başlandığı 1960’lı yılların başından daha düne kadar bir deplasman maçının ancak dört veya beş günde bittiğini sen bilir misin? Kime, ne hakla soru soracaksın? Peki, o stadın o zemininde diğer rakiplerin oynarken neden tepki göstermedin? Öyle ya sizler uluslararası teknik adamlarsınız... Asıl şu soruyu soracaksın; Ey TFF neden aynı takımın maçını geçen hafta Balıkesir’e aldın? Bu eşitsizlik değil mi? Ya da ey TFF, neden sezon başında racon kesip de, bir sezonluk veya yarım sezonluk bir karara imza atmadın? Haaa bu TFF muhatap bile alınmaz diye düşünüyorsan, bak ona hakkın var sanki... Ama her konuda olmak şartıyla haaaa...
Galatasaray, söküğünü, yırtığını dikmek adına Selçuk, Sneijder, Podolski ve Muslera’dan ikisi satmak gibi bir kararın eşiğinde imiş. Peki, aynı Galatasaray, hiç bir gün ara transfer ayı Ocak’ta 11 oyuncunun nasıl transfer edildiğini sormayacak mı? Var mı dünya futbol tarihinde böyle bir vaka? Hem de galiba lider olunduğu günlerde... Neyse ki bileklik kampanyası var ya... UEFA’dan tek bir yıl için ceza, bence Galatasaray’a ödül olarak kabul edilmelidir. Peki, bu cezayı asıl kim hak ediyor dersiniz? Tabii ki TFF... Neden mi? Yahu sen özerk bir kuruluşsun. Yani bu ülkede özel kanunu olan ender yapısın. Neden, kulüplerin hesaplarına ama ciddi olarak, yani Avrupa standartlarında dalmıyorsun? Sen “saldım çayıra” politikası güdersen, kulüp de yayılır... Ama bazen yaparsın yani... Kimlere mi? İstanbul saltanatının dışındaki kulüplere tabii ki...
Şöyle bir toparlarsak... Acaba umutlu musunuz ülke sporunun ve onun en popüler branşı futbolun gelişmesinden? Bir gün bizde de, ligi şampiyon bitirmiş Monaco’nun federasyonu tarafından, “Şayet 6, 5 milyon marklık satış yapmazsan seneye ikinci ligde oynayacaksın” uyarılmasına... Acaba mafyanın ülkesi diye bildiğimiz İtalya’da ligi şampiyon bitirmiş, üstelik Fiat markası ile ülkenin ekonomisini ayakta tutanların takımı Juventus’un küme düşürülüşü gibi bir karar yaşar mıyız? İskoç futbolunun kalesi Glasgow Rangers acaba şimdilerde ülkenin hangi liginde oynamaktadır?
Bitti...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.