İnsan Başıboş Değil
BAŞIBOŞ değilsin, varlığın kendinden değil. Bil ki, sen bir yaratıksın ve senin bir Yaratıcın var. Seni niçin yaratmış? En önemli meselen bu. Sâdık, söylediği ve bildirdiği her şey doğru olan bir Haberci seni uyarıp aydınlatıyor: Sen Yaratan’a kulluk ve ibadet etmek için yaratıldın. Bunda hiç şek ve şüphe yok.
Sen Yaratan’ı göremezsin, O’nun künhünü ve mahiyetini bilemezsin. Aklın, zekân buna yeterli değil.Sana bir Elçi ve Peygamber gönderilmiş, haberi ondan alacaksın.
Bil ki, seni Yaratan kemal sıfatlarla sıfatlı ve noksan sıfatlardan münezzehtir. Her yerde O’nun ayetleri ve tecellileri var. Alıcı gözle bak, görürsün.
“Her yeşillik ki, yerden biter,
Birdir O, ortağı yoktur der...”
Peygamber’e iman ve itaat edersen, O’na itaat etmiş olursun.
1400 seneden bu yana işin başı Kelime-i Şehadet’i kalp ile kesin bir şekilde tasdik, lisan ile ikrar etmektir. Kelime-i Şehadet bir bütündür. Yarısını söyleyip yarısını ketm etmek olmaz.
İslâm, Hak din önce de vardı. İslâm’ın inanca ait asılları Hazret-i Âdem’den (aleyhisselâm) bugüne kadar hiç değişmedi.
Hz.Muhammed aleyhissalatü vesselamdan sonra peygamber gelmeyecektir Kıyamet’e kadar.
Rab olarak Allah’tan, Nebi olarak Hz.Muhammed’den, Kitap olarak Kur’ân’dan, din olarak İslâm’dan râzı olacaksın. Aksi takdirde senin için kurtuluş ve ebedî saadet olmaz.
Kesin şekilde bil ki, İslâm dini, tek hak din olmakta ortaklık kabul etmez. Bu devirde üç ibrahimî din yoktur, bir tek ibrahimî din vardır, o da İslâm’dır.
Bu inanç Kitab ile Sünnet ile icmâ ile sâbittir. Aksini iddia eden sapıktır.
Allah ile ezelde, Elest Bezmi’nde yaptığın ahd ü misakı unutma. O sormuştu: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” Ruhlar şu cevabı vermişti: “Evet, Sen elbette bizim Rabbimizsin...” Dünya hayatında bu ahd ve misaka uygun bir hayat sürersen, kurtulur ve ebedî saadete kavuşursun.
Bil ki, dünya çok aldatıcıdır. Sakın ona güvenme, kanma. Dünya servetleri, mal mülk, çoluk çocuk, tantana âlâyiş... Bunların hepsi gelip geçicidir. Hayat ölüme, gençlik ihtiyarlığa, sağlık hastalığa, ikbal idbara dönüşür. Yazılmış olan vakit gelince insan hepsini terk eyleyip ve başka bir âleme intikal eder.
“Dehrin ne sefa var acaba sîm ü zer’inde
İnsan bırakır hepsini hîn-i seferinde”
Bil ki, sana bir Şeriat gönderilmiştir, o sana dünyada Rabbinin istediği hayatı sürmeyi sağlar.
Şeriatın emirleri, yasakları, öğütleri vardır. Şeriat sana sınırlar koymuştur. Sakın onları çiğneme.
Allah ile iyi geçinmek istiyorsan Şeytana, Tağut’a, nefs-i emmârene uyma.
Hâtemülenbiya’da senin için çok güzel bir örnek ve model vardır. Hayatını onun Sünnetine uydurmaya çalış. Sakın azma. Onun gibi mütevâzı, alçakgönüllü, ölçülü ol.
Rabbin sana ihsan ve ikram ettiği nimet ve nafakaları muhtaçlarla paylaş. Zekatı, hakkedenlere Şeriatın kurallarına göre ver, sadaka ver, hayır hasenat yap, paylaşma ahlâkına sahip ol.
Açları doyur, çıplakları giydir, muhtaçlara destek ol. Böyle yaparsan ilâhî rızayı kazanırsın.
Sakın parayı din iman haline getirme, sonra feci şekilde yanarsın.
Allah’ın farzlarını yerine getir, itaatli ve sadık kullardan ol.
Sakın Allah’a eş ve ortak koşma.
Tevbekârlardan ol. Sen günah işleyen bir kulsun. O affeden, bağışlayan Rab’tir.
En iyi ticaret Allah ile yapılandır. İhlasla Allah için, Resulullah için, din ve iman için, Kur’ân için, Şeriat için, Sünnet için harcama yap. Zaten sendeki para ve servet aslında senin değil. Emanettir, sana imtihan için verilmiş.
Ölmeden önce gençliğinin, sağlığının, servetinin, vaktinin, imkân ve fırsatların kıymetini bil.
Dünya imtihanında çileler de vardır. Onlara hazır ol, çile sınavını kazanmaya bak. Sen kazançlı çıkarsın.
Sakın Nemrudlara, Firavunlara, Tâğutlara özenme, onlar gibi yaşamaya yeltenme.
Merhametli ol ki, geniş rahmet Sahibi olan Allah sana merhamet etsin.
Câhilliğin, hele mürekkeb câhilliğin her türlüsünden kaç, bilenlerden ol. Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?
Yeryüzünde Allah’ın şahitleri vardır. Sen de o kafileye iltihak et, şahit ol.
Sakın azıtıp dağıtma, dünya sarhoşu olma. Düşünen, tefekkür ve teemmül edenlerden ol. Hüzünlü ol.
Bu dünya için burada ne kadar kalacaksan o kadar çalış, âhirette ne kadar kalacaksan orası için de o nispette çalış.
Mârufu emr et, münkeri yasakla.
Haksızlık karşısında dilsiz şeytan gibi olma.
İman kardeşlerini sev, kâfirleri dost ve velî edinme.
Her türlü hırsızlıktan, yolsuzluktan, haramdan uzak dur.
Kendi ayıp, kusur ve günahlarına üzülmekten başkalarınınkileri görme.
Resûl ne demiş? “Bir din kardeşini onda olan bir ayıpla ayıplayanın canını, Yüce Allah o aybı ona vermeden almaz...” tekrar oku, iyi düşün.
Sana örnek olarak gönderilen peygamber emîn/güvenilir idi, sen de öyle ol.
Kibri, gururu, halka tepeden bakmayı, lüksü, israfı, aşırı tüketimi bırak. Allah böylelerini sevmez.
Ölmeden önce öl ki, ölüm canını çok yakmasın.
Birlikten ayrılma, birliği bozma. Peygamber ne buyuruyor: “İki Müslüman birlikte olsalar, namazı ayrı ayrı kılsalar şeytan onları istilâ eder...” Yine buyuruyor:“Zamanındaki İmama/Emîre biat etmeden ölen kimse sanki cahiliyet ölümü ile ölmüş olur.” Uyanık ol, gafillerden olma.
Kötülüğe iyilikle mukabele et... Cimrilerden olma, cömert ol... İlim konusunda ya öğreten ol, ya öğrenen, üçüncüsü olma.
İyilikte hayır hasenatta, ilim ve irfanda, ibadet ve taatte her yeni günün, bir öncekinden ileri olsun.
Örnek ve iyi bir Müslüman olmaya çalış. Sen konuşma, sana bakan sende İslâm’ı görsün.
Bütün Müslümanların Ramazan bayramlarını tebrik eder, sıhhat ve selametler dilerim. İyilerin duaları üzerimize sâyeban olsun. Âmin...
(Not: Bu yazıdaki nasihatler bendenize ait değildir. Yıllardan beri faydalı kitaplar okuyorum, onlardan süzülmüştür. Kendimden nasihat etmek için icazetim ve ehliyetim yoktur...)