Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

‘Şeker Bayramı’ demek

‘Şeker Bayramı’ demek

Ramazan Bayramı’na ısrarla ve inatla “Şeker Bayramı” demek; kesinlikle “art niyetliliktir.” Yıllardır bu ülkede, “Ramazan Bayramı” diyenlerin karşısına bir de; “Şeker Bayramı” diyenler çıkmış ve daha çıkacaktır.
“Ramazan Bayramı” diyenler oruç tutup ibadet ederler, “Şeker Bayramı” diyenler de namazdan, niyazdan, camiden, mescitten habersiz kafa çekerler. Önce bu farkı bilmeli.
Ramazan ayının kutsiyetine inanan, orucun ne olduğunu bilen hangi iman sahibi, kalkar da Ramazan Bayramı’na ısrarla “Şeker Bayramı” der Allah aşkına?
Başbakan’ın ikaz etmesinden sonra bir kısım çevreler, sırf Başbakan’a muhalefet etmek için, onları hiç ilgilendirmeyen konularda kalem oynatıp söz söylediler.
Mesela Ramazan Bayramı’na “Şeker Bayramı” diyen ve Aydın Doğan gazetelerinden kovsa, dünyadaki hiçbir yayın organında iş bulamayacak olan birkaç adam, ömürlerinde bir kere bile cami kapısından kafalarını içeri uzatmış değillerdir.
“Bu yıl yine kimler ısrarla ‘Şeker Bayramı’ diyor” diye medya gezintisi yaptığımda gördüm ki, Ramazan ayında halkın karşısına özellikle sarhoş çıkanlar olduğunu gördüm.
Ramazan ayının son günü, bu ve benzeri mevzuları konuştuğumuz kalabalık bir iftardaydım. Şeker Bayramı diye ısrar edenlerin kimler olduğu üzerine konuşuyorduk. Burada isim vermiyorum, çünkü kendilerini bir şey zannediyorlar, benimse hiçlerle işim yoktur.
Beşiktaş, Sarıyer, Ortaköy hattında görev yapan trafik polislerinden biri de iftardaydı. Medya ve magazin dünyasında ün salmış Şeker Bayramcısı birkaç isimden örnekler verdi.
Gece trafik kontrollerinde alkolün zirvesine oturmuş bu ünlülere ne ceza yazabildiklerini ne de ehliyetlerine el koyabildiklerini anlatarak şunları söyledi:
“Normal kontrollerimizi yapıyor ve her aracı durduruyoruz. Sert fren yapıp usulsüzce duranlardan anlıyoruz ki, ya Ankara’da dayısı var ya da ünlü biridir. Yine hiç istifimizi bozmadan; “Lütfen evraklarınız” dediğimizde kıyamet kopuyor.
Öyle bir hava basıyorlar ki, rakı kokusundan burnumuzu tıkayarak konuşmak zorunda kalıyoruz ama her sözümüzü ağzımıza tıkıyor ve “Sen de kimsin, sen git amirin gelsin, yoksa burayı başınıza yıkarım, çekilin de gidelim” diye tehdit ediyorlar.
Halkın sahura kalktığı saatlerde bunlar sarhoş evlerine dönüyor ve ondan sonra da kalkıp, Ramazan Bayramı mı, Şeker Bayramı mı tartışmasına katılıyorlar. Hani derler ya “Bari dinime söven Müslüman olsa” diye. Tam da işte öyle.”
Trafik polisi arkadaşımızın isimler vererek zikrettiği bu kişilerin toplum içindeki hayatlarına baktığımızda hakikaten hiçbirinin bu topraklarda yaşayan insanımızla ortak üç tane bile değer yargıları olmadığı görülür.
Ramazan Bayramı’na “Şeker Bayramı” demek, ruhunu şeytana kiralamış kişilerin işidir. Orucun yanından geçmez, caminin bulunduğu sokakta oturmayı işkence kabul eder, ondan sonra da milletin bayramına karışır ve güya kendisini adam yerine koydurtur.
Oysa kabahat bizlerde, bu tür tartışmaların içine hiç girmemek gerekir. Başta ben de olmak üzere, pek çoğumuz bu hataya düşüyoruz. Ramazan Bayramı’na “Şeker Bayramı” diyen kişi ya da kişileri ciddiye almak, Ramazan-ı Şerif’e haksızlık değil midir?
Halbuki kim ne derse desin, “Ramazan Bayramı” diyenler; orucunu tutmuş, namazını kılmış, hayır ve hasenatını yapmış, ibadetinin karşılığını hem bu dünyada hem de öteki dünyada almak üzere bayramına kavuşmuş ve bayramını yapmaktadır.
Şeker Bayramcılar ise Ramazan’dan önce de sarhoştu, Ramazan’dan sonra da sarhoş olacak ve yine polislere kafa tutacaklar. Ramazan Bayramcılarla, Şeker Bayramcıların yolları hiçbir değer yargısında kesişmeyeceğine göre, bu tartışmaları yapmamak gerekir. En doğrusu; “Tak sepeti koluna, herkes kendi yoluna” demeli.
Ramazan ayı boyunca dinden diyanetten bihaber olan Z.B. adlı kişi, milletin bütün bir Ramazanını fitne ve fesada sürükleyerek geçirtti. Tam Z.B. bitti derken, bayram öncesi başka Z.B.’ler çıktı. Bu küçük azınlıklara aldırış etmemeli, yanlış yapıyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi