ABD, FETÖ konusunda tavrını netleştirmeli
Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’a yönelik suikast eylemi gazetelerde genellikle, özellikle iktidar yanlısı medyada “Rus Elçi’ye FETÖ suikastı” ya da benzer bir başlıkla verildi. Bu başlıklar sadece bir tahmine mi yoksa elde edilmiş özel bilgiye mi dayanıyor şimdilik net olarak bilmiyoruz. Ancak olay duyulur duyulmaz, katilin polis olması akla ilk olarak FETÖ’yü getirse de olayın detaylarını görmeden kesin hüküm vermek doğru olmaz. Ancak olayın bir kişinin canı sıkılıp yaptığı ferdi bir eylem olmadığını, küresel birtakım güçlerin işin ardında olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bu arada olayı tezgâhlayanlar arasında hangi ülkelerin istihbarat örgütlerinin olduğu şu anda net değil ama gerekli inceleme ve araştırmaların ardından tüm bu hususların ortaya çıkartılması ve toplum ile paylaşılmasında yarar vardır. Ancak gazetelerin genellikle üzerinde birleştikleri gibi olay bir FETÖ suikastı ise bundan sonra ABD ile ilişkilerin yeni şekil almasında zaruret vardır. Bu yeni şeklin nasıl olacağı, hangi adımlardan sonra hayata geçirileceği elbette devletin işi ancak, ABD, FETÖ konusundaki tavrını netleştirmek zorundadır. Bu tavır ortaya çıkmadığı süre Türkiye’nin ABD ile birlikte yürümesi mümkün değildir. Terör örgütünün elebaşı ile ilgili olarak ABD’ye yapılmış bunca talebe ve çuvallar dolusu gönderilmiş belgeye rağmen ipe un sermeye devam etmekte, iade edileceğine dair bir belirti de görünmüyor. Ancak gazetelere yansıyan haberler resmi makamlarca da doğrulanır, Rus Büyükelçi’nin öldürülmesinin ardında FETÖ var ise bu durum söz konusu suikast konusunda ABD’yi de sorumlu hale getirir. O zaman olayın boyutları da değişir.
Bu suikastı, Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerini bozmaya, ortaya çıkan yakınlaşmayı sabote etmeye, kısacası Türkiye’yi ABD ve AB’ye mecbur ve mahkûm etmeye yönelik olarak değerlendirmek mümkündür. Bu iş için koruma ve kollamasına aldığı FETÖ elebaşı ve pek çok örgüt elemanına verilmiş bir görevin yerine getirilmiş olduğunu düşünmek yanlış olmaz. Netice itibarıyla Türkiye’nin dış politikasında yeni bir dönemin başlayacağını, hatta bunda zorunluluk olduğunu söylemek de mümkün olur. Çünkü ABD, bir yandan Irak ve Suriye’deki belirsizliğe zemin hazırlayarak bu iki komşu ülkeden Türkiye’ye yönelik terör eylemlerine zemin hazırlamış, bununla da yetinmeyerek ülkemizin parçalanmasına yönelik faaliyet gösteren PKK terör örgütüne verdiği desteğin yanında aynı terör örgütünün Suriye ayağına destek vererek, sırtlarını sıvazlayarak Suriye’de yeni bir Kürt bölgesi oluşturulması için terör örgütü ile birlikte hareket etmektedir. Netice itibarıyla sadece Irak ve Suriye’nin değil, Türkiye’nin de toprak bütünlüğünün bozulmasına yönelik bir planı ABD’nin uygulamaya koyduğunun unutulmaması gerekiyor. Zaten yıllar önce açıklanan Büyük Ortadoğu Projesi’nin hedefleri de hatırlandığında ABD ve İngiltere ile bazı AB ülkeleri bu planın hayata geçirilmesi hususunda ortak hareket ederlerken, Rusya da hayata geçirilmesinde pay sahibi olmak istiyor. Türkiye-Rusya yakınlaşmasının bu planın uygulanmasına engel olacağı ya da geciktireceği endişesi ile ABD, Türkiye’nin önünü terör örgütleri ile kesmeye çalışırken, son suikast olayını Rusya’dan çok Türkiye’ye yönelik bir hareket olarak değerlendirmek yanlış olmaz.
Türkiye’nin kendi saflarında kalmasını isteyenlerin özellikle terör örgütlerine verdikleri desteği kesmeleri gerekiyor. Bir yandan terör örgütlerini desteklerken öbür yandan da Türkiye’nin gönüllü olarak saflarında kalmasını istemek kendi ipini çekmesi anlamına geleceğine göre sessiz kalmasını istemenin anlamı yoktur.
Hiçbir olay ilelebet belirsiz kalmayacaktır. Mutlaka son suikast olayının da perde arkası ortaya çıkacaktır. Belki bunun kamuoyu ile paylaşılması gecikebilir. Bunun için son suikast olayının ardından “Rus elçiye FETÖ suikastı” başlığını atan medyanın öbür yandan da İran düşmanlığını körüklemelerinin bölge barışına hizmet etmeyeceğini görmeleri gerekiyor. Bölge barışının sağlanmasının yolu, ABD ve Rusya’dan çok Türkiye-İran birlikte hareketine bağlı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.