Terörün Dini Olmaz
Yol, ancak insanlara zulmeden ve yeryüzünde haksız yere ‘tecavüz ve haksızlıkta bulunanların’ aleyhinedir. İşte bunlara acıklı bir azab vardır. (Şura Suresi, 42)
Radikalizm katı, kökten ani değişimler yönünde tavizsiz bir politikanın savunuculuğudur. Kimi zaman sert, kimi zaman saldırgan ve kimi zaman şiddetten yana olmaktır.
İnsan öldürmeyi adetâ bir yaşam biçimi gibi gören terörist, masum insanlara gözünü kırpmadan kurşun sıkabilir, küçük çocukların üzerine bomba atabilir. İnsanlıktan çıkmış vahşi bir hayvana dönüşen terörist için kan dökmek haz veren bir amaçtır.
Terör ile din, taban tabana zıttır. Terörizm saldırgan olmayı, öldürmeyi, savaşmayı, acı çektirmeyi, zulmetmeyi yol olarak benimsemiştir. Ancak Kur’an’a göre bunların tümü zulümdür.
15 Temmuz gecesi yaşadığımız vahşet dolu terörist saldırı yine açıkça gösterdi ki terörist psikopattır; ırkı, kimliği, dini, dili ne olursa olsun. Ve ırkı, kimliği, dini, dili ne olursa olsun herkesi vurur.
Müslüman için teröristin kimliği önemli olmadığı gibi terör sonucu hayatını kaybeden masumların kimliği de önemli değildir. Hangi ırktan, hangi dinden olursa olsun hepsi birer kurbandır.
Yıllardır tüm dünyada terörün asıl sebebinin din-en fazla da İslam- olduğuna dair bir algı operasyonu yapılmaya çalışılıyor. Bu, üst aklın plânlayıp, uygulamaya koyduğu bir hedef.
Meselâ Fransa Nice’deki saldırının hemen ertesinde twitter’daki bir etiket dikkatimi çekmişti. Dünyada ”dinler yasaklansın”. Bu anlamsız öneri, dinin gerçek özgürlük olduğunu bilmemektir. Yaptıkları zulüm psikopat teröristleri bağlar, mensup oldukları dini değil. Gerçek İslam sevgidir barıştır.
Bir terör eylemine fail ararken, kaynak dindarlıkta değil, dinsizlikte aramalı. Terör, ‘insanlığa karşı işlenmiş suç’tur. Allah tüm insanları şefkate, merhamete, kardeşliğe çağırır.
İslam savaşa karşı barışı, ölüme karşı hayatı, cezalandırmaya karşı bağışlamayı teşvik eder. Din adına eylem yaptığını iddia eden bağnaz zihniyet ise tam aksine Müslüman olmayanlara, hatta İslam’ı farklı yorumlayan, uygulayan hatta kendi mezhebinden olmayanlara dahi şiddet uygulamayı meşru görür.
İslam’ın dostluk, barış, kardeşlik ve sevgi dini olduğu öncelikle İslam toplumları tarafından anlaşılmalı. İslam, radikalizmi reddeder. İnsan hakları, demokrasi, özgürlük, güzel ahlâk, bilim, sanat ve estetiğin aynı zamanda Kur’anî kavramlar olduğu anlatılmalı. İslam tüm insanlığa insanlığa mutluluk ve yaşama sevinci sunar. Tüm bunları özümseyen Müslüman modeli yaygınlaştırılmalı.
"Kim bir zimmiye(1) eziyet ederse ben onun davacısıyım. Ben kime (bu dünyada) davacı olursam, Kıyamet gününde de davacı olurum." (2)
Barbarlık bütün İlahî dinlerin mesajına terstir, zıddıdır. Ancak cehalet çok tehlikelidir, insanları şiddetle karışık bir akıl tutulmasına götürür.
Kur'an'ın çizdiği mümin modeli güzel ve yumuşak sözlü, kavgacı üsluptan kaçınan, kötülüğü iyilikle uzaklaştıran, önyargıyla ya da düşmanlıkla yaklaşanlara karşı dahi ılımlı davranan, şefkat ve merhamet sahibi karakterdir.
“Terörizm, tamamen şeytani bir “kan dökme kuyusu”ndan başka bir şey değildir. Her kim bu vahşet çarkına destek olursa, şeytani bir sisteme destek olmuş olur. Bir teröristin dini kavramları kullanması, dini
sembollerle hareket etmesi kimseyi yanıltmamalıdır. Bu şekilde sahte bir dini kisveye bürünen teröristler, hem kan döktükleri hem de bunu din adına gibi göstererek din aleyhinde propaganda yaptıkları için, iki kere suçludurlar.” (3)
Terörist üslûp ile mümin üslûbunun asla uyuşmadığı açıkça ortadadır. İnananlar için kıstas Kur'an'dır ve radikal insanın ahlâkı, Allah'ın beğendiği ahlâka tamamen terstir. Samimi iman eden insan, Allah’ın lânetini ister mi?
… Yeryüzünde bozgunculuk çıkaranlar; işte onlar, lânet onlar içindir ve yurdun kötü olanı da onlar içindir. (Ra'd Suresi, 25)
Kötülüklerden rahatsızlık duyan ve dünyadan yok olmasını isteyen her insan vicdan sahibidir. Dünyanın terörizmden, katı, bağnaz ve vahşi yapılanmalardan kurtulması her dinden iyi ve samimi insanların; merhametli, vefalı, sadakatli, ince düşünceli, yatıştırıcı ruha sahip, anarşiye ve teröre karşı, sevecen, adaletli, yardımsever insanların ittifak etmesiyle gerçekleşebilir. Umulur ki yaşadığımız dönemdeki ekonomik krizlerin, anarşinin, terörün, güvensizliğin ve en önemlisi sevgisizliğin dünyayı kasıp kavurduğu karmaşa ve dehşet verici olaylar, bu işbirliğinin tohumlarının atılmasına vesile olur.
Sizden önceki nesillerden onlardan kurtardığımızdan pek azı dışında yeryüzünde bozgunculuğu önleyecek fazilet sahibi kişiler bulunmalı değil miydi?.. (Hud Suresi, 116)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.