Büyüdüğünde herşey daha iyi olacak sanmıştım
Küçüktün, eteğime yapışır ve ardı sıra sorular sorardın. Sorduğun her soruya sabırla cevap verir ve ikna oluncaya kadar konuşmaya devam ederdim. Ne sen beni dinlemekten bıkardın ne de ben seni dinlemekten yorulurdum. Bir anne ile çocuğu arasında devam eden gizil bir dile sahiptik seninle. Düştüğünde ayaklarında hissettiğin acıyı ben yüreğimde hissederdim. Bir şeyden mahrum kaldığında bütün kapıları aralar ve ihtiyacın olan şeye ulaşman çaba gösterirdim.
Güvenliğine zarar getirecek bir tehlike sezdiğimde kanatlarımı açar ve seni korumaya çalışırdım. Masumdun, dünyanın tehlikeli bir alan olduğunu anlamakta güçlük çeker ve ardı sıra sorular sorardın. İnsanlar neden kötülük yaparlar diye sorduğunda, sessizce yutkunur ve ne diyeceğimi bilemezdim. Kötünün kötülüğünü sana nasıl anlatabilirdim… Zihnini bulandırmaktan, korkuya kapılmandan endişe eder ve ortamın havasını değiştirmeye çalışırdım.
Hatırlar mısın, o zamanlar eteklerime yapışır ve biraz daha oynayabilir miyim diye diretirdin. Oynamanı ben de çok isterim ama hava kararıyor, bu vakitte dışarıda olman doğru değil derdim. Kimi zaman peki der ve odana çekilirdin. Kimi zaman ısrarla direnir ve birkaç dakika daha oynamak istiyorum derdin. Oyunun senin yaşamındaki önemini bilen biriydim ama oyun için ayrılacak vakitlerde seninle hep çatışma halinde olurduk. Ama yine de ikna olur ve geri adım atardın. Sabahları kalktığında gözlerinin içine bakar ve büyüyeceğin günleri hayal ederdim.
Odanda kurduğun oyun köşesi senin masumiyetini, sevgi dolu yüreğini ve gelecekle ilgili hayallerini ele verirdi. Oyunlarında kimi zaman kurumuş bir daldan sandal yapar ve bebeklerinde birlikte açılırdın. Kimi zaman sırtında bir yardım paketi yoksul aileleri dolaşırdın. Kimi zaman anne olur çocuğunu okula götürür kimi zaman bir eğitimci olur öğrencilerine ders anlatırdın. Ben ise sorduğun sorulara sabırla karşılık verir ve seni hep desteklerdim.
O zamanlar en büyük hayalim senin bir an önce büyüyüp ayaklarının üzerinde durabilmendi. Her anne gibi ben de o vakit her şeyin tozpembe olacağına inanırdım. Ve büyüdün… Çocukluğunda oynadığın oyunların yerini hayatın içinde edindiğin rollerin aldı. Evet, artık ayaklarının üzerinde durabiliyordun. Fakat bu sanıldığı kadar kolay bir şey değildi. Çocuklukta olduğu gibi seni kollarımın arasına alıp koruyamıyordum. Artık erişkinler dünyasının bir ferdiydin ve benden çok uzaklardaydın. Ama anneliğin bir emekliliği yoktu ve benim duygularım hiç değişmemişti. Erişkinler ülkesi çocukların yaşadığı dünya kadar güvenli değildi, bunu biliyordum. Seni nasıl yürümen ve nasıl hareket etmen gerektiği konusunda bilgilendirmiştim. Fakat yine de korkuyordum. Çünkü dünya senin hayalindeki kadar temiz değildi…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.