Dostumuz Rus Halkı’na yazmak istiyorum…
Sevgili dostlarım, bundan yaklaşık 10 yıl önce ilk defa “Türkiye-Rusya” işbirliğinden bahsetmiş ve takip eden dönemde “Türk-Rus İmparatorluğu” başlıklı bir yazı kaleme almıştım… Yazdım, yazdım, yeni işbirliklerini ve alternatifleri sorguladım… İçerideki “AB taşeronlarının” büyük hakaretlerine uğradım…Defalarca linç edildim…Durmadım yeniden “alternatif tezleri” yazdım…
Dostlarım, coğrafyamız ne zaman Rus-Orta Asya coğrafyası ile yakınlaşıp, yeni adımlar atsak, başımıza her zaman birşeyler geldi. Rahmetli Menderes’in Rusya’daki randevusuna gitmeye ömrü yetmedi… Bugün AYNI KİRLİ OYUN yeniden sahnede… Uçak ile başlayan süreç, Pazartesi akşamı Türkiye ile iyi ilişkilere çok önem veren KARLOV’un katledilmesi ile devam etti…BU OYUNA GELMEYECEĞİZ…BU SEFER ALÇAKLARIN PLANLARI İŞLEMEYECEK…
Sevgili dostlarım, bu bağlamda bugün yıllar önce yazdığım “Türkiye-Rusya” yazılarımdan bir alıntı demetini paylaşmak ve KADİM DOSTUMUZ RUS HALKI’na seslenmek istiyorum…
Bakın neler yazmışım;
“…YILLAR önce “Türk-Rus İmparatorluğu” başlığıyla bir yazı kaleme almış ve Avrupa’nın ana denklemden düşeceğini belirterek, Rusya-Türkiye-Amerika arasındaki “yeni işbirliği konseptine” dikkat çekmiştim. O günlerde ne Avrupa batmıştı, ne de Rusya bu kadar iyi durumdaydı. Dinamikler farklı olunca da teze de inanan fazla olmadı.
“...Başlığı bilerek ‘imparatorluk’ diye attım, abarttım... Amaç ‘ilgiyi’ bu noktaya çekmek ve Avrupa Birliği gibi bir ‘çıkmazdan’ başka bir şey sorgulayamayan Türk kamuoyuna, ‘etrafındaki’ gelişmeleri biraz göstermeyi denemek. Son bir haftadır Rusya’da neler olduğuna dikkat ediyor musunuz? Putin’in attığı imza ile ‘Rusya’yı küresel kan emicilere’ kapatmasına ve yeni devlet başkanının ‘Rusya, İsviçre olacak’ tezine dikkat ediyor musunuz? Peki Avrupa Birliği denilen yapının ekonomik çöküşün arifesinde olduğunu ‘görebiliyor musunuz’?
“…yazdıklarımın ‘hepsine’ sonuna kadar inanıyorum ve 1945-1989-2001 gibi, dünyanın yeni bir ‘eksen kaymasının’ hemen öncesinde olduğunu düşünüyorum. Düşünüyorum ama ‘kafasını kuma gömen’ ülkemde, ‘Avrupa Birliği yalanından’ başka bir şeyi tartışmak mümkün olmadığı için, bu gerçekleri kamuoyuna anlatmam çok zor... Peki ne oluyor? Gayet basit ve net: Yeni bir dünya düzeni ve yeni güç merkezleri ortaya çıkıyor. 2001’deki terör saldırısı sonrası değişen tez-antitez-sentez döngüsünde yani ‘diyalektik’ içinde senteze doğru kayıyoruz ve zorlama olan ‘Amerika-Ortadoğu kaynaklı terör’ kurulumu yerini Amerika karşısında Rusya merkezli Rusya-Hindistan-Çin-İran döngüsüne bırakıyor...
“…Peki Türkiye ne yapabilir? Yapacağımız çok açık; bu değişimi, yeni diyalektiği anlamaya çalışmak ve 1945-1960 arasında denenen, Menderes ve arkadaşlarının ‘idamı’ ile sonuçlanan sürece doğru hamleler yapmak... Daha doğrusu bölgede Türk-Rus ortaklığı için çıkış yolları aramak. Rusya buna hazır mı diyeceksiniz? Dünya ‘oyuncusu’ olmak isteyen Ruslar, bu ‘yolu’ bizden çok daha net ve akılcı şekilde analiz edebiliyorlar...Sonuç: Ana tez dağılmasın diye kısa keseceğim. Avrupa Birliği yalanından bir an önce kendimizi kurtarır ve çevremizin, dünya düzeninin nasıl şekilleneceğini anlamaya çalışırsak, treni kaçırmayız. Şimdilik duruyorum, tezi sizler de lütfen sorgulayın, kaldığımız yerden devam edelim… Menderes’in ömrü yetseydi 1960 Temmuz ayında Moskova’da ‘Petrol Ofisi’ ve ‘İş Bankası’nı Ruslara satmak ve ‘yeni tezi’ başlatmak için randevusu vardı...”
Sevgili dostlar, aynen bu satırları yazmış ve “Ne diyor bu adam” tepkisini almıştım. Şimdi soruyorum: “Kim ne diyormuş!”
DOSTUMUZ RUS HALKI VE DEVLETİ’NE BAŞSAĞLIĞI DİLİYOR VE BU COĞRAFYA’YI KANA BULAMAK İSTEYEN KÖPEKLERE KARŞI SAVAŞIMIZIN DEVAM EDECEĞİNİ VURGULAMAK İSTİYORUM…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.