M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

NASIL OLMALIYIZ?

NASIL OLMALIYIZ?

SAĞCI solcu… İktidara taraftar yahut muhalif… Dindar veya dinden kopmuş… Müslüman veya gayr-i müslim… Laiklik taraftarı veya karşıtı… Sünnî veya Alevî… Velhasıl çeşitliliklerden, alt kimliklerden birine mensup olabilir…

Lâkin:

O, mutlaka ciddî olmalı…

Mutlaka âdil ve insaflı olmalı…

Mutlaka, kin ve intikam duygularına kapılmayan bilge kişi olmalı…

İnsanlara âdil muhakeme ve savunma hakkı tanımalı…

Ön yargılarının kurbanı olmamalı.

Yüksek ahlaklı, yüksek karakterli, vicdanlı olmalı…

Devlet, halk, ülke düşmanları birtakım aşırılıklar, zulümler yapabilir; o onlar gibi yapmamalı, hukuk adalet insaf hikmet sınırları içinde kalmalı.

Ham ve çiğlerle bir olmamalı, her zaman olgun, seviyeli ve üstün olmalı.

Sarhoşluğun her türünden uzak durmalı, bilhassa zafer sarhoşluğundan…

Âdi köpekler gibi lâşelere ve kemiklere saldırmamalı.

Ruhen soylu olmalı, soysuz olmamalı.

Âlicenab, mürüvvetli, şecaatli, müdebbir, dirayetli, firasetli olmalı.

Geniş ufuklu, kültürlü, medenî olmalı.

Vasıflı olmalı, vasıfsız olmamalı.

Câhil ve gafil olmamalı.

Asla ve asla geveze ve zevzek olmamalı.

Bana dokunmayan yılan bin yaşasın dememeli; iyiliği emr eden, kötülüğü engelleyen olmalı.

Holiganlığın, militanlığın, fanatizmin, yobazlığın, şımarıklığın her türünden uzak olmalı.

Lafla değil, iş ve aksiyonla gerçek vatansever olmalı.

Dinlemeyen değil dinleyen kulak veren; sormayan öğrenmeyen değil, ehline sorup öğrenen ve öğrendiği iyi ve doğru şeyleri hayata uygulayan olmalı.

Özeleştiri yapmalı ve kusurlarını bilip onları düzelten, kendini ıslah eden olmalı.

Halka değil, Hakk’a güvenmeli.

Ulvî hizmetleri nimet ve menfaat kapısı olarak görmemeli, ateşten gömlek bilmeli.

Fazilet ve meziyet taslayan ve satan değil; düşmanlarının ve karşıtlarının bile faziletlerini kabul ettiği kimse olmaya çalışmalı.

Hafif olmamalı, kültür ve insanlık bakımından ağır ve vasıflı olmalı.

Kendi burnunun doğrultusunda giden değil, ehil ve güvenilir kişilerle istişare eden olmalı.

(Müslümanlar için) Önemli konularda istihâre eden olmalı.

Görgüsüz türedi sonradan görme değil, görgülü nazik efendi kibar olmalı.

Hazımsız değil, hazımlı olmalı.

Haram yiyen değil, helal yiyen olmalı.

(İkinci yazı)

On Beş Zenginin Hobisi

Yeni okudum. On beş büyük zengin hobileri ile de para kazanıyormuş… Hobilerini okudum. Üçü şarapçılık yapıyormuş… Şarap dinen haramdır, aklen kötüdür, sağlığa zararlıdır, israfa yol açar, sarhoş eder, bütün fenalıkların anasıdır.

Peynircilik, doğal gıda üretimi, lokantacılık yapanlar var.

On beş zenginin içinde, güzel sanatların biri ile uğraşıp eser veren tek kişi yoktu.

Ne büyük fakirlik!

Ressamlık, hattatlık, sedefkârlık, sanatlı marangozluk, tesbih ve takı, yazma sanatı, nahhatlık, ebru, tezhib, seramik çömlek vs…

Asıl zenginlik para zenginliği değildir.

Gerçek zenginlik ilim, irfan, sanat, kültür, kitap, hayır hasenat, insanlığa hizmet ile olur.

Her büyük zengin, büyük şirket, büyük holding; ilme, kültüre, sanata hizmet vermelidir.

Her birinin sanat kursları, sanat atölyeleri, sanat okulları olmalıdır.

Dev holdinglerin müzeleri olmalıdır.

Dahi Padişah, ulu sultan Abdülhamid Han’ın Yıldız sarayında marangozhanesi vardı, boş zamanlarında bu sanatla meşgul olurdu.

Yine Yıldızda bir porselen fabrikası açtırmıştı.

Şamdan sedefkârlık sanatını İstanbula o getirtmişti.

Bütün zenginlerimiz sanata ve kültüre yönelmeli, bu sahada da hizmet vermelidir.

Bir sanatı geliştirmek için küçük de olsa meslek okulları açılmalıdır.

Sönen millî geleneksel sanatlarımız ve zanaatlarımız canlandırılmalıdır.

Bol bol ürün verilmeli, bunlar halka ve turistlere ucuz ve ehven fiyatlarla satılmalıdır.

Koç firması müzecilik, sanat ve kültür konusunda dişe dokunur hizmetler etmiştir, bunlardan ibret alınmalıdır.

Bu anlattığım hizmet ve faaliyetlere sakın sanat ve kültür haşaratı ve parazitleri yaklaştırılmamalıdır.

Bu hizmetlere tahsis edilen bütçelerden bir kuruş bile ziyan edilmemeli, kaptırılmamalıdır.

Gerekiyorsa (ki gerekir) Çinden, Japonyadan, İrandan, Hindistandan, dünyanın her yerinden yetenekli, sanatının delisi ve aşığı ustalar getirilmelidir.

Devlet ve hükümet büyüklerimiz sanat ve kültürü teşvik ve himaye etmelidir. 29.07.2016

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi