İran’a saldırı takvimi değişti mi?
İran’a yönelik muhtemel Amerika saldırısıyla alâkalı olarak çoktandır fal tutuluyor. Vurdu vuracak derken çeşitli takvimler ve tarihler kesiliyordu.
Bu bağlamda, basından, 2007 yılında Neoconların İran’a vurma planlarını realist kanattan Savunma Bakanı Robert Gates ve Dışişleri Bakanı Condi Rice’ın önlediğini öğrenmiştik. Sadece bu kadar da değil. İsrail’in 60’ıncı yıl kutlamaları çerçevesinde Mayıs ayında İsrail’i ziyaret eden ve burada ‘Nice 60 yıllara’ temennisini dile getiren Bush, meğerse Olmert’in İran’ı vurma planlarını onaylamamış ve bu hususta yeşil ışık yakmamış.
Bu yönüyle Biden gibi davanmış. Bilindiği gibi Obama’nın Başkan Yardımcısı adayı olan Biden, bundan bir iki yıl önce İsrail’e yaptığı ziyaret sırasında John Abizaid vesair askerî yetkililer gibi İsrail’e şöyle bir nasihatta bulunmuştu: “Nükleer İran’la yaşamasını öğrenin…” Son sıralarda birden fazla Amerikalı yetkili İsrail’i şaşırtıyor ve şok ediyor. 2007 sonunda yani Aralık ayında 16 Amerikan istihbarat teşkilatının ortak bir biçimde 2003 sonrasında İran’ın askerî amaçlı nükleer programını durdurduğunu rapor etmesi de İsraillileri şaşkına çevirmişti. O sıralarda ABD’de olan ve haberi erken alan Ehud Barak, şaşkınlığını gizleyememiş adeta küçük dilini yutmuştu. Irak işgalinden dolayı ABD yönetimi başta Neoconlar olsa bile Amerika çıkarlarıyla İsrail çıkarları arasında tercih ve seçim yapmak zorunda kalıyor. Manevra alanı ve kabiliyeti büyük çapta azalmıştır. Dolayısıyla yakın pozisyonda müttefik İsrail’in amaçlarına pek de hizmet edemez hale gelmiştir. Aksine planlarını akamete uğratıyor. İşgal gücü olarak ABD’nin Irak’ta bulunması İsrail için sureta teminat gibi görünse de kazın ayağı öyle değil. Gelişmeler bunun böyle olmadığını ortaya koymuştur. Yani İsrail maksadının aksiyle tokat yemiş bulunuyor. Mesele en azından daha karmaşık hale gelmiştir.
*
İsrail’in İran’ı bombalaması ancak Irak üzerinden gerçekleşebilir. Abdullah Gül’ün Bill Clinton’ın resepsiyonunda da söylediği gibi Türkiye komşular için bir saldırı üssü değildir. Türkiye daha önce 1 Mart tezkeresiyle bunun böyle olmadığını ispat etmiştir. Geriye Irak hava sahası kalıyor. Irak hava sahası da ABD’nin kontrolünde. Dolayısıyla İsrail’in bu kanaldan yapacağı saldırı muhakkak surette İran ile ABD’yi karşı karşıya getirecektir. Bu da ABD’nin Irak ve bölgesel çıkarlarını tehdit altına sokacaktır. İran-ABD çıkarları işgalle birlikte iç içe geçmiştir. İran aynı zamanda ABD’nin siyasî kadrosu olan Irak’taki vekilleri aracılığıyla ABD’ye mukabele edebilir ve ABD’nin Irak’taki işi daha zora girebilir. Bunun dışında İran, Hürmüz Boğazını seyrü sefer trafiğine kapatabilir ve mayın döşeyebilir. Bilindiği gibi bundan bir müddet önce 5 İran hücum botu ansızın Amerikan savaş gemilerinin önünü kesmiş ve ufak ama tehlikeli bir gövde gösterisinde bulunmuştu. Hamaney de zaten astlarına İran’ı ve Hürmüz Boğazını savunmaları talimatı vermiştir. Bunun sonu dünya petrol piyasalarında yeni dalgalanma ve petrol fiyatlarının varil başına 250 doları bulmasıdır. Bu nedenlerden dolayı Bush, Olmert’in ‘İran’ı vuralım’ teklifine yeşil ışık yakmamış ve Beyaz Saray’dan ayrılıncaya kadar böyle bir maceraya izin vermeyeceğini ortaya koymuştur. ABD’nin korkusu İsrail’in Natanz ve benzeri tesislere saldırısının yetersiz ve yarım kalması ve peşinden gelecek tamamlayıcı darbelerin de topyekûn bir bölgesel savaşa yıl açması ihtimalidir. ABD’nin bölgesel çıkarları buna müsade etmiyor! Bundan dolayı Ağustos ayından Ekim’e sarkan Amerikan saldırısı planları veya söylentileri bir kez dana değişmiş görünüyor.
*
Ya seçim çıkarları? İşte tam bu noktada durmak lâzım. Şöyle ki, bilindiği gibi Hillary’nin Obama tarafından dışlanması ve buna mukabil McCain tarafından Palin’in yardımcılığa getirilmesi seçim hesaplarını altüst etmiş ve Obama McCain karşısında gerilemişti. Ancak Wall Street’in tepetaklak olması ise dengeleri yeniden Obama lehine çevirdi. Amerikan halkı dünyayı yakma pahasına McCain–Palin ikilisini desteklerken bu yangının ekonomik surette içe yansıması halinde ise hemen tercihini Obama’dan yana kaydırmıştır. Amerikan halkı pragmatiktir. İş mideye gelince feminizm falan para etmez hale gelmiştir. Dolayısıyla bu durumda McCain’in kazanması şansı yine dönüp dolaşıp İran’a yönelik bir saldırı ihtimaline bağlı hale geliyor. Bununla birlikte Bush yönetimi gider ayak McCain’in keyfine bölgedeki kartlarını yakar mı? Bu herhalde büyük bir ihtimal olmasa gerek. Zira Gates gibi realist kanat parti çıkarlarından ziyade ABD’nin çıkarlarını temsil ediyor ve İran’ın vurulmasına karşı çıkıyor. Zaten daha önceki Centcom Komutanı William Falon da bu yüzden istifa etmişti. Yani savaşı yürütecek olan Pentagon yeni bir savaşa karşı.
Bush, İsrail’i de dizginlediğine göre savaş kararı sürprizlere bağlı hale geliyor. Ortada İran’ı vurmak için en küçük bir hazırlık dahi gözükmüyor. Acaba Nejad’ı bu kadar cesur ve pervasız kılan da bu faktör müdür?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.