Bu çocuklar nereye gidiyor
Yaşları on beş ile yirmi arasında değişen birkaç genç önüm sıra yürüyorlar. Kiminin burnunda piercing, kiminin kollarında garip şekillerden oluşan dövmeler, kiminin üzerinde yırtık bir kot pantolon… Bu çocukları zihnimde canlandırdığım genç figürüyle buluşturmaya çalışıyorum fakat hiçbir noktada uzlaştıramıyorum. İki ayrı dünyanın insanları ve iki ayrı kulvarda koşan çocuklar…
Halkının büyük çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede değil de, bir Hristiyan batı ülkesinde yaşıyorum hissi yaşıyorum. Bu çocuklar benim hayalimde canlandırdığım çocuklardan çok uzaktalar. Kendilerinden ve yaşadıkları toplumdan tamamen uzak kalmışlar. Issız bir vadide tek başına yaşayan bir meczuptan farklı değiller. İnsanların varlığına aldırdıkları yok… Dışarıda yaşanan sosyal ve siyasi olaylardan, ferdi ve ictimai problemlerden haberdar dahi değiller. Yaşadıkları toplumla bağları zayıflamış, yalnız bir adada yaşıyor gibiler. Önüm sıra yürüyen bu çocukların hangi mahalleye, hangi kültüre ait olduklarını anlamakta güçlük çekiyorum. Onlar, istikbalimizi teslim edeceğimiz genç nesiller, anne babaların ümit bağladığı çocuklar... Fakat hayata ve gelece dair hedeflerini sorsanız size verebilecek bir cevapları yok. Yaşam deyince sadece gezmek, eğlenmek ve gönüllerinin istediği şekilde yaşamak akıllarına geliyor. İnsanların varlığını, toplumsal kuralları ve ahlaki normları ciddiye almıyorlar. Bir insanın tek başına kaldığında dahi yapamayacağı davranışları sokak ortasında sergilemekten kaçınmıyorlar. Ortaya koydukları tavırları gördüğünüzde utancınızdan başınızı yere eğer ve sessizliğe kapılırsınız.
Köşemde ebeveynlere birçok kere, çocuklarınızla ilişkilerinizde insanlar ne der düşüncesi ile hareket etmeyin diye tavsiyelerde bulunmuşumdur. Fakat bu, bir arada yaşayan insanların haklarını ve beklentilerini göz ardı etmeniz manasına gelmez. Eğer sokak ortasında sergilediğiniz bir davranış insanlara rahatsızlık veriyorsa, kendinizi geri çekmek zorundasınız. Zira bir araya yaşadığınız insanların haklarına riayet etmek esastır. Fakat bu çocuklar bu kaideleri ciddiye dahi almıyorlar, yürüyüşleriyle tavırlarıyla kullandıkları ifadelerle siz de kim oluyorsunuz havasındalar.
Gençlerle ilişkilerimde esnek, anlayışlı ve destekleyici olmaya özen göstermişimdir. Fakat bu kadar da olmaz dedirtecek görüntülerle karşılaştığımda umutlarım yeniden sönüyor ve bu çocukları kazanmamız gerekir diye düşünüyorum. Çünkü eğer ahlakı ve maneviyatı yüksek, bilinçli gençler yetiştiremezsek geleceğe emin adımlarla yürüme imkânımız olmaz. Bundan emin olabilirsiniz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.