ABD’nin İran'a niçin saldırmadığı belli oldu!
Kalın kafalı bu Bush nihayet anladı.. Öfkesi ve korkusu aklından daha büyük olan İsrail hâlâ anlamak istemiyor..
AA'dan geçtiğimiz günlerde geçilen haber “İsrail saldıracakmış Bush engellemiş” başlığı ile verildi.. Bush saldırmak istemediğinden değil, neden saldıramayacaklarından yola çıkarak İsrail'i bundan vazgeçirmeye çalışıyor. İsrail'in buna tepkisi ise, “Büyük İsrail hayalimiz öldü” şeklinde oluyor. Eğer bugün değilse ne zaman? Cevap çok açık ve net.
-Hiçbir zaman..
Yani acı gerçek şu, “Tanrıyı kıyamete zorlayamıyorlar..” Süleyman Mabedi'nin yeniden inşası, en azından bugünün sorunu değil.. Tabii yine de geleceği Allah bilir..
ABD bugün İran'ı Afganistan ve Irak üzerinden doğudan ve batıdan kuşatmışken, güneyde denizden, Körfezde hemen burnunun dibine kadar sokulmuşken, Türkiye ile stratejik işbirliği içinde iken bunu başaramıyorsa, hiçbir zaman bu kadar avantajlı bir durumda olmayacak..
Bush'un İsrail'in 60. kuruluş yıldönümü dolayısıyla yaptığı İsrail ziyaretinde 14 Mayıs'ta, İsrail Başbakanı Ehud Olmert'in konuyu gündeme getirdiği; Bush'un Olmert'e, kendisi görevde bulunduğu sürece bu konudaki görüşünü değiştirmeyeceğini söylediği ileri sürülüyor.. Bush'un İran'a yönelik İsrail saldırısına karşı çıkmasını başlıca iki noktaya dayandırdığı belirtilirken, bunların, "İran'ın misillemede bulunarak, Irak ve Afganistan'daki ABD askerlerinin de dahil olduğu hedefler ile Basra Körfezindeki ve okyanustaki ABD gemilerine saldırılar düzenleyeceğinden duyulan kaygı" ve "İran'a yönelik tek bir saldırının bu ülkenin nükleer tesislerini yok etmeye yeterli olmayacağı ve İsrail'in, topyekûn bir savaş tehlikesi yaratmadan çok sayıda saldırı düzenleyemeyebileceğinden duyulan kaygı" olarak sıralanıyor.. ABD’nin en büyük hayal kırıklığı, Kürtler, Azeriler, Belüçler ve Huzistan bölgesindeki Arap Şiası üzerindeki hesapları. Hiç biri tutmadı. Şia içinde bölünme meydana getiremedi.. Yani evdeki hesap çarşıya uymadı.. Zaten Amerika'nın başı belada. Ekonomi kötü. Amerikan markalarına güven sıfır.. Dolar da sürekli değer yitiriyor. 11 Eylül felaketin başlangıcı oldu.. Enron'un batışı ile başlayan iflas süreci devam ediyor. En son haber: ABD hükümeti, ülkenin en büyük mevduat bankası Washington Mutual'a el koydu. Bankanın varlıklarının ise JPMorgan tarafından 1,9 milyar dolara satın alındığı belirtiliyor..
Sırada daha birçok şirket bulunuyor. Çöküşün domino etkisi yaparak, borsadaki dalgalanmaları birçok şirketi krize sürükleyebileceği, borsada oynayan küçük yatırımcının ürkek davranması halinde, batmayacağı varsayılan şirketlerin bile batma tehdidi ile karşı karşıya kalabileceği belirtiliyor.
ABD artık kimsenin umudu ya da korkusu değil. “Kendisi himmete muhtaç bir dede, nerde gayrıya himmet ede” durumuna düşmüştür. Kendi iç sorunları ile, ekonomik sorunları ile baş edemeyen, dünyada saygınlığını, inanılırlığını, ciddiyetini ve caydırıcılığını yitirmiş Amerika var artık..
BM’de artık İsrail ve ABD'yi eleştiren sesler yükseliyor.. Eskiden ABD'yi arkasına almak güçlü olmanın bir ifadesi iken, artık ABD ile birlikte gözükmek prim yapmıyor..
Evdeki hesaplar çarşıya uymuyor.. Öngörüler gerçekleşmiyor.. ABD bir yandan kendi kabuğuna çekilirken, ABD'yi fırsatlar ülkesi olarak gören yabancılar ve global sermaye, kendine daha emin limanlar arıyor. Amerikan kültürü, parası, yaşam tarzı, politikası, borsası, ekonomisi, sanatı, kültürü, hiçbir şeyi para etmiyor.. Hatta bunlar can sıkıcı bir hal aldı.. Hamburgeri, Colası, Microsoftu hepsi bir illüzyon olarak algılanıyor artık..
Özgürlükler ülkesi, fırsatlar ülkesi imajı da yara aldı..
11 Eylül sonun başlangıcı idi. Kennedy'nin vurulması ile ABD'de taşlar yerinden oynadı. Filistin, Afganistan, Irak politikaları dramatik gerçeği gün yüzüne çıkardı. 11 Eylül ise tarihi bir dönüm noktası idi. Şimdi gelinen noktada asıl sorun şu: Çin kapitalizme, Amerika sosyalizme mi dönüyor.. Amerikan borsalarının anında çöküşüne sebeb olan karar, bu tartışmaya sebeb oldu. Temsilciler Meclisi'nin, mali krizin atlatılması için hazırlanan 700 milyar dolarlık paketi reddetmesinin ardından ABD borsaları tarihinde bir ilki yaşadı. New York Menkul Kıymetler Borsasında Dow Jones, tarihinde ilk kez 777.68 puan kaybetti. New York borsasında gayri resmi kapanışa göre Nasdaq endeksi de 199.61 puan (yüzde 9.14) kaybetti.
Kriz “Amerikan yüzyılının sonu” olarak yorumlanırken, 11 Eylül'den bu yana en büyük kriz olarak tanımlanıyor.. Krizin artçı şokları piyasada yeni iflaslara sebeb olurken, Amerikan ekonomisinde yeni teorik tartışmaları da beraberinde getirmesi bekleniyor.
Bu sonuç, sadece piyasaları değil, Cumhuriyetçi Parti'yi de vurdu..
Krizin etkileri dalga dalga paralel ekonomileri de vuracak.. Dolar'a bağlı ülkelerde de benzer krizler yaşanacak..
Dolar ilk anda yükseliyor gibi olsa da, aslında bu borsada satılan hisse senetlerinin karşılığı olan para olup, hemen başka bir kanala gideceğinden, dolar bu ani yükselişin ardından hızla değer kaybedecektir..
Bu çöküşün ardından göreceksiniz dolardan kaçış hızlanacak.. Birçok ülke paralarını dolara bağlı olmaktan çıkaracak ve dolar üzerinden dış ticaret ve nakit bulundurma konusunda kararlarını yeniden gözden geçireceklerdir.
Küçük tasarrufçular da öyle. Keşke Merkez Bankası da döviz stoklarını dolar olmaktan çıkarsa. Sanırım bu kriz önce İngiltere'yi vuracaktır.. İngiltere bu krizi AB ülkelerine, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Güney Afrika, Hindistan gibi ülkelere yayabilir.. Bu dalga tekrar döner gelir Amerika'yı vurur..
Yani Amerika'yı sadece artçı sarsıntılar değil, bumerang etkisi yapan ikinci dalga da vuracak.. Şiddeti bu kadar yüksek olmasa bile, etkisi daha yaygın bir şekilde hissedilecek.. Sadece makro dengeleri değil, ekonomideki durgunluk sebebi ile kritik eşikte bulunan daha kırılgan hale gelen mikro dengeleri de sarsacak..
Bunun sonucu, büyük finans marketleri yanında küçük yatırımcı da göreceksiniz valizini toplamaya başlayacak.. Bu krizden sonra Amerikan borsalarını 1 trilyon dolar da kurtaramaz.. Daha şimdiden borsa krizinin faturası 1 trilyon doları aştı. Neyse ki, İslâm dünyası Ramazan Bayramı sayesinde bu şoku kolay atlattı..
Peki Türkiye nasıl etkilenir bu işten?. İlk önce bir dalgalanma olur. ABD'ye bağlı şirket hisselerinde bu sarsıntı daha yüksek oranda hissedilir. ABD'ye ihracat yapan ülkelerde de bir sıkıntı yaşanır, ama sonunda ABD'den kaçan paraların Türkiye'ye kaçma eğilimi, piyasaların hızla toparlanmasına sebeb olur.
Dolar'daki düşüş, petrol giderlerimiz üzerinde olumlu bir etki yapar..
ABD seçim ve kendi iç derdi ile uğraşacağından, İran, Irak ve Filistin üzerindeki baskıları azalır. Tabii eğer, dikkatleri başka yöne çekmek için bölgeye yönelik bir kriz operasyonu başlatılmazsa. Tabii böyle bir şey ABD için intihar olur. Onun için zor bir ihtimal..
AB bu işten ciddi olarak etkilenir.. ABD şirketleri ile ortaklık kuran AB şirketleri pozisyonlarını yeniden gözden geçirme gereği duyabilirler..
Amerikalılar için şimdi her şeyi yeniden düşünmenin, konuşmanın zamanı gelmiş gözüküyor.. Şirket kurtarmayı düşünüyorlar artık. “Korumacı”lık yapmaya hazırlanıyorlar.. Tuzları kuru idi, herkese akıl veriyorlardı. Hadi o üniversiteleri çıksınlar bakalım bu işin içinden çıkabiliyorlarsa.. Duvarmish Kızılderililerinin reisi Seatle’nin geleceğe ilişkin söyledikleri şimdi gerçek oluyor.. Kızılderililerin, bufaloların başına gelen, “Beyaz Adam”ın da başına gelecek.. “Zulm ile abad olunmaz. Ne demişler: Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste!”
Selâm ve dua ile.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.