Yaşamak başlı başına bir sanattır. Yaşama sanatının içinde, bayram tatili nasıl yapılır konusu da vardır. Bizde her bayramda çılgınlar gibi İstanbul dışına çıkılıyor, Otoyollar milyonlarca araba yüzünden tıkanıyor. Gidiş dönüş tam bir rezalet. Bir sürü yorgunluk, stres, zahmet, sıkıntı. Korkunç kazalar, ölenler yaralananlar, üç saatlik yolu sekiz saatte almalar, daha neler neler… Bu halka bayram yapma, mutlu olma sanatını kim öğretecek

**

İNTERNETTE haber okurken sık sık rahatsız edici ilanlar reklamlar çıkıyor, dikkatimi dağıtıyor. Ceza olarak, onlardan intikam almak için, satılık tüketim eşyası ise, o ilanlardaki markaları almıyorum, tüketmiyorum.

**

Ramazan bitti. Bu mübarek ayda namaza başlayanların acaba kaçta kaçı bu ibadeti oruç ayından sonra da devam ettirecek Merak ediyorum: Diyanet bu konuda neler yaptı acaba

**

Şu hezeyana bakınız: Oruç tutan vatandaşlar oruç tutmayanlara hürmet etmeli, onlara karşı toleranslı olmalıymış… Peki, oruç tutmayanların tutanlara karşı vazifeleri yok mudur Öncelikle onların oruç tutanlara saygılı olması gerekmez mi

**

Param olsa, imkan bulabilsem, özel bir medrese açarım ve çok vasıflı ve güçlü din hizmetlisi yetiştiririm. Onların her birine din ilimlerinin, dünya kültürünün yanında, bir de islamî sanat öğretirim. Hayata atıldıkları vakit, geçimlerini sanattan elde ederler, aldıkları maaşı, sağ elinin verdiğini sol eli bilmeyecek şekilde tasadduk ederler.

**

İSTEYEN Suriyelilere Türkiye vatandaşlığı verilecekmiş. Bu habere sevindim. En az bir milyon Suriyeli vatandaşımız olursa, iki ülke arasında büyük bir köprü kurulmuş olur. Suriyelilerin bir kısmı esnaflık, üretim, ticaret konularında çok becerikli ve mahirdir. Ülkemize yararları dokunur. Suriyeli hocalar, öğretmenler İmam Hatip okullarımızda ve (yarı resmî) medreselerde ders verir, maarifimize hizmet eder.

**

Şu cümleyi sık sık tekrarlamam gerekir: Hiçbir kadının fahişe kıyafetiyle gezmeye ve erkekleri alabildiğine tahrik etmeye hakkı yoktur.

**

İyi lise ne demektir Oğlumu kızımı hangi liseye göndereyim İslamî kriterlerin ışığında bu konuda uzun bir yazı kaleme almak istiyorum. Şu anda, şu seksen milyonluk Türkiyede tek gerçek İslam lisesi yok. Bir okulun İslam lisesi olması için bütün Müslüman öğrencilerinin, vakit namazlarını okulun büyük camiinde, okulun imamının ardında cemaatle eda etmeleri gerekir. Farz namazlar orada münferiden (tek başına) kılınamaz. Kız erkek karışık eğitim yapan lise, İslam lisesi olamaz. (Galatasaray lisesinde 1868’den 1912’ye kadar Müslüman öğrencilerin namazı cemaatle kılmaları mecburî idi… Galatasarayın büyük camii 1924’te kapatılmış, izci salonu yapılmıştır. Şu anda kapalı spor salonudur. Çini mihrabı örtülüdür. Üzerine M. Kemal konulmuştur.)

**

Bir yerden teklif aldım. Bayramdan sonra inşaAllah İslamî Tebliğ ve İrşad faaliyetleri yapmak için faaliyete geçilecek. Bunda dolayı maddî menfaat, ücret, maaş edinmeyeceğim, almayacağım gibi kâzib şöhret de kazanmamaya dikkat edeceğim. Hiçbir yiyiciye ve istismarcıya da zırnık yedirmemem gerekir. Şeytan ayağımızı kaydırmak için fırsat bekliyor.

**

Yanınızda, cebinizde minik bir poşet içinde biraz kedi maması bulundurunuz. Bir yerde göreceğiniz bir pisiciğe birkaç lokma verirseniz, melekler size sevap yazar, mânevî ticaret yapmış olursunuz. Daha cömert ve hayırsever olmak isterseniz başka bir poşetçikte kuşlara verilecek bulgur veya ekmek kırıntıları taşırsınız. Bu anlattıklarım hepimize o kadar lazım ki… 08.07.2016