Ekrem Kızıltaş

Ekrem Kızıltaş

Yardım ciddi bir iştir!..

Yardım ciddi bir iştir!..

Nisan 1992’de Sırpların Müslüman Boşnaklara yönelik saldırıları başladıktan sonra Türkiye ve Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımız arasında, benzeri önceden pek görülmeyen bir gelişme yaşanmaya başlamıştı.

Madem Bosna’da Müslümanları hedef alan alçakça bir saldırı vardı ve kardeşlerimiz orada sıkıntılı durumdaydı, onlara yardım etmek gerekti...

Yardım etmek, yakınınızdaki birisi sözkonusu olduğunda kolaydır. Ama tanımadığınız bir coğrafyada yaşayan insanlara yardım edebilmek, sanıldığı kadar kolay değildir.

Kolay değildir; kimlere yardım etmeniz ve onlara daha çok ne ulaştırmanız gerektiğini ve tabii bunları nasıl güvenli bir şekilde ulaştıracağınızı bilmeniz gerek. Bilmek de çoğu zaman yeterli değildir. Bildiklerinizi uygulayabilmeniz de gerekir.

Mesela, yanlışlıkla Boşnaklar yerine Sırplara ya da Hırvatlara yardım edebilir; gıda ihtiyacı olanlara çocuk bezi ya da ped gönderebilirsiniz... Bu tür şeyler sıkça yaşanmıştır çünkü.

Kolaycı bir bakışla, yardımın zaten var olan bazı kuruluşlarca ulaştırılmasını sağlamak gerektiği, düşünülebilir.

1992 Nisan’ından sonra, Bosna’ya Kızılay vasıtasıyla yardım gönderilmesi, denenmişti.

Ve sonrasında, insanımızın yardım olarak gönderdiği malzemelerin bir bölümünün Yugoslavya’daki transit yol üzerinde bulunan marketlerde satışa sunulduğu ortaya çıkmıştı.

Kızılay, Boşnak kardeşlerimize ulaştırılması gereken yardım malzemelerini, tabii olarak, Yugoslav Kızılhaçı’na teslim etmiş ve onlar da bildikleri gibi yapmışlardı.

Yardımların resmi yollardan ulaştırılması imkanı olmadığı anlaşıldığında, Türkiye ve Avrupa’da, doğrudan yardım ulaştırılması için çeşitli faaliyetler başladı.

Bireysel girişimler, gruplar ve platformlar oluşturularak; mağdur kardeşlerimize yardım ulaştırmak için seferber olundu.

Bosna’ya, çoğu zaman akıl durduran yollarla, hemen her şey ulaştırıldı o zaman.

Belki giden malzemenin tamamı ulaşmadı oralara. Bazıları yollarda çeşitli kazalara uğradı ya da üzerinden geçilmek zorunda kalınan, mesela Hırvatistan gibi ülkelerde, bazılarına el konuldu.

Gittiği, gidebildiği kadarı, hem yardımlar ve hem de yalnız olmadıklarını anlamaları sebebiyle, Bosnalı kardeşlerimize cansuyu oldu adeta. Bosna’daki şanlı direnişinin sürmesinde ve başarıya ulaşmasında, bu yardımların büyük rolü olduğu, üzerinde hemen herkesin ittifak ettiği bir husustur.

Bosna’ya yardım meselesi, üzerinde ciltler dolusu yazılabilecek ve günlerce konuşulabilecek bir konudur. Ama tam olarak ne yapıldığı, nasıl yapılabildiği, hangi yolların kullanıldığı... gibi konuların çoğunlukla gizli kalması da, belki bir gerekliliktir.

Çünkü, yarın ne olacağını ve benzer usullere başvurmak zorunda kalıp kalmayacağınızı, hiç bir zaman bilemezsiniz.

Hülasa: 1992-1995 arasında süren Bosna direnişi günlerinin, bizlere bıraktığı güzel hatıralardan birisi, kardeşler arasındaki yardımlaşmanın ciddi olarak o dönemde başlamış oluşudur.

Var olan kuruluşların temeli o zaman atılmış ve yetişen kadrolar sayesinde, kardeşlerimizin sıkıntı içerisinde bulunduğu coğrafyalara doğrudan yardım göndermenin temel esasları o zaman belirlenmiştir.

Yalnız uzak coğrafyalara değil, içeriye yönelik yardımlaşmada yaşanan reform seviyesindeki gelişme de, Bosna dönemine çok şey borçludur.

O dönemin acı hatıraları da var şüphesiz.

Halkımızın kardeşlerine gönderdiği yardımları ve bu yardımların onları ayakta tutmasını bir türlü içine sindiremeyenler ve onların yerli işbirlikçileri, Bosna yardımları ile alakalı şüphe bulutları oluşturmak için ellerinden geleni yapmış ve yardım faaliyetlerini bir dönem ciddi şekilde zora sokmuşlardı.

Bugün ciddi şekilde tartışılmakta olan bazı konulara, bir de bu açıdan, yani yardımlaşmayı sekteye uğratmak isteyenlerin, bütün bu olup bitenlerde dahli olup olmadığı açısından bakmakta fayda var...
Konuya yarın da devam edeceğiz, inşaallah...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ekrem Kızıltaş Arşivi