Dua ile diriliş
İhtiyaçlarımızın iki boyutu vardır, biri bizi fiziki olarak ayakta tutar diğeri manevi olarak… Yeme içme ve barınmaya ihtiyaç duyduğumuz gibi inanmaya dua ve ibadet etmeye de ihtiyaç duyarız. Fakat bugün nedense hayatı sadece maddi boyutu ile değerlendirip, asli görevlerimizi ihmal ediyoruz. Çocuklarımızın beslenme, barınma ve eğitimini merkezi bir noktada değerlendirirken, onları ahlak ve maneviyat noktasında desteklemiyoruz.
Günümüzde insanlar yalnızlıktan, anlaşılamamaktan, hak ettikleri değeri elde edememekten şikâyet ederler. Onlara göre çözüm hep dışarıdadır. Oysa dua yalnızlığın en etkin ilacıdır. Dua ile Allaha yakınlaşmaya çalışan kişi Allah’ın huzurunda olduğunun farkına varır ve kendini yalnız hissetmez.
Dua insanın güven duygusunu geliştirir, gücü kâinatı kuşatan bir varlığın huzurunda durup halini ona arz eden kişi kendini güvende hisseder.
Dua fıtri bir gereksinimdir, zira insan yaradılış itibariyle inanma ve dua etme ihtiyacı içindedir.
Dua, sevgi, şefkat, empati gibi duyguların gelişmesine yardımcı olur. Kişi Allah’a yöneldiğinde vicdanının harekete geçtiğini ve kendisini iyiliğe çağırdığını görecektir.
Dua kişinin halini Allah’a arz etmesidir. Ya Rabbi Sen yaratansın ben yaratılanım Sana muhtacım deyip, halini Yaratıcıya arz etmesidir.
Etrafı tehlikelerle çevrili bir dünyada yaşıyoruz, çevremizde yaşanan zulüm ve haksızlıklar korkularımızı tetikliyor. Dua korkularımıza kalkan olur, yalnız olmadığımızı, her durumda ve her şartta yaratıcımızın yanımızda olduğunu hissettirir. Duayı yaşayan bir kişi göz açlığına yakalanmaz, hayatını etkileyecek evham ve endişelerden kurtulur. İşleri asıl sahibine bırakır ve O’na tevekkül eder.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.