İbrahim Kahveci

İbrahim Kahveci

Savurganlık Oranı!

Savurganlık Oranı!

Yıl 2004... AK Partinin iktidarda ikinci yılı. Türkiye 2001 ekonomik krizinin yaralarını sarıyor.

2001 yılında -%5,7 küçülmenin ardından 2002 yılında %6,2 ve 2003 yılında %5,3 ekonomik büyüme sağlanmış. Sonrasında ise yeni parti ekonomiye imzasını atıyor; ülkemiz 2004 yılında tam yüzde 9,4 büyüme oranı elde ediyor ve GSYH 559 milyar 033 milyon liraya ulaşıyor (390 milyar $).

Rakamları yeniden verelim:

Yıl 2004

GSYH: 559.033 milyon TL

Bütçe Gelirleri: 120.678 milyon TL

Vergi Gelirleri: 100.373 milyon TL

Bütçe Giderleri (faiz hariç): 94.632 milyon TL

Bütçe Açığı: 30.443 milyon TL

Faiz hariç bütçe fazlası: 26.045 milyon TL

Faize giden para: 56. 448 milyon TL

Aradan tam 11 yıl geçti. Türkiye, faizlerde ve enflasyonda belli bir başarı elde etti. Artık enflasyon oranı yüzde 60-80’lerde değil. Ve artık faiz oranları da yüzde 90-100 değil. Bütçe’de faiz gideri de eskiye oranla oldukça küçüldü.

Gelin mutlak rakamlara 2015 yılı itibari ile birlikte bakalım:

Yıl 2015

GSYH: 1.953.561 milyon TL

Bütçe Gelirleri: 442.586 milyon TL

Vergi Gelirleri: 389.501 milyon TL

Bütçe Giderleri (faiz hariç): 410.163 milyon TL

Bütçe Açığı: 21.577 milyon TL

Faiz hariç bütçe fazlası: 32.423 milyon TL

Faize giden para: 54 milyar TL

Şimdi rakamlar ne ifade ediyor, biraz oranlarla işi derinleştirelim.

2004 yılında GSYH’nın %21,59’u olan bütçe gelirleri 2015 yılında %22,65’e yükseliyor. Toplanan vergi oranı ise %17,95’den %19,94’e yükseliyor. Nerden bakarsanız bakın devlet aradan geçen yıllarda daha çok vergi toplamaya başlamış. Vergide GSYH’ya göre 1,0 puanlık artış kola değil. Ama AK Parti iktidar döneminde toplanan vergi, GSMH’ya oranla 2,0 puan arttı. Bunun parasal anlamı şu: Sadece 2015 yılında 2004 yılına göre tam 40 milyar lira daha fazla vergi toplandı.

Peki 2004 yılında 56 milyar lira olan faiz gideri 2015 yılında 54 milyara düşünce kasada paralar mı birikti? Gelin bakalım...

Bakın 40 milyar fazladan vergi toplanmış, ardından faiz gideri de 56 milyar liradan 54 milyar liraya düşmüş. Yani 2004 yılında Hükümet ekonominin yüzde 16,93’ü kadar ULUFE gücünü elinde bulunduruyordu. ULUFE oranı 2015 yılında yüzde 21,00’e yükselmiş.

Anlıyacağınız Ankara 79 milyar 500 milyon lira fazladan harcıyor.

Ankara daha fazla para harcıyor da bu paralar yol-su-elektrik gibi kamu yatırımlarına mı gidiyor? Keşke gitse... Maalesef kamu yatırım oranı Özal döneminde yüzde 20’lerin üzerinde iken artık yüzde 10,0 oranı bile başarı sayılıyor. Yatırımlar hazine garantili özel sektöre ve yüksek fiyata gidiyor. Acısını sonra yaşayacağımızı bilelim.

Türkiye eğer ekonomide yeni bir sayfa açacak ise öncelikle Ankara’dan başlayıp tüm ülkeye yayılan kamu israfının önüne geçmelidir. Her tarafın makam ve makam arabası dolduğu güçlü bir merkezi hükümet ile bu ülke kalkınamaz.

Benden söylemesi....

Maliye Bakanlığı yeni bir çalışma başlatıyor. Habertürk’ten Sefer Yüksel’in haberine göre artık kimse şirketleri üzerinden lüks araçlarını ailesine, özel işlerine kullanamayacak. Kullanırsa vergisini ödeyecek tabii. Bu çok güzel bir adım.

Bakın bir çok küçük KOBİ bile az bir şey para bulunca nasılsa vergiden düşüyor diye hemen lüks araç alıyor. İşçisinin ücretini bile ödemekte zorluk çeken nice patronların lüks araçlar aldıklarına şahit olmuşuzdur. Ben olsam araç limiti bile getirirdim. Mesela araç başına değeri 50 bin liranın üzerindeki kısmı tıpkı vatandaş gibi vergiden düşemesinler derdim.

Ama burada sorun maalesef özel sektörü disiplin etmek kadar asıl büyük sorun kamuyu disiplin etmek. Bugün kamuda merkezileşme ve güç sarhoşluğu o noktaya ulaştı ki; nerede ise herkes lüks araçlı.

Belediyesinden- beldesinden- merkezine kadar asıl sorun kamunun savurgan ve lüks düşkünlüğü oldu. Bence asıl kamu lüksüne vergi getirmek gerekiyor. Veya o lüksü yaşayanların masrafını vatandaşın vergisinden ödememek gerekiyor. Ne dersiniz!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Kahveci Arşivi