Dedeler ve Torunları
Dedelerle torunlar arasında yaşanan çatışma tarih boyu devam etmiştir. Dedeler torunları ile ortak bir noktada buluşamadıklarından şikâyet ederler. Torunlar ise büyük ebeveynlerinin kendilerini anlayamadan yargıladıklarını söylerler. Her iki tarafın da haklılık payı vardır elbette. Fakat nedense toplumumuzda ilk adımın daima gençler tarafından atılması beklenir. Dedeler yaşlarının ve tecrübelerinin verdiği kasıntı ile gençler üzerinde baskı kurmaya çalışırlar. Kendilerinin her konuda daha mahir olduklarını düşünürler, tutum ve tavırlarını sorgulama ihtiyacı hissetmezler. Dedeler kendileriyle yüzleşmekten ar edinir, her durumda haklı olduklarına inanırlar. Çağın getirdiği yeniliklerle iç içe yaşayan torunlar ise dedeleriyle aynı kulvarda buluşamayacaklarını düşünür ve onların tavırlarını küçümsemeye başlarlar. Oysa dede ile torun ailesel, kültürel ve sosyal bağlamda birbirlerinin uzantılarıdır.
Torunlar dedelerin maddi ve manevi miraslarını devralmaya hazır birer adaydırlar. Onlar bugünün çocuklarıdır dedeler ise çocukluk tarihini aşalı neredeyse bir asır olmuştur. Torunlar yaşadıkları ağır sorumluluğun altında ezilmemek için dedenin desteğine ihtiyaç duyarlar. Fakat iki nesil arasında devam eden çatışma aradaki buzları daha da katılaştırır ve dedelerle torunlar ortak bir noktada buluşamazlar.
Dedeler şimdiden ziyade geçmişin içinde yaşarlar, geçmişle övünürler, geçmişten örnekler verirler. Eski onlara göre eskimeyen değerlerdir. Yıllanmış eşyalara, unutulmaya yüz tutmuş adetlere, klasik hale gelmiş söylemlere, büyüklerin miras bıraktığı davranışsal kalıplara sıkı sıkıya bağlıdırlar. Dedeler geçmişten gelen hiçbir şeyin sorgulanamayacağına inanır, bu konuda torunlarını sık sık eleştirirler. Bu durum iki nesil arasındaki anlaşmazlığı daha da çıkmaza sürükler. Eğer büyükler geçmişle şimdi arasında bir köprü kurabilir ve torunlarına buradan ulaşabilirlerse aradaki buzlar eriyebilir aksi takdirde iki nesil arasında devamlı çatışma uzayıp gider.
Dede ile torun arasında ortaya çıkan çatışmada her iki tarafın da payı vardır. Dedeler nasıl ki geçmişe mahkûm olmuşlarsa torunlar da şimdinin içinde saplanıp kalmış ve büyüklerin tecrübelerini okumak yerine temelden yok saymışlardır. Bu durum kültürel miraslarını torunlarına devretmeye hazırlanan dedelerin umutlarını kırmıştır. O yüzden dedeler torunlara karşı daha agresif ve katı davranmaya başlamışlardır.
Şimdinin çocukları teknolojiyi iyi kullanıyor, bilgiye kısa yoldan ulaşabiliyorlar. Fakat köklerine yabancılar, geçmişleriyle kavgalılar. Ortaya çıkan çatışmada torunlarına şefkatle yaklaşıp, onlarla sağlıklı bir bağ kuramayan dedelerin payı ne ise kökleri ile bağlarını koparan torunların payı da odur. Fakat yine de ilk adımı dedelerin atması gerekir. Bu onların onurlu duruşlarından hiçbir şey eksiltmeyecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.