Bu Sabah Neler Düşünmeli Neler Sormalıyız?
Her sabah yapmamız gerektiği gibi, bu sabah da neler düşünmeli, neler sormalıyız?
Birinci soru: Ben kimim?.. Bilinen kimliğimizle ilgili değildir bu soru. Varlıkla, var olmakla ilgilidir. Ben nasıl bir varlığım? Şu dünya nedir? Nereden geliyorum, nereye gidiyorum? Beni buraya Kim göndermiş? Nasıl var olmuşum? Doğdum yaşıyorum öleceğim. Öldükten sonra varlığım devam edecek mi?
İkinci soru: Vazifelerim, sorumluluklarım nelerdir?
Üçüncüsü: Yaptıklarımın hesabını verecek miyim? Vereceksem nasıl davranmam gerekiyor?
Dördüncüsü: İnanılması gereken doğru inançlar nelerdir?
Beşincisi: İyi bir insan olabilmek için neler yapmalıyım, neleri yapmamalıyım?
Altıncısı: Güzellik nedir, çirkinlik nedir?
Yedincisi: Mutluluk nedir? Mutlu bir insan olabilmek için nelere inanmalı, nasıl davranmalı, nasıl yaşamalıyım?
Sekizincisi: Üzerinde yaşadığım dünyanın durumu şu anda iyi midir, kötü müdür?
Dokuzuncusu: Türkiye adında bir ülkede yaşıyorum. Onun bugünkü durumu iyi midir, kötü mü?
Onuncusu: Mensubu bulunduğum insanlık âlemi iyi durumda mıdır, kötü durumda mıdır?
On birincisi: Doğru nedir, yanlış ve hatâ nedir? Doğruluk üzere miyim, yanlış ve hatâlar içinde miyim?
On ikincisi: Dünyada çok kötü şeyler oluyor. Savaşlar… Toplu ölümler… Soykırımlar… Haksızlıklar, zulümler… Haaa zulüm ne demek?... Milyonlarca insan perişan vaziyette vatanlarından, yuvalarından kaçıyor… Benim maddî durumum nispeten iyi ama dünya üzerinde yaşayan insanların bir milyardan fazlası büyük sıkıntılar içinde… Güneyimizdeki Suriye’de niçin bu kadar kötülük, zulüm, haksızlık, savaş, kan, gözyaşı, acı var?
On üçüncüsü: Ülkemin iyi olması neler yapmalıyım?
On dördüncüsü: Kendime, aileme, çoluk çocuklarıma, halkıma nasıl hizmet edebilir, iyilik yapabilirim?
On beşincisi: Yirminci asırda insanlık iki büyük cihan savaşı yaşadı, çok insan öldü, büyük tahribat oldu. Bugünkü durum da bozuk, üçüncü dünya savaşı patlayacağından bahs ediliyor. Savaş olursa ne yapacağım?
***
Vicdanı olan, sorumluluğunu bilen insan böyle soruları sık sık sormalıdır, hem kendine, hem çevresine.
Dünyada ve ülkede insanların düşünmesini, sorgulamasını engelleyen, yığınları serseme çeviren, insanları insanlıktan çıkartan şer kuvvetleri var.
Bu şeytanî güçler, akılları apış arasına ve işkembelere haps etmek istiyor.
Dünyayı, insanlığı pençesine alan global kapitalizm düşünen, sorgulayan insandan nefret ediyor.
Şer, şekavet güçlerinin elinde:
Müstehcen yayın yapan dehşetli bir medya var.
Futbol milyonlarca insanın afyonu olmuş.
Alabildiğine gevezelik, zevzeklik yap, faso fiso konuları hiç ara vermeden mıncıkla dur ama sakın düşünme, sakın sorgulama!..
Ölümü hiç düşünme… Ölümü düşünürsen düzelebilir, derlenip toparlanabilirsin… Sakın düzelme emi…
Dini, ahlakı, fazileti bırak… Tüketim aleti ol... Şehvetlerine uy, azdıkça az…
***
Şer güçlerini durduracak büyük güç İslamdır. İslam insanı düşünmeye ve sorgulamaya çağırıyor. Şeytanî kuvvetler sinsice İslam’ın içini boşaltmaya çalışıyor.
Şer şeytanları şöyle diyor:
Din sadece bir vicdan işidir. Ölünce cenazen camiye getirilir, namazın kılınır, mezarlıkta bir çukura atılır. Daha fazla din gerekmez.
Şeytanî şer güçleri milyonlarca insanı içi boşaltılmış kof Müslümanlar haline getirdi.
Bu kötü gidişi önlemesi, engellemesi gereken sözde uyanık Müslümanlar ne yapıyor?
Düşünüp çare ve çözüm arıyorlar mı?
Evet her sabah derin düşünmeliyiz ve sorgulamalıyız.
İnsanı insan yapan doğru dürüst düşünmek değil midir?
Düşünmeyen insan var mıdır, yok mudur?
(İkinci yazı)
ÖFKE
Öfke baldan tatlıdır ama öfkelenen kaybeder.
Bilgelik ile öfkesine mağlup olmak bir arada olmaz.
Öfkeyle kalkan zararla oturur.
Bir anlık öfke koca bir ömrü mahv edebilir.
Keşke öfkelenmeseydin de bunca çılgınlık ve saçmalık yapmasaydın.
Öyle sabırlı ol ki, taş çatlasın, sen çatlama.
Bilgeler öfkelenirse, onların öfkeleri asil öfkelerdir.
Öfke çılgını olmuş, tetiği çekmiş öldürmüş, katil olmuş…
Öfkeden gözü dönen, görmez olur.
Beyim, öfkeni yenmezsen, feci şekilde yenileceksin.
Sen karşılık verme, bırak hasımların öfkeden gebersin.
Öfkeni yut.
Öfkelenince ayakta durma, oturma, yatağa yat.
Öfkelenme sus pus.
15.03.2016