Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Hayalimizdeki kahraman

Hayalimizdeki kahraman

Elli yaşlarında bir hanım arkadaşıyla sohbet ediyor: “Ben yazarın kitaplarını neredeyse ezberledim. Üslubu çok akıcı, kitapta kendimden çok şeyler buluyorum. Ama ben yazarı uzun boylu yakışıklı, akıcı konuşan, karizmatik biri olarak hayal etmiştim. Bir buçuk metre boyundaki bir adamın bu kadar güzel eserler yazabileceğine hiç ihtimal vermemiştim. Onun giyim kuşamının bu kadar mütevazi olabileceğini hiç düşünmemiştim, hele bir de arabasını görünce hayallerim suya düştü…” Bu ifadeleri gündelik hayatınızda sık sık işitirsiniz. Sıradan insanlar, toplumun ön saflarında yer alan kişi ya da kişileri hayali bir kahraman olarak düşünürler. Onları insanüstü bir varlık gibi algılar ve baştan aşağı incelemeye tabi tutarlar. Bu insanların ne yiyip içtiklerini nasıl giyindiklerini, fiziki özelliklerini, konuşma tarzlarını bütün detayları ile ele alır ve hayallerinde canlandırdıkları kahramanla bu kişinin uyuşup uyuşmadığını anlamaya çalışırlar.

Büyük adam deyince sıradan insanların hayallerinde, endamıyla giyim kuşamıyla gözlere hitap edebilecek bir kahraman canlanır. Onlar insanın özündeki büyüklüğü, yaradılışındaki sırları göremezler. Büyüklüğün, ölümlü olan bedende değil sonsuz olan ruhta gerçekleşebileceğini idrak edemezler. Bir insanın ancak iman ilim ve irfanla büyüyebileceğini akıllarına dahi getiremezler. Üç yaşında bir çocuğa büyük adam kimdir dediğinizde elini yukarı kaldırır ve kocaman boylu adamdır der. Sıradan insanlar da tıpkı bunun gibi büyük adam deyince sadece kabuğa odaklanır ve onun mahiyeti olan özü göremezler.

Sıradan insan hayalindeki kahramanı oluştururken, TV programlarından ve burada sergilenen dizilerin başaktörlerinden etkilenir. Başrol oyuncuları yetenekleri ya da taşıdıkları öz dikkate alınarak seçilmezler, buradaki kahramanlar sadece fiziki özellikleri ile öne çıkarlar. Kahraman güzel bir kadın ya da yakışıklı bir erkektir. İnsanlar bu kişilerin ne yaptıklarına değil ne giydiklerine nasıl hareket ettiklerine odaklanırlar. Sıradan insanlar vakitlerinin büyük bir kısmını dizi seyrederek geçirirler. Burada onlara nasıl yaşamaları, nasıl davranmaları, olayları ya da şahısları nasıl değerlendirmeleri gerektiğine dair aktarımlar yapılır. O yüzden sıradan insanın özgürleşmesi oldukça müşkül bir durumdur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi