Saracoğlu’nda finali bir daha düşünün!
Rakip zayftı. Deplasmandaki maç kazanılmıştı ve rövanş Ali Sami Yen’deydi. Yani rahat olması, topla daha fazla oynaması ve goller atması beklenen takım doğal olarak G.Saray’dı. Fakat maça daha iyi ve istekli başlayan, topla oynayan ve enteresandır, sanki ilk maçtan daha avantajlı sonuçla çıkmış gibi rahat olan takım, Bellinzona idi.
İlk 15 dakika Bellinzona daha fazla topla oynadı. İlk yarı oyun açısından ortada geçti. G.Saray gibi kaliteli bir takımın Bellinzona ile kafa kafaya bir ilk yarı oynamasının sebebi, Arda’nın da sakatlanarak erken çıkması ile sarı-kırmızılı ekibin iki kenar olmadan oynamasıydı. Kenar etkinliği olmayan ve orta alandaki kalabalık içinde zorluk yaşayan Lincoln de etkili olamayınca, pozisyon üretmekte zorluk çekildi.
G.Saray’ın işini tartışmalı bir penaltı kararı ile hakemin kolaylaştırdığını söyleyebiliriz. Penaltı golü skoru değiştirdi ama oyunda değişen bir şey olmadı. Orta alandaki sıkıntı ilk yarıda topla oynama oranlarına yansıdı ama o da skora yansımadı.
Nasılsa turu geçtik rahatlığı ikinci yarıda da devam etti. Bellinzona beraberlik golünden sonra daha moralle G.Saray’ın üzerine gelmeye başladı. Bu arada Skibbe kenarda takımın öne çıkmakta zorlandığını ve Baros’un çok yalnız kaldığını görüp değişiklik yapmadı ya da göremedi.
G.Saray’ın Bellinzona gibi bir takıma goller atamaması bir yana, oyunda üstünlük sağlayamaması, ‘Saracoğlu’nda final hedefimiz’ diyen yönetimi düşündürmüştür! Saracoğlu’ndaki finali düşünmek, takımın oyununu gördükten sonra düşünülmesi gereken en son şeylerden biri... Önce takımın oyun anlayışını ve etkinliğini geliştirecek işleri birinin yapması gerekiyor. Fakat işte sorun da burada. G.Saray’ı bir basamak yukarı taşıyacak, bir hoca mıdır, değil midir, kararı siz verin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.