Bayramın ilk günü
Bayram, sevinç günleridir. Temizlik ve güzelliktir. Nezaket ve özendir. Büyüklerin elleri, küçüklerin gözleri, akranların güllü dili.
Bayram, üzüntü içindeyken bile öyle görünmemenin adıdır. Buruk tebessüm diyelim.
Sevdiklerimizi 'kurban olurum' diye sevmez miyiz?
Hepimiz, aklımızda kaldığı kadarıyla yaşarız. Bu yaşımızdan dönüp geriye bir bakalım. 'Bizim o güzel günlerimiz' listesinin üst sıralarında çoğunlukla kandil geceleri ve bayram sabahları vardır. Herkesten önce annemizin sesi uyanır. Evin erkekleri namaza gider. Camiye değil, namaza gitmek denir bizde.
15 Temmuz gecesinin mimarlarından biri de selâydı. “Geceyi onardı.”Çocukluk da işte böyledir. İnsanı onarır. Bayram, milletin ve ümmetin çocukluğudur. Vaktin kalbidir. Günün en güzel saatidir. Birinci dostumuz, ahbabımızdır. Dünya gözüyle görmenin adıdır. Dokunaklıdır da.
Belli bir yaştan sonra her şey daha çabuk eskiyor. İnsan ister istemez geriye, yani çocukluğuna dönüyor. Orada bulduklarımız hep aynı, daima yeni: Bayram günleri, annemizin yüzü, babamızın sesi ve bazı yarım hevesler. Yetmiş yaşından sonra pul koleksiyonuna başlayan birkaç ağabey tanıyorum. Kendi aralarında sözleşmişler gibi şunu diyorlar: 'Bu beni çocukluğuma götürüyor.' Bayram gibi.
Bize ince vakitler, derin ve yüksek duygular lazım. Bayramlar bu nedenden dolayı da önemlidir. Çünkü kapı bile her günkü kapı değildir. Artık başka bir şey olmuştur.
***
Bayram, sadece sevinç vermez, kuvvet de verir. Saflar sıklaşır. Nesiller kaynaşır. Dede ile torun beraber namaza durur.
Dünyanın farklı bölgelerinden paylaşılan bayram namazı fotoğrafları bizi yeniden umutlandırır. Ne çok kardeşimiz varmış deriz. Berekettir, rahmettir bu.
Müslümanların birliği ve İslâm ülkelerinin kuvvetli oluşu kâfirlere korku salar. Münafık tedirgin olur. Çeşitli bahaneler üretir. Amasız, fakatsız cümlesi neredeyse yoktur.
Yalnız bu değil elbet. Müminlerin gönül şenliği ve İslâm'ın neşesi de onları rahatsız eder.
Özellikle aziz ve kıymetli milletimiz. Sürekli görüyoruz, anlıyoruz, yaşıyoruz. Gittiğimiz her yere sevinç taşıyor, şenliğe vesile oluyoruz. Afrika'nın en tenha köşesinden hemen yanımızdaki sınır kasabasına kadar. Hangi birini sayalım, yazalım? O kara çocukların beyaz gülüşü yeter.
Kâfirler ve münafıklar, her bayramda, güzel gecede, oruç vaktinde aynı caniliği yapıyor. Sevincimizi elimizden almak, neşemizi söndürmek, şenliğimizi dağıtmak kastıyla. Tebessümün yerini ağlamak alsın istiyorlar.
Bayramın ilk saatlerinde Van ilimizde terör örgütü tarafından patlatılan bomba. Elli üç yaralı. Aynı anda Rus uçaklarının Halep'i bombalaması ve şehitler. Daha başka örnekler, acılar.
Mezarlığa bomba yerleştirecek kadar alçalmış bir şer şebekesinden bahsediyoruz. Böyle bir haysiyetsizlik kime ne kazandırır?
***
Bu topraklarda yaşayıp da bayrağımızı ve dilimizi tahrik unsuru olarak görenler var. Burası neresiydi? Türkiye.
Milletimiz her türlü cefaya rağmen vefasını göstermiştir, gösteriyor. Öte yandan, bu azgınlığın, şaşkınlığın bir sonu olacak elbet. Sabırla bekliyoruz.
Belli ki Van şehrimizi pilot bölge seçmişler. Hem terör estiriyor, hem de millî birlikten yana olan insanları göçe zorluyorlar. Rakamlar ciddi.
Yüz sene önce başka bir çete aynı şehrimize musallat olmuştu. Hüsrana uğradılar.
AK Parti'nin ilk kelimesi adalettir. Adalet, hiçbir kutsalı olmayan bu kötülüğün tamamen yok edilmesidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.