Uygunsuz tartışma
Televizyonda yapılması gereken bir tartışmanın meclis çatısı altında yapılmış olmasını doğrusu yadırgadım. Hem tartışma konusunu yadırgadım, hem de tartışma mekanını yadırgadım.
Konu itibariyle evet iki siyasetçinin tartıştığı bir konuydu. Ancak partilerinin hükmi şahsiyetiyle doğrudan ilişkili bir konu değildi. Kişiler üzerinden partilerin yıpratılmaya çalışılması söz konusuydu.
Bir kişinin yolsuzluğunu ispat etseniz bile bunun varacağı nihai nokta o şahsın çekilmesi istifasıdır.
Ama yolsuzluğu tecviz eden sistemi siz tartışmaz onun gediklerini açığa çıkarıp üzerine gitmezseniz bu tür tartışmaların Türkiye'ye hangi faydası olacaktır?
Birinin müfteri ötekinin baron ithamıyla kızışan tartışmanın reytingi yüksekti.
Biz toplum olarak severiz böyle tartışmaları.
Ama bu tartışma kime ne öğretti, sokaktaki adama ne faydası oldu, hatta tartışanlara ne faydası dokundu pek bilen yok.
Tencere dibin kara tartışması.
Mahkeme değildi ki karar verilsin de müeyyide uygulansın.
Herkes tuttuğu tarafın lehine karar verdi.
Medya da tuttukları tarafı galip ilan ettiler.
Bir tarafta “Kılıçdaroğlu nakavt etti terletti” öte tarafta, “Kılıçdaroğlu inandıramadı 7-1 mağlup” kabilinden başlıklar atıldı.
Haksızlık etmeyelim bir faydası oldu. Kızışan tartışma sona erdi ve taraflar birazcık da olsa yatıştı. Eski sertliğin ve kırıcılığın yerini daha nazik bir üslup aldı.
Fakat tartışmanın yapıldığı mekan fevkalade yanlış bir mekandı. En büyük yanlışlık mekanın meclis bünyesinde olmasıydı. İkincisi mekanın tartışma değil basın açıklaması için düzenlenmiş bir mekan olmasıydı. Muhataplar birbirlerini bile göremiyorlardı.
Bizim Ahmet Kekeç bile tartışmadan bir şey anlamadıysa varın sokaktaki vatandaşı siz hesap edin.
Tartışmanın konusu da mekanı da şekli de meclis için hiç de övünülecek bir uygulama olmadı. Meclise yakışmadı.
Tartışmanın anlaşılamamasının bir sebebi de tartışmayı yöneten Uğur Dündar'ın tavrıydı.. Oysa Dündar vermek istediği mesajı seyredenlerin kafasına çiviyle çakar gibi yerleştirebilen tecrübeli bir televizyoncu. Kendi programlarında bunu çok başarılı bir şekilde yapıyor. Burada da anlaşılmayan noktaları yönelteceği sorularla anlaşılabilir hale getirebilirdi. Ya çok iyi hazırlanmamıştı ya da hem oturma biçiminden hem de günlerdir süren tartışmanın stresinden böylesi pasif bir yöntem izledi.
Yine de böylesi bir tartışmaya yönetici olmak gibi bir fırsat herkesin eline geçmez. O yüzden bence tartışmada hiç yıpranmayan ve aksine reytingine reyting katan ve eğer kazanan taraf varsa o da Dündar oldu. Her televizyoncuya nasip olmaz. Tebrik ederim.
Her neyse taraflar ikna olmasalar da en azından bu kavga şimdilik bitti. İnşallah bayrama kadar başka bir kavga çıkmaz.
Bu vesileyle bayramınızı da şimdiden tebrik ederim. Bayramdan sonra da inşallah kayıkçı kavgalarına değil de önemli memleket meselelerine kafa yorarız.
Not:
Bir hatırlatma: Sabah Gazetesi Yazarı Hıncal Uluç bey dünkü yazısında benden alıntı yapmış ve benden bahsederken “Recep Tayyip Erdoğan tarafından milletvekili atanmış köşe yazarı Resul Tosun” demiş. Doğru söylüyor, mevcut seçim kanunu ve aday belirleme yöntemi vekilleri maalesef atanmış yapıyor. Ancak benim, on yılı aşkın bir zamandan beri tercihli sistemi savunduğumu, vekillik döneminde ise tercihli sistem için kanun teklifi hazırlayıp parti grubuna verdiğimi ve halen milletvekili olmadığımı sayın Uluç ya bilmiyor ya da dikkatinden kaçtı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.