Erzuruma gitmek zor!
1970’li yıllardan beri Erzurum’a gider gelirim. İlk gidişimde otobüsle 16-17 saat sürmüştü galiba. O zamandan bu güne şartlar epeyce değişti, herşeyden önemlisi, yollar değişti. Şimdilerde otobüsle Ankara’dan Erzurum’a 12 saatte varılabiliyormuş; özel arabayla daha kısa sürede ulaşılabilir demektir bu.
Biz ise 24 saatte Erzuruma gidemedik, hem de uçakla!
İlk gittiğimizde en çok şehrin ağaçsızlığına şaşırmıştık...Artık Erzurum hayli yeşil bir şehir...
Erzurum denilince kış hatıra gelir. “Kış şehri Erzurum” imajı yerleşmiştir zihnimize. Rahat koltuğunda, televiyonların hava raporlarını takip edenler, sıra Erzurum’a gelince eksili rakamları duymaya alışmıştır. Zaman zaman bu soğuğa maruz kalanlardanız! Bir seyahatimizde Erzurum’dan Hasankale’ye giderken arabanın ısıtıcısı iflas etmişti de donayazmıştık!
İşte bu son seferde ve kış şartlarında Erzurum’a iki günde ulaşabildik.
Erzurum bizi bekledi mi? Bu hususta bir şey söyleyemeyiz, ama Erzurum şuarasından Hanefi İspirli çok bekledi! Bilet alırken ismimizin önüne Durmuş’u ekleme hatasının cezasını çekti böylece!
Daha ötesi: Biz Erzurum’a gitmeden Erzurum bize geldi. Sabah erken 8.15 uçağına yetişeceğiz. Kaç saat önce kalktık, ortalık kış kıyamet... Ankara’da okullar tatil. Hatta havaalanına yakın bir külliyeye taşınan Yıldırım Bayezit Üniversitesi de tatil!
Arabayı kardan temizlemek bir eziyet, karlı havada yol almak ayrı bir sıkıntı. Neyse havalimanına ulaştık, bu sefer de uçak tehir yapıyor. Uçağa bindik, bir türlü piste çıkmıyor veya çıkamıyor. Sonunda piste ulaştık, bir duyuru: “Uçağımız kardan arıtılacak, pencerelerden izleyebilirsiniz!”
Bizi bırakmayan Ankara olmasın?
Neyse, nihayet bulutların üstüne yükseldik. Erzurum’a varışımız 11’i buldu... Kaptan Erzurum’da bizi eksi ondört derecelik soğuk bir havanın beklediğini söylemişti ya.. Hava günlük güneşlik, uçağın merdivenlerinden inenler “bunun neresi eksi ondört” diye söyleniyor. Erzurumlular da “bizim eksi ondörtümüz üşütmez” demek derdinde!
Ankara’ya yakıştırdığımız günlük güneşlik havayı Erzurum’da buluyoruz. Tahmin edilebileceği gibi, şehrin en zor işlerinden biri kar temizliği. Maşallah, yollar temizlenmiş, seyrüseferde sıkıntı yok. İlk işimiz, Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mehmet Sekmeni ziyaret etmek. Progama göre, dün yapacaktık bu ziyareti. Başkan büyük bir vukufla, bir kısmı hayata geçirilmiş projelerini heyecanla anlatıyor. Heyecan işin esası... Gerçekten Erzurum’daki değişim gözle görülebiliyor. Başkanın Erzurum ekonomisinin eskiden en büyük girdisi olan hayvancılığı teşvik yönlü projeler yanında, sanayii teşvik esaslı projeleri de var. Hatta kültürel projeler...
Mesela semtlere bilgi evleri yapılıyor, her biri kütüphaneli!
Ankara Büyükşehir belediyesi başkanının kulakları çınlama özelliğini kaybedeli çok oldu. Çok kös dinlemiş hazret!
Ankara’nın kitapsız, kültürsüz büyükşehir belediye başkanı, bütün alt belediyelere kötü örnek oldu. Türkiye’nin başkenti kültürsüz, kütüphanesiz bir şehre dönüştü. (Pursaklar ve Keçiören’in bu ölçüyü belli ölçede zorladığını kaydedelim.)
Işık doğudan gelir! Ankara belediyelerine Erzurum belediyesi örnek teşkil etsin!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.