Cinsellik Karşısında Fasık İle Kafir Farkı 3
Gelelim Müslüman olduklarını söyledikleri halde dinlerini ciddiye almayan fasık, facir, günahkar, vurdumduymaz, ciddiyetten uzak, laubali, işte öylesine Müslümanlar ise, dinleri gibi akıl, izzet, iffet, namus ve şereflerini de bir kenara atarak, şehvetlerini giderebilmek için harama bakma, dokunma, dinleme, koklama, açılıp saçılma ve zina etme gibi çirkin işleri fırsat buldukça yapar, esiri oldukları duygularını gayrı meşru yollardan tatmin edebilmek için aziz ömürlerini boşa harcar, kendilerini rezil ve kepaze eder, izzet ve onurlarını bitirir, haysiyet ve şereflerini yitirirler.
Sonuç; elde var sıfır. Tatmin ettikleri her zevk ve şehvet, acı birer azap ve utanca dönüşmüştür. Ölene kadar çekecekleri vicdan azabına bir yük daha binmiştir. Saadet yurdu olacak evlerinden bir tuğla daha düşmüştür. Mezara yıkılırken, kulaklarına cehennemin uğultuları dolmaya başlamıştır. Geride yıpranmış hasta bir vücut, perişan ve acı çeken bir ruh, cehennem gibi yanan bir vicdan, aile ve dostlarına karşı hüsran dolu bir utanç ve hiçbir faydası olmayan pişmanlık…
Müslümanlar bunu yaparlarken zinanın suç, haram ve günah olduğuna iman ederek yaparlarsa, imanlarının zayıflamasına sebep olsa da, imandan çıkıp “kafir oldular” denemez. Amma akıbetlerinden korkulur. Cidden korkulur. Ya ölüm o anda gelse! Eyvah!
Ama birisi, tesettüre ters düşen açıklık saçıklıkların, nikahsız yabancı cinslere şehvetle dokunmaların veya onlarla oynayıp dans etmelerin, şehvetle bakışmaların, şehvetle konuşmaların ve nihayet cinsel ilişkilerin suç, günah, haram olmadığını söyleyerek bunları yaparsa, o kişi, “ben Müslümanım” dese bile, o İslam akaidine göre Müslüman sayılmaz. Hatta bunların haram olduğunu söylese ama bu “haram oluşu” beğenmese, dinin bu ve benzeri haramlarını aşağılasa veya çirkin görse, o kişi, o İslam akaidine göre Müslüman sayılmaz. Dinden çıkmış, mürted olmuştur. Derhal dine dönmedikçe ona Müslüman muamelesi yapılmaz.
Ne gibi mi?
Mesela eşi kendinden anında boş olur. Ayrılmaları gerekir. Evlilik ilişkilerine devam edemezler. Bütün yaptığı ibadetler silinip atılır. Akrabalık bağları biter. Ölürse miras ilişkileri olmaz. Cenazeleri kılınmaz. Müslüman mezarlığına gömülmezler. Yapabilecekleri en acil iş, tövbe ederek yeniden Müslüman olmak ve dinlerini iyi öğrenip yaşamaktır.
Müslüman olmayanlara gelince, bu ülkede zaten onların kanunları hakimdir. Onlara çok bir sorun yoktur. Eğer karşılıklı rıza varsa, onlar için yasal bir sorun da yoktur. Fakat zorlama, cebir ve şiddet varsa, işte bu yasaktır ve cezayı gerektirir. Cezasını da Ak Parti hükümetleri haddinden fazla ve çok abartılı koymuşlardır. Öyle ki, adam öldürmeden çok daha fazla cezalar getirmişlerdir. Şimdi ise bunun doğru olmadığını anlamışlar, düşürmek istiyorlar, ama muhalefetin ve malum kamuoyunun baskısından korkuyorlar. Acınacak ibretlik bir durum doğrusu!
Ancak devlet evlenmek için 17 veya 18 yaşını şart koşmuş. 16 yaşın da hakim isterse bir yolu var. Bu yaştan önce evlenmek yasaktır. Karşılıklı rıza olsa, ana babalar izin verse, hatta aleni düğün dernek yapsalar bile, dini nikah kıydırıp evlenemezler.
Evlenirlerse ne olur?
15-16 yıla kadar ceza yerler.
Neee?
Kusura bakmayın, kanun böyle.
Kim yer bu cezayı?
Koca, yani erkek.
Ya kadın?
Ona ceza yok.
Ama bu işi beraber yapmışlardı?
Olsun, kadına suç yok.
Bu kanunu hangi cins milletvekilleri meclisten geçirmiş?
Tam olarak bilemem ama herhalde çoğunluk erkeklerdedir.
Hay öyle erkeklerin karnı ağrısın emi? Bu ne biçim kanun yahu!
(Devam edecek)