Fas notları
Fas hiçbir zaman Osmanlı toprağı olmadı. Zaten Osmanlı Devleti de hiçbir zaman "Fas'ı topraklarımıza katalım" demedi. Portekizliler Fas'ı ele geçirmeye kalktıklarında Osmanlı Devleti muhteşem bir donanmayla Fas'ın yardımına koştu (miladi 16'ncı yüzyıl), fakat Faslılar nezdinde kazandığı büyük itibarı bu ülkeyi topraklarına katmak için kullanmadı. Fas sultanlarının "Frenkler bizi Cezayir'e musallat olmak yahut Akdeniz'deki teminat dengeleri sarsmak için kullanamazlar" demeleri Osmanlı Devleti için yeterliydi. İki ülke arasındaki ilişki belki Osmanlı-Kırım ilişkisine benzetilebilir. Din kardeşliği, ortak menfaatler ve hanedanların karşılıklı saygısına dayalı bir ittifak ilişkisi...
Bu ilişki çerçevesinde İstanbul'dan Fas'a pekçok siyasi ve askerî danışman gönderildi. Fransızların 1830'da Cezayir'i işgale başlamaları üzerine Osmanlı'nın Cezayir'deki sivil-asker memurları da Fas'a geçti. Bunların önemli bir kısmı orada kalarak Fas'ın siyasi-içtimai hayatına ve askeriyesine nüfuz etti. Fas ordusunda bugün hâlâ kullanılan "paşa" unvanı Osmanlı'dan yadigar. "Bahceci" (Bahçeci) ve "Buşnak" (Boşnak) gibi soyadları da öyle.
Etnik farklılıklara bakılmaksızın külliyen "Etrak" (Türkler) diye anılan Osmanlılar burada kötü bir hatıra bırakmamış olmalı ki, Faslılarda Türkiye'ye karşı en ufak bir önyargı müşahede etmedik. Türkiye'den geldiğimizi öğrenen her Faslı bize muhabbet gösterdi, elhamdülillah.
Darulbeyda'nın eski şehir mıntıkasındaki çarşıda deri ceket satan Nasır, "El-Mağrib yuhibbu Turkiye kesiran" (Fas Türkiye'yi çok seviyor) diyerek coşkuyla boynumuza sarıldı, bize dükkânında çay ikram etti, İslam dünyasının başını dik tutan Osmanlı sultanlarını rahmetle andı ve "Batılıların fitnelerini boşa çıkarıp İslam dünyasını zilletten kurtarmak için çocuklarımızı dindar ve birlik şuuruna sahip Müslümanlar olarak yetiştirmemiz" gerektiğine dair güzel bir konuşma yaptı. "Bize Fransa, İspanya, Amerika yâr olmaz. Bize Türkiye yâr olur. Türkiye'ye de biz yâr oluruz" dedi.
Türkiye denince herkes bu kadar derinlere dalmıyor tabii. Genelde ilk tepkiler şöyle oluyor: "Türkiye? Oooooo! Galatasaray, Fenerbahçe, mâşaallah. Hakan Şükür. Yavaş Yavaş Hasan Şaş." Futbolcularımızın Avrupa takımları karşısında aldığı galibiyetler bütün İslam dünyasında olduğu gibi burada da zafer bayramı gibi kutlanıyormuş.
Bir de "Gümüş" furyası var… Suudi sermayeli MBC televizyonunun Arap ülkelerinde meşhur ettiği bu Türk dizisine Faslılar da büyük ilgi gösteriyor. Türkiye denince onu da anıyorlar. "Gümüş"ün müzikleri de mutebermiş. Müzik dükkanlarında CD'lerinin satıldığını gördük.
Bu arada: Fas'ın en meşhur şarkıcılarından biri –muhtemelen- Boşnak kökenli. Adı Hamid Buşnak. Tunus'ta da meşhur bir "Buşnak" var; Arap âleminin zamanımızdaki en büyük sesleri arasında sayılan Lutfi Buşnak.
***
Ramazan ayında Fas tepeden tırnağa oruç ülkesi. Açıktan oruç yiyen bir tek Faslıya bile rastlamadım. Gündüz vakti lokantalarda ve kafeteryalarda sadece turistler yiyip-içiyor, masalarda oturan Faslılar varsa da önleri muhakkak boş. Turistlerin uğramadığı semtlerin üzerine iftar vakti müthiş bir ıssızlık çöküyor. Orucu evde ailece açmak tercih ediliyor. Şu veya bu sebeple eve gitmeyenler veya gidemeyenler için lokantalarda 'standart iftar servisi' yapılıyor. İftar menüsü ülkenin her yerinde, her lokantasında aynı: Nohutlu ve safranlı Harira çorbası, üç-beş hurma, haşlanmış yumurta, bazlama ve süt yahut meyve suyu. Başka bir şey yemek istiyorsanız iftar vaktinden bir veya birbuçuk saat sonrasını bekleyeceksiniz. Turistlerin yoğun olduğu yerlerde de bu böyle. Batılı hotel zincirlerinin Fas'taki halkaları ve hatta McDonald's bile bu geleneğe uyuyor.
Bir hatıra: İki arkadaşımız "İçimiz-dışımız Harira oldu, bu akşam McDonald's'ta iftar edeceğiz" dedi. Onları McDonald's'a bırakıp geleneksel bir Fas lokantasına geçtik. Yemeğimizi yiyip kahvemizi içtikten sonra arkadaşlarımızı almak için McDonald's'a geri döndük ki ne görelim? Arkadaşlarımız hâlâ açlıktan kıvranıyor! Faslı McDonald's çalışanları "İftarda Harira, hurma ve yumurta var. Bunları istemiyorsanız iftar servisimizin bitmesini bekleyeceksiniz" demişler. Arkadaşlar beklemiş, beklemiş, beklemiş, ama geleneksel iftar servisi bittikten sonra da hamburgerlerine kavuşamamış. Zira bu sefer de McDonald's çalışanları oruçlarını açmak için hizmete ara vermiş…
***
Fas notlarına devam edeceğiz inşaallah.