Kim hesap soracak? Kim cevap verecek?
Bu uğursuz zamanlar hep böyle gitmemeli
Bir şeyler söylemeli, bir şeyler sormalıyız
Kasıtlar ve ihmaller bizi kahretmemeli
Azgın egemenleri koşuda yormalıyız
Mes’uliyet taşıyan birileri olmalı kesinlikle..
Soğumaya bırakılan demire şekil verilmez beyler.. Yani, sıcağı sıcağına ne yapılacaksa yapılmalı..
Teslim ettiğiniz gencecik canlı çocuklarınızın kanlı cesetleri cansız olarak geliyorsa, bir umursamazlık var demektir..
Nedir o?
Uçaklar, tanklar, toplar, helikopterler, makinalı tüfekler, bombalar, mayınlar, zırhlı taşıyıcılar, ne ararsanız hepsi ellerinde..
Bunun adı aynı delikten üç/beş defa yılana sokulmaktır..
Bir karakol rutin halde baskına uğruyorsa tedbir alınmaz mı?
Maalesef alınmadığı meydanda..
Eğer tedbir alınmış olsaydı, bu denli şehit vermezdik.. Bari karakolların hudut taraflarına mayın döşemeyi de mi bilmiyorsunuz veya akıl etmiyorsunuz?
Kendi tabirlerinizle üç/beş baldırı çıplak terörist kocaman Türkiye ile bu denli alay edercesine oynar mı?
Ha ne dersin sayın İlker Başbuğ Paşam?.. (Estağfirullah generalim..)
Siz irticaya, mürteciye, dindara kafa takınca öte taraftan radikal ırkçılar ya açık kapıdan ya da kapıyı aralayarak giriyorlar ve emrinize verilmiş civanları katlediyorlar..
Akabinde bir açıklama:
“Şu kadar terörist etkisiz hale getirilmiştir..”
İnanalım mı?
Hani nerede o etkisiz hale getirdikleriniz? Şehit ailelerinin öfkesini teskin etmek için şehit sayısından fazla terörist öldürüldüğü haberi ve “geniş çaplı operasyon” başlatılması bıkkınlık getirdi..
Sayın generalim ve sayın generalimin alt kademesinde bulunan generaller, net ve inandırıcı açıklamanızı bekliyoruz..
28 Şubat postmodern darbesini 1000 yıl sürdüreceğinizi söylediğiniz gibi, bir de şu dağ eşkıyalarını susturacağınızı vadedemez misiniz?
Başı örtülü kızları hizaya getirmek kolay.. Zor olan, eli silahlı eşkıyayı hizaya getirmektir.. Yapıyorsanız, ne duruyorsunuz, niçin bunca can kaybına uğruyoruz, yapamıyorsanız yapacak birileri yok mu?
“Bizden hesap sorulmaz” faslı bitmelidir artık.. Vatandaş, sorumluluk taşıyan herkesten hesap sormalı.. Aksi halde kaybederdiz..
Gazeteler GATA’da bir “Alo ÇÜRÜK Hattı” olduğunu yazdılar..
Böyle bir kepazelik olur mu? Olmamışsa, kim cesaret etmiş bu yalan haberi yazmaya? Soruşturacak yok mu hiç?
Askeriyede dayısı olan çürük raporu alsın, askerlikten sıyırsın.. Dayısız vatandaşların çocukları vatanı korusun, amma ne yazık ki kendilerini dahi koruyamıyorlar..
Cevap vermek lazım.. Aksi halde ileride hesabı sorulmalı..
Şu kepazeliğe bakar mısınız?
Anayasa Mahkemesi Raportörü Doç. Dr. Osman Can, egemenlerin talepleri doğrultusunda rapor yazmadığı için, Çankaya Üniversitesi görevine son vermiş..
Kartel medyadan ses seda gelmedi..
Böyle bir fanatiklik ülkeye ne gibi fayda sağlar?
Yahu siz emre amade, “Egemenlerin emridir, böyle istiyorlar” mantıklı hukukçu mu istiyorsunuz?
Amma haklısınız..
Müteveffa babanız Ecevit, seçilmiş bir parlamenteri “İndirin şu kadını oradan” diye höykürmüştü de indirilmişti..
Tabii indirilmekle kalmadı..
Milletvekili seçilmişlerin iradeleriyle Meclis’ten tard edildi, daha sonra vatandaşlıktan bile çıkarılmıştı..
İşte bizde insan hakları ve hukuk böyle çalışıyor..
Mastır bile yapmamış hukukçuların partiler kapattığı, insanları darağacına gönderdiği ülkede alnının teriyle Doçentlik elde eden birisi üniversiteden ihraç ediliyor..
Kim hesap verecek, kim soru soracak?
Kurulda, komitede, mecliste, mabette, medyada, meydanda laf yuvarlamaktan vazgeçmeli, gereken ne ise o yapılmalı diye düşünüyorum..
Türkiye üç/beş siyasetçinin veya üç/beş bürokratın tapulu malı değildir.. Asker ve sivil bürokratlardan, parlamenterlerden, medya patronlarından hangisinin çocuğu Güneydoğu’da askerlik yapmış, yapıyor, bir açıklasalar da öğrensek bari..
Muhayyel “irtica” bahanesiyle dindarları susturmaya çalışanların ipliğini pazara çıkarma vakti gelmiştir herhalde..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.