Terörü Kur’an Bitirecek
Kur’an bizim en büyük hazinemiz. Zenginliğimiz. Enerjimiz. Yol gösterici rehberimiz. Millet olarak varoluşumuzun garantisi.
Ama bütün bunlar, bunun bilincinde olanlar için.
Böyle olmayana, onun farkında olmayan gafile, ya da onun vereceğine müstağni davranan kibirliye Kur’an ne yapsın? Ne yapabilir ki? Hem niçin yapsın?
O yüzden bu pozitivist ve materyalist eğitimden geçmiş, Batıcı dünya görüşlerine sahip, laik ve seküler zihniyettekiler, Kur’an’dan faydalanamazlar. Çünkü toplumsal sorunlarına orada şifalar olduğunu ne bilirler, ne de inanıp kabul ederler.
İşte bu yüzden, dine saygılı ve muhafazakâr bir parti olan Ak Partinin bu ülkeye yapacağı en büyük iyilik, bu ülkenin Milli Eğitim başta olmak üzere bütün kurumlarını Kur’an’la tanıştırmaktır. Bir başka deyişle Kur’an’la yeniden barıştırmaktır.
Eğer bu milletin az çok Kur’an’a olan imanı olmasaydı, bu milleti Türk Kürt çatışmasından kurtarmak mümkün değildi. Bugün PKK illetine dün destek veren Kürt kardeşlerimiz bugün onu terk etmişlerse, topraklarından bu mikrobun temizlenmesini istiyorlarsa, bunun altında, PKK tarafından yakılan ve lağım içine atılan Kur’an’a iman sayesindedir.
O Kur’an’ının sağladığı “kardeşlik” inancı sayesindedir.
Allah Teâlâ’ya hamd olsun ki o, Kur’an’a sarılıp sıkı sıkı tutunan Müslümanlara, birlik ve beraberlik nimetini ihsan etti de, daha önceki ayrılıklardan, düşmanlıklardan, kavgalardan eser kalmadı.
Ama bu konu gaflete gelmez. Gönüllerdeki iman ve muhabbet ateşi küllenir de eller Kur’an’dan pırtarsa, zaten uyumayıp her an fırsat bekleyen şeytanlar ve düşmanlar, tefrikanın bin bir çeşidiyle inananlara abanarak birlik ve beraberliklerini parçalayıp dağıtabilirler.
Son iki yüz yıldır ümmeti yiyen bitiren tefrika derdi, ırkçılık ve asabiyet hastalığı, evet, melun ırkçılık ve asabiyet belası, bugün de Müslümanların başındaki en büyük musibettir.
Akif dün aynı dertten mustaripti:
Sen ben desin efrat, aradan vahdeti kaldır;
Milletler için kıyamet işte o zamandır.
Aslında tedavisi de gayet basittir:
Girmeden bir millete tefrika, düşman giremez;
Toplu vurdukça yürekler, onu top dindiremez.
Zarar gördüğümüz deliklerden geçmişte çok sokulduk. Oysa bu şuurlu Müslümanlara ayıptır, ardır. Bugün dersler alarak bir kere daha sokulmayalım ve birlik ve beraberliğimizi iyi koruyalım. Bu yangınlardan ancak böyle kurtulabiliriz.
İşte bizi uçurumlardan kurtaran sağlam ip:
“Hep birlikte Allah'ın ipine (kitabına, dinine) sımsıkı sarılın. Dağılıp parçalanmayın. Allah'ın üzerinizdeki nimetini düşünün. Hani siz birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O'nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki, doğru yola eresiniz.”(Al-i İmran, 103.)
Ayette dikkat çekilen daha önceki bölünmüş ve parçalanmışlık, hem Mekke’de vardı, hem de Medine’de. Allah, göklerden sarkıttığı sağlam ipine sarılanları dün kurtardı.
Bugün bizi de kurtaracak olan yine bu sağlam iptir. O bizim tutunacak en sağlam kulpumuzdur. Ona dönelim. Yani ona iman edelim, anlayarak okuyalım, içindekilerle amel edelim, hayatımızı onun ilkeleriyle inşa edelim ve o parlak ilkeleri dünyaya yayalım.
Sadece biz değil, bütün dünya faydalansın ondan. Bize kârı var, zararı yok bunun.