İmam Hatiplerin Tarihi Handikabı
Allah Teâlâ’ya yalvarırız ki Müslümanları her türlü ihtilal ve darbelerden korusun. Gerek 27 Mayıs 1960, gerekse 12 Eylül1980 darbeleri, 12 Mart 1971 muhtırası ve 28 Şubat Post Modern darbesinde olduğu gibi, Müslümanlar ve İmam-Hatip liseleri bu ihtilal ve darbelerden hep zarar gördü.
Neden?
Çünkü bu kurumlar, kuruluşundan itibaren daima halkın teveccühüne mazhar olmuşlardır. Büyük başarılara imza atmışlardır.
Bu yüzden zaman zaman bu okullar üzerinden lehte ve aleyhte operasyon ve siyaset yapma sonucu hasıl olmuştur. Zaman zaman siyasî ve ideolojik sebeplerle bu ya okulların kapatılması veya sayılarının azaltılması, mezunlarının yükseköğretim imkânlarının kısıtlanması gündeme gelmiştir. Fakat bu okulların siyasî hareketler karşısında tarafsızlığını koruması sayesinde bu tür talepler genellikle kabul görmemiştir. Bu okullarda zannedildiğinin aksine aşırı bir siyasi tarafgirlik yoktur. Aldıkları eğitimin doğası gereği bu okullarda komünist, sosyalist, anarşist görüşler olmamış, daha çok dinî, millî duyguları ağır basan dindar, muhafazakâr, millî ve sağcı görüşten çeşitlilikler yaşamıştır. Bu yüzden de en kötü zamanlarda bile bu okulun insanları siyasi kavgalara karışmamıştır. Çok şükür, buralarda okul içinde ve dışında asla terör yaşanmamıştır.
Ancak özellikle 1980'lerden sonra her politik çevrelerin bu okulları çeşitli amaçlarla siyaset gündemine taşıması rakip kesimleri ve görüşleri karşı tavırlara yöneltmiş, böylece İmam-Hatip liseleri bilhassa 1997-1998 yıllarında ülkenin en önemli gündemi haline gelmiş, sonuçta bu okulların orta kısmı yine kapatıldığı gibi 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu’nun 45. maddesi çerçevesinde yapılan bir düzenleme ile taban katsayısı uygulamasına geçilerek İmam-Hatip Lisesi mezunlarının İlâhiyat Fakültesi dışındaki yükseköğretim kurumlarına girmeleri büyük ölçüde güçleştirilmiştir.
1999-2000 öğretim yılında 464 İmam- Hatip Lisesi’nde 116.431, 107 Anadolu İmam-Hatip Lisesi'nde 11.505, otuz üç çok programlı lisede de 6289 öğrenci olmak üzere toplam 604 okulda 134.224 öğrenci öğrenim görmüştür. Ancak son üç yıl içindeki tartışmalar, getirilen yeni düzenlemeler, özellikle yükseköğretim kurumlana girme imkânının daraltılması bu okullara ilgiyi azaltmış bulunmaktadır.(Bkz. DİA.İmam Hatip, Halis Ayhan,)
İmam Hatip Liselerinin sistemle olan sorunlu ilişkileri işte böyle sürüp gitmektedir. Meselenin bam teli ve hayati önemi buradadır. Çok yazıldı, çizildi, söylendi, yaşandı. En çok söz götüren, ama bizim özetleyeceğimiz sorunlar yumağının ana kaynağı şunlardır:
Sistem içinde İslam'ın yeri nedir?
Meçhul!
İşte bu İ.H.L.'lere yansıyor. Bu yüzden devlet, okulunu zorda kalmazsa açmaz. Zorla açar. Alanını daraltmaya, orta kısmını biçmeye çalışır. Bazı okullara, mesleklere almaz. Fişler, potansiyel tehlike görür. İrticanın altında onu arar rejim düşmanı kabul eder zaman zaman. Güvenmez bir türlü.
Sistemle beraber bazı kurum ve kuruluşlar, medya, İ.H.L.'leri hep tartışır. Laik devlet içinde ona varlık tanımaz. Düşmandır o. Ezilmeli, yok edilmelidir. Oysa bu okullar devletin okullarıdır. Devletin yasalarına göre yönetilir, devletin öğretmenlerine, devletin program ve kitaplarına göre devletin idareci ve müfettişleri denetiminde eğitim yapar...
Bu okullar, amaçları istikametinde eğitim yaparlarken "dini değerler" dese bazı partilerin, "Milli değerler" dese başka partilerin okulları diye lanse edilir. Oy kaybına uğrayan parti, onları gözetim altına alır. Dağıtmaya çalışır.
Ne yapsın bu okullar?
Bu ruh haliyle yetişen insandan ne beklenir?
Şahsiyetsizliğe, kişiliksizliğe, kimliksizliğe, güven bunalımına, ürkekliğe, korkaklığa, pısırıklığa, beceriksizliğe, dalkavukluğa, münafıklığa davetiye değil de nedir bu?
Bütün başarılı öğretmen idareci öğrenci zan altında ve haklarının nasıl gasbedileceğini gözlemlemekte. Yazık, çok yazık.
Artık devlet "Burası benim okulumdur, çekin elinizi, dilinizi" demeli.
Demiyorsa, bu okullar, sivil örgütlenmeyle ve güçlü temsil ile aşmaya çalışmalı bu olumsuzlukları. Hoş yapılan da budur zaten.
Son olarak şunu belirtelim, yazboz tahtasına dönen eğitimdeki sistem kavgası bu okulları da vurdu. Tembellik ve disiplinsizlik aldı başını gidiyor. Yeni, orijinal. Yerli değerlere bağlı bir sistemle, sisteme çeki düzen verme zamanı geldi de geçiyor bile.
İşte bunlar İmam Hatip Liselerinin hiç düşünmeden sayacağımız, görünen ana sorunları... Bir de işin içine girerseniz, ne sorunlarla karşılaşırsınız kim bilir? Allah yardımcımız olsun.”