Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Sorular ve kapılar (1)

Sorular ve kapılar (1)

ABD’nin dünya üzerinde kurduğu korku hegemonyası birey ve toplumların zihinlerindeki güç algısını etkiliyor. Ferdi ve toplumsal ilişkiler büyük balık küçük balığı yutar misali devam ederken bundan en büyük zararı yoksul halkları görüyor. Güç odakları emellerini gerçekleştirebilmek için İslam topraklarında türlü türlü örgütler üretiyor ve bu örgütleri kullanarak kaos, kargaşa ve işgallerine devam ediyorlar. Müslüman halkların topraklarını, değerlerini ve kültürel birikimlerini işgal eden küresel eşkıya, zayıflatılan halkları boğun eğmeye zorluyor ve dağdan gelen bağdakini kovar misali bizim topraklarımızda bize efendilik yapmaya kalkıyorlar. Bir dönem halkları Komünizm tehlikesi ile korkutan emperyalist odakların yeni hedefinde İslam ve Müslümanlar var. İslam toplumlarının bağrında yetiştirdikleri şiddet yanlısı grupları “İslami terör örgütü” diye isimlendirerek merkezinde hak ve adalet olan İslam’ı terörle özdeşleştirmeye çalışıyorlar. Oysa ABD bu söylemi bugüne kadar ne Filistin’de hemen her gün onlarca insanı katleden Yahudiler için ne de Ortadoğu’da yoksul halkları katleden Hristiyanlar için kullanmıştır. Hedef bellidir, İslam ve Müslümanlar! Tamam, Batı karanlık eylemleri ile gerçek yüzünü gösteriyor, maddi ve manevi birikimlerimizi katlediyor, peki bizlere ne oluyor ki, aklımız, irademiz ve bilincimiz körelmiş vaziyette bekliyoruz. Ne oldu da bizim çocuklarımız düşmanın safında yer almaya, onların ürettikleri örgütlerin tarafı olmaya yeltendiler. Nerede hata yaptık diye sormak yerine neden gerçeğin üzerini örtmeye ve hamaset yapmaya devam ediyoruz.

Yoksa soru sorma cesaretimizi mi kaybettik Unutmayalım sorular hedefine ulaştığı sürece yol haritamız olacak ve bizlere yön gösterecektir. En azından şu soruları kendimize sormak ve metruk hayatlarımızı yeniden tamir etmek zorundayız:

1- İlkelerini hak ve adalet üzerine kuran bir dinin mensupları terör ve şiddetle özdeşleştirilirken nasıl olur da bizler sessizce beklemeyi tercih ederiz Birisi kalkıp da şahsımıza bir laf ettiğinde hemen tepki gösterir ve benliğimizi korumaya çalışırız öyle değil mi Peki İslam’a atılan iftiralar karşısında neden hep sessiz kalır hakkı söylemekten kaçınırız

2- Terör darbe ve işgaller neden hep Ortadoğu ve Asya ülkelerinde gerçekleşir, bu toplumlarda halklar neden mahrum bırakılır haklarından

3- Batının ortaya çıkardığı illegal örgütler nasıl oluyor da Müslüman ailelerin çocuklarını kendi saflarına çekebiliyorlar Çocuklarımızı hayata hazırlarken nerede hata yapıyoruz

4- Çocuklarımıza huzurlu bir toplum bırakabilmek için neler yapabiliriz

Sorular hayatımızın seyrini değiştirecek güce sahiptir. Fakat bunun için sorulan sorular hayatımıza yeni kapılar açmalı ve bizler bu kapılardan içeri girebilmeliyiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi