Teröre, yani “tedhiş”e, insanları dehşete düşürmek için başvurulur. Korku uyandırmak, korku üzerinden güç göstermek... “İlle de ben varım” demek!

Elbette bîgünah 40 kişinin katledilmesi yeterince dehşet vericidir!

Bir yerden tesadüfen geçiyorken öldürülmek, bir yerde duruyorken saldırıya maruz kalmak.

Öldürenler seçici davranmıyorlar, ölenler hedefte olduklarının farkında olmuyorlar... Bu, alçaklığın en üst derecesi. Arkadan vurmaktan beter. Arkadan vurulan dahi, hedef seçildiğinin farkındadır!

“Seni öldüreceğimi bilmiyordum, piyangodan sen çıktın!”

Bazı hamakat ehli “bunların çoğu polis, oh olsun!” diyesiymiş. Bunlar polis, ama kimseyle savaşmıyor. Bir maç sonrası güvenliği ve düzeni sağlamaya çalışıyorlar.

Savaş şerefli bir iştir, karşılıklılık vardır; terör hiç bir ahlâkî arkaplana sahip değildir.

Terörle özgürlüğe ulaşacağım!

Terörle İslâm devleti kuracağım!

Terörle demokrasi getireceğim!

Bunların hepsi fasarya... Eğer hürriyet istiyorsan, bunu bîgünah insanları öldürerek yapamazsın. İslâm devleti kuracaksan, bilhassa insan hayatına değer vereceksin. Bir insanı sebepsiz yere öldürdüğünde bütün insanlığı katlettiğini bileceksin. Hele demokrasi hiç bir şekilde katliam gerekçesi olamaz.

Bunlar elbette bir yerlerde pişirilmiş, kotarılmış safsatalar. Bu safsataları hakikat mertebesine yükselten güç merkezleri var. Terör sadece terör değildir. Terör, bugünün dünyasında bazı merkezlerin yegâne siyaset aracı hâline gelmiştir. Ortadoğu adını verdikleri coğrafyayı biçimlendirmek için tek ses getiren araç olarak terör kalmıştır ellerinde!

Bu siyasetin dünyanın her yerinde elverişli yüklenicileri var.

Bu yükleniciler aldıkları canla, öldürdükleri insanla övünüyorlar.  Mesela üç beş kişi ölmüşse, üstlenmeye bile değer bulmuyorlar. Çok kan dökülecek, çok insan ölecek, dehşet geniş çaplı olacak.

Bu böyleyken, teröre güya “neden” sorusunu sorup kafadan cevaplayanlar var.

“Efendim, Türkiye demokrasiden uzaklaşıyor, diktatörlük temayülü içinde olanlar var, terör memlekeletin bu haline karşı protesto mahiyetinde!” demeye getiriyorlar.

Bu makullük sizi dehşete düşürmüyor mu?

Soruyu kendiniz sorup, kendi makulünüzü cevap olarak ilan edebilirsiniz. Tabii vicdanınız dumura uğramışsa!

Vicdanımız masum insanların katledilmesine asla rıza göstermez. Akıl çarpıtmalarının tosladığı duvar vicdandır!

Tabiî varsa!