Yaygaracı Zâlimler
SİVAS faciasının yıldönümünde büyük yaygaralar kopartanlar; o hadiseden birkaç gün sonra cereyan eden Başbağlar köyü faciası konusunda tek laf etmediler. Sivas faciası ağır provokasyonlar sonunda olmuştur. Sünnî halkı tahrik etmek, üzmek için ellerinden geleni yapmışlardı. Facianın baş sorumlusu ateist Aziz Nesin’di. Başbağlar köyünde, camiden çıkan otuz küsur vatandaş kurşuna dizilerek öldürülmüştür. Hiçbir suçları yoktu. Hiçbir kışkırtma yapmamışlardı. Sivas için yaygara kopartıp da, Başbağlardan hiç bahs etmemek büyük bir dengesizlik ve adaletsizliktir.
***
Hiçbir islamî cemaat, tarikat, grup, meşrep İslam dini ile özdeşleştirilemez. İslam ile eşit olamaz. Onlar İslam dairesi içindeki parçalardır. Onlara mensup olmak alt kimliktir. Müslümanın asıl kimliği İslamdır. Alt kimliğini asıl kimlik haline getirenler yanılgı içindedir. İslam bütündür. Hiçbir parça bütüne eşit olamaz. Parçayı bütünden büyük görmek büyük akılsızlık ve mantıksızlıktır. İslamın çeşitli yorumları vardır. İslamın doğru yorumu Kur’an, Sünnet, Şeriat, Cemaat, Selef-i Sâlihîn yorumudur.
***
İslama yapılan en büyük suikast ve hainlik, Ehl-i Sünneti kaldırıp onun yerine ılımlı ve light, içi boşaltılmış, fıkıhsız bir İslam getirme cereyanıdır. Birtakım taqiyeci ve kitmancılar sinsi bir şekilde Ehl-i Sünneti kaldırıp, içi boş bir İslam getirmeye çalışıyor. Alimler, fakihler, şeyhler bunlara engel olmazlarsa büyük bir yıkım olacaktır
***
Resulullah Efendimizin mütevatir, mânen mütevatir, sahih hadislerini, AB kriterlerine göre ayıklamak büyük bir hıyanettir ve küfürdür. Avrupa medeniyeti hak bir medeniyet değildir. Hâtemülenbiya, âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir. Onun her sözü hikmettir. O kendi hevasından konuşmaz. Onun sahih hadisleri vahy-i gayr-i metluvdur. Sapıklıklar içinde yüzen, kiliselerinde erkeklerle erkekleri, kadınlarla kadınları evlendiren, hızla Pagan kültürüne kayan Batının kriterlerinin Müslümanlar katında kıymeti yoktur. Hadis ayıklayıcıları imanlarından korksunlar.
***
Müslüman dünyasında bir kriz, bir mesele, bir problem olduğunda, Müslümanlar bunun çözümünü Kur’anda, Sünnette, Şeriatta aramalıdır. Böyle yapmazlarsa sapıtırlar. Krizler, problemler akılla çözülmez. Selim akılla nakle (vahye) müracaat edilmesi gerekir. Akıl gelişmiş olmazsa, selim olmazsa nakil doğru anlaşılmaz. Lakin akıl dinin kaynağı değildir, dini anlamak için alet ve vasıtadır.
***
Halkı uyaracak, aydınlatacak, bilgilendirecek icazetli ulema ve fukaha yetiştiren İslam medreselerine sahip olmayan bir şehir İslam şehri değildir. İlmi, imkanı olan bütün Müslümanlar, yaşadıkları şehirlerde gerçek İslam medreseleri kurmakla vazifelidir. Medrese olmazsa camiler binadan ibaret kalır. Camilerin mihraplarına geçecek, minberlerine çıkacak, kürsülerine oturacak imamlar, hatipler, vaizler medreselerde yetişir. Bugünkü İmam-Hatip okulları ve ilahiyat fakülteleri medreselerin yerini tutmaz.
***
Müslüman, dindar, beş vakit namaz kılan liseli veya üniversiteli bir gencin, Osmanlıca öğrenmeye niyeti yoksa, bu niyetini hayata geçirecek iradesi ve azmi yoksa, birkaç sene içinde mükemmel Osmanlıca öğrenemiyorsa, Osmanlıca öğrenmemekte ısrarla inat ediyorsa; o genç fazla bir işe yaramaz, ondan köy olmaz kasaba olmaz, ona yatırım yapılmaz. Dönme, Kripto, dinden kopmuş bir gencin Osmanlıca bilmesi gerekli değildir ama Müslüman için zaruret derecesinde gereklidir. Bir Japon gencinin millî Japon yazısını bilmesi nasıl zaruret derecesinde gerekli ise, Türkiyeli Müslüman gencin de Osmanlı yazısını bilmesi o derecede gereklidir.
27.07.2016