Âfetler Tokatlar Silleler
ALLAHA iman ettik der, fakat Allahın emirlerini yerine getirmez, yasaklarından uzak durmazsak.
Peygambere iman ettik der, fakat onun Sünnetine uymaz, öğütlerini tutmazsak.
Haram olan işleri açıkta, açıkça, küstahça, utanmadan arlanmadan işlersek.
İnşaAllah demeden yapacağız, edeceğiz diye kesin konuşursak.
Allahın kesin olarak yasak kıldığı, kötülediği lüks ve israfa batarsak.
İşleri ehil ve layık olan kimselere vermezsek.
Emr-i mâruf ve nehy-i münker vazifemizi yapmazsak.
Halkı ve bilhassa gençliği bozan, ülkeyi ahlaksızlık bataklığına çeviren müstehcen yayınlarla, iffetsizlikle, hayâsızlıkla, namussuzlukla gerektiği gibi ve yeterli şekilde mücâdele etmezsek.
Haram, büyük günah, isyan olan ribayı teşvik edip genelleştirirsek.
Zinayı büyük günah ve suç olarak kabul etmezsek.
Nice önemli konuda ne şiş yansın, ne kebap zihniyetine sahip olursak.
Sahtekarların Müslüman halka evcil domuz, yaban domuzu, eşek eti yedirmesini kesin şekilde önlemezsek.
Var gücünüzle temizlik, şeffaflık, ahlak, fazilet, adalet için çalışmazsak.
Rantçılara meydan açar, bir türlü fesat yapmalarına fırsat verirsek.
Bozuk düzen ve sistemin haram rantlarını ve menfaatlerini ganimet bilir toplarsak.
Ehl-i Sünnet İslamlığının yerine içi boşaltılmış, Şeriatsiz ve fıkıhsız light ve ılımlı bir İslam türetmeye kalkarsak.
Namazı terk veya ihmal edersek.
Şer’î tesettürün yerine şeytanî bir tesettür koymaya kalkarsak.
Eğitime ve kültüre gereken önemi vermezsek.
Daha bunlara benzer eksiklik ve aksaklıklar sergilersek…
Tokat üzerine tokat, sille üzerine sille yeriz.
Hiçbir günümüz huzur ve rahat içinde geçmez.
Bela ve afetlerin biri gider, ötekisi gelir.
Krizler birbirini kovalar.
Musibetler genel gelir, kurunun yanında yaş da yanar.
Ülke terörle sarsılır.
Toplum korku içinde yaşar.
Ayasofyanın vakfiyesindeki lanet şartı kara bulut gibi üzerimize çöker.
Mazlumların âhı yerde kalmaz, ateş olur yakar.
Saçı bitmedik yetimlerin ahları sille olur, tokat olur.
İşte böylece silleler, tokatlar, krizler, terörler yağmur gibi yağar.
Anlayıp idrak edemeyenler yahu ne oluyoruz, nedir başımıza gelenler der.
Bilen bilir, anlayan anlar, bilmeyen bilmez.
Allah zulm etmez, kullar kendilerine zulm eder.
(İkinci yazı)
En Büyük Şeref
Kur’anın iyi dediğine kötü diyen kafir olur.
Kur’anın kötü dediğine iyi diyen yine kafir olur.
Küfre rıza, küfrü beğenmek küfürdür.
Yüceltilmesi gereken değerleri aşağılayan, tahkir eden küfre düşer.
Tahkir edilmesi, aşağılanması gereken değerleri yücelten küfre düşer.
En büyük şeref İmana, İslama, Kur’ana, Sünnete, Şeriata hizmet etmektir.
Bu hizmet ancak ihlasla olur. İhlas yoksa hizmet makbul olmaz.
Herifin milyarca doları var ama hizmet etmiyor. Hizmet eden beş parasız Müslüman ondan çok üstündür.
Boş dünya işlerinin, dıştan önemli görünseler de, iki rekat namaz kadar kıymeti yoktur.
Yaratanın rızasını kazanmak için yapılan hizmetlerin ücreti yaratıklardan istenmez.
İnsanlara İmanı, İslamı, Kur’anı, Sünneti, Şeriatı, İslam ahlakını ve hikmetini öğretmek, onlara yapılabilecek en büyük hizmettir.
Her Müslümanın azgınlıklarla mücadele etmesi farzdır. İdareciler ve gücü yetenler bunu fiilen yapar. Alim, fakih, ziyalı kişiler söz ve kalemle… Halk kötülüklere kalben buğz ederek yapar. Bu sonuncusu imanın asgarîsidir. Kalbinde kötülüklere, fuhşiyata, münkereta buğz ve düşmanlık olmayan kimsenin imanı tehlikededir.
02.07.2016