Edirne Sinagogunda Dinî Nikah
EDİRNE’DE tarihî bir gün yaşanmış. Kırk bir sene sonra, Vakıflar (Evkaf-i islamiye idaresi) tarafından restore edilen ve yepyeni pırıl pırıl hale getirilen Sinagogta hahamlar tarafından Yahudi şeriatina göre bir nikah kıyılmış. Tabiî, resmî TC nikah memuru da bulunmuş. Fotoğraflarını gördüm, sinagog kalabalıktan yıkılıyordu. Cüppeli serpuşlu hahamlar. Gelin hanımın kıyafetini dekolte buldum. Bazı Yahudi hanımların açık kıyafetlerini hiç beğenmedim. Musa aleyhisselam onları görse huzurundan kovardı. Yahudiler aliene olmuşlar.
Bir Müslüman olarak, Yahudi vatandaşlarımızın kendi dinlerine ve şeriatlarına göre sinagogta nikah töreni yapmalarına itirazım yoktur.
Lakin Müslümanlara böyle bir hürriyet verilmemesini çok yadırgıyorum.
Edirnede veya başka bir şehrimizde Müslümanlar müftülük dairesinde, bir camiin müştemilatında veya başka bir yerde, TC nikah memurunu da çağırarak dinî, şer’î bir nikah kıysalar ne kadar dinsiz ve agresif yobaz varsa feryadı basar, olamaz böyle bir şey, bu yapılan laikliğe aykırıdır der.
Yahudi vatandaşım için oluyor da Müslüman için niçin olamayacakmış?
Bakımsızlıktan harap olan Edirne sinagogunun İslam vakıfları tarafından büyük paralar harcanarak restore edilmesi de gariptir. Türkiye Yahudilerinin Hahambaşılığı vardır; sayıca azdırlar ama birkaç yüz zengin Yahudiyi terazinin bir kefesine koysalar, öbür kefeye bir milyon Müslüman koysalar, para ve servet bakımından Yahudiler ağır basar.
Sur içi İstanbulunda yeniden yapılması gereken yüzlerce tarihî cami var. Vilayet civarındaki Fatma Sultan camii Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî dergahı bunlardan biridir. Maalesef bu çok önemli İslam merkezi, Adnan Menderes zamanında perde arkasından ülkemizi idare eden Masonlar tarafından temellerine kadar yıktırılmış, yok edilmiştir. Bir an önce yeniden inşa edilmelidir.
Karaköy meydanındaki mermer kaplı arnuvo stili cami de yok edilmişti, yeri boş duruyor. O da yeniden yapılmalıdır.
Kelle sayısı itibarıyla çoğunluğu oluşturan Sünnî Müslümanlar dinî nikah konusunda İslamcı iktidara baskı yapmalıdır.
Laik belediye nikahı dinî nikahın yerini tutmaz.
Türkiye Müslümanlarının, en az İngiltere Müslümanları kadar din, inanç, inandığı yaşamak hürriyeti olmalıdır.
İngiltere’de olduğu gibi bizde de, isteyenlerin müracaat edebileceği Şeriat=İslam mahkemeleri faaliyete geçirilmelidir.
Din devlet münasebetleri konusunda laikçi din düşmanı sistemden, İngiliz sistemine geçilmelidir. Orada din devlet birliği vardır. Bizde ise din devlet çekişmesi.
İngiltere dünyanın en demokrat, insan haklarına en fazla değer veren, en fazla din hürriyeti olan ülkesidir ve orada laikliğin esamisi okunmamaktadır.
Orada, hükümdar hem devletin, hem de millî Anglikan kilisesinin başıdır.
Laiklik olmazsa cumhuriyet de olmaz, demokrasi de sözü hezeyandan ibarettir.
İngilterede laiklik veya laikçilik yok ama demokrasinin âlâsı var. Nasıl oluyor bu?
Cumhuriyetin yüz çeşidi vardır. İrandaki İslam cumhuriyeti…
Laiklik insan hakları ile ilgili bir değer değildir. Hiçbir insan hakları beyannamesinde ve sözleşmesinde laiklik hakkı veya vazifesi yoktur. Esas olan din, inanç, inandığı yaşamak hürriyetidir.
Yeni hazırlanacak anayasaya laiklik konulursa, böyle bir yük Cumhuriyetin sonunu getirebilir.
Bütün Cumhuriyet tarihinde hiçbir zaman gerçek laiklik olmamış, laiklik perdesi ardında din ve mukaddesat düşmanlığı yapılmış, Müslüman çoğunluğun temel hak ve hürriyetleri ayaklar altına alınmıştır.
Egemen azınlıkların elindeki en büyük silah laiklik ve resmî ideolojidir.
Yeni anayasaya, Cumhuriyetin başında olduğu gibi devletin dini İslam’dır maddesi konulsun demiyorum. Laiklik yazılmasın diyorum.
Bakalım bizim siyasal İslamcılar bu konuda ne yapacak?
09.06.2016