Bize ne oldu
Halep’te sivillerin maruz kaldığı şiddet ve katliam haberlerine göz atarken bir genç kızın Müslüman halkların eşraflarına, ulamalarına yazdığı mektup dikkatimi çekti mektubun girişinde şu ifadeler yer alıyordu:
Ümmetin âlimlerine, çeşitli grupların şer’î yetkililerine, bir zamanlar Ümmetin akidesinin derdini çektiğini iddia edenlere…
Ben biraz sonra tecavüze uğrayacak Halepli kızlardan biriyim. Şu vahşilere karşı bizi koruyacak ne silah kaldı ne de erkek!
Sizden hiçbir şey istemiyorum. Hatta dua bile istemiyorum. Henüz konuşmaya takatim var. Sanırım benim duam sizin laflarınızdan daha doğru.
Geride bıraktıkları hakkında içi yanarak ölen babamdan sonra artık dayanamayacağım…
Geçmiş yıllarda, Iraklı genç kızlarımızın, işgalci ABD askerlerin tecavüzüne maruz kaldıklarını ve intiharı düşünür hale geldiklerini dile getiren mektuplarını hatırlıyorum. Fakat bu gün olduğu gibi o gün de, ne hanım kardeşlerimizin ellerinden tutabilmiş ne de ailelerinden koparılan ve katledilen çocukların imdadına yetişebilmiştik.
Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı bir araştırmaya göre, savaş, işgal ve yoksulluğun hâkim olduğu İslam toplumlarında intihar oranı diğerlerine göre daha az. İslam’ın gölgesi altında doğup büyüyen fertler, hayatın zorlukları karşısında sabrı kuşanıp Allaha tevekkül ederler. Onlar maruz kalınan musibetleri devleştirerek suçlu arayışına çıkmaz, yaşananları birer imtihan olarak görür ve direnç gösterirler. Peki, işgal edilen coğrafyalarda Müslüman hanımlar nasıl oluyor da intiharı düşünür hale gelebiliyorlar Hanım kardeşlerimizin yaşadıkları bu ağır imtihanı uzaktan anlayabilme imkanımız var mı sizce Sanmıyorum…Düşman kıtalar ötesi mesafeden gelip bizi birbirimize kırdırırken, bizler Afganistandan, Irak’tan, Mısır’dan, Bangladeş’ten, Myanmar’dan, Suriye’den yükselen imdat çığlıklarına bir türlü ulaşamıyoruz.
Eğer az ötemizde bir genç kız maruz kaldığı vahşet karşısında intiharı düşünür hale gelmişse
Enkaz altından çıkarılan bir çocuk korku dolu gözlerle bakıp yaslanacak bir duvar arıyorsa
Bir anne yaralı yavrusuna sarılıp bedduaya yönelmişse
Bir çocuğun cesedi ölü bir balık gibi kıyıya vurmuşsa
Ve düşman topraklarımızda istediği gibi at koşturmaya devam ediyorsa kendimize dönüp bize ne oldu diye sormak zorundayız.
İşgalci - kapitalist zihniyet için ötekileştirilen fertlerin, neler hissettiklerinin ve nelere ihtiyaç duyabileceklerin hiç bir önemi yoktur. Allah yeryüzünde hak ve adaletin ikame edilmesini Müslümanlardan istemektedir. Bu nedenle Müslüman toplumların liderleri Ortadoğu’da yaşanan zulüm ve haksızlıklara tez elden çözüm bulmalı yeryüzünde adaleti tesis etmelidirler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.