On bir kişi olsa ne yazardı
FENERBAHÇE, bu sezonun tek maç eksikle biten ilk yarısının en kolay maçı oynadı ve artık ezeli rakiplerinden biri olan Trabzonspor’u farklı ve rahat yendi. Ev sahibi rolündeki Trabzonspor belki de bir-iki oyuncusu hariç, üçüncü sınıf takımı ile ancak bir ilk 20 dakika var olur gibiydi, hepsi o kadar. Sakın kimse Yusuf oyundan atıldı da böyle oldu demesin. Bu sadece kendi kendini aldatma olur, o kadar. Fenerbahçe, bir hayli eksik gibi görünen kadrosu ile maçı önce tutup, her ihtimale karşı, sonra kazanabilmenin yollarına çıkılacak bir oyun taktiği ile oynadı. Aşağı yukarı yedi-sekiz maçtan bu yana olduğu gibi...
Biraz detaya girelim. Trabzonspor takımının orta sahası bence tamamen değişmelidir. Okay’dan çok umutluydum ama aşama kaydedeceğine geriledi. Ekici anlaşılan o ki sadece duran toplarda var. Onazi ise bu takımda geldiği takım futbol olgusunu arayarak hata yapıyor. Forvette Yusuf’tan başkaca ben önümüzdeki sezon da bu takımda oynarım mesajı veren var mı Giray neden kenarda oturur onu da bilen var mı Teknik direktör mü Sezon bitmiş, Trabzonspor bir hayli transfer için kolları sıvamış, bir de eldeki yetersiz malzemeyi satabilmenin telaşına kapılmış, teknik direktör ise Fransa’da bir televizyona yorumculuk yapıyor. Bu o teknik direktörün değil yönetimin açık ve net hatasıdır. Faturası mı Tabii ki ödeniyor. Ama acaba kaça ve neye mal olacak Savunma mı Ön tarafı bu kadar olan takımın savunması ve kalecisi ne yapabilir ki
Fenerbahçe mi Van Persie yüzünden az kalsın harcanacak Fernandao özellikle ekrandaki bilgisizlere ders veriyor sanırım. Kalecisi ile birlikte geri dörtlüsü ve çift ön liberosu sabitlenmiş olan Fenerbahçe, önde Lens gibi sakatlığını bizim ligde atmaya çalışan bir klasla rakibin en can alıcı noktalarını tahrip ediyor. Sow belki de sadece iki defa topla buluşuyor ama yine en can alıcı noktalara zamanında yetişip golünü atıyor. Alper oraya buraya koşup hem açık kapatıyor, hem de klasının yettiği kadar top da yapabiliyor. Tabii ki Fenerbahçe bu kadrosu ile karşısında üçüncü sınıf rakip de bulunca galibiyete elini kolunu sallaya sallaya gidebiliyor. Hele ki rakibin en tehlikeli forvet oyuncusu da daha 27. dakikada atılıyorsa...
Hakem mi Bence çok iyi idi. Penaltıda beklemeliymiş top Yusuf’un elinden döndükten sonra... Diyelim ki bekledi, top Sousa’ya geldi yine, o da vurdu bu defa da başka bir Trabzonsporlunun koluna, eline çarptı, ya da dizinden dönüp kurtuldu, o zaman mı penaltı vereceksiniz, ya da dizden döndüyse oyunu devam mı ettireceksiniz Yani Üsküdar’da sabah olduktan sonra... Kalenin içinden kolla çıkartılmış bir topun o takımın aleyhine bir durum oluşturması diye bir felsefi durum da vardır futbolda. Hakem de onu yaptı. Bu durumda hakemi eleştiren eski hakemlerin yedikleri haltları bir anlatsam acaba sokağa çıkabilirler mi Ama çıkarlar be, çünkü artık burası uçanlar ülkesi olmuştur. Ve puan da onlara verilir. Hatta öylesine ki benim halkım onları seyrederken o fotoğraf verme haltını bile yapar... Ne ülke olduk ama!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.