“İslam’sız Olmaz”
Bizim basılan 33. Kitabımızın adıdır “İslam’sız Olmaz” çok şükür. 2016 biterken yayınlandı. Buğusu üstünde tütecek kadar taze. 160 sahife olarak Özgü yayınları arasında İstanbul’da basıldı. Sonsuz hamd ve senamızı sunduğumuz Allah Teala hayırlara vesile eylesin.
Bilindiği gibi bu ülkede sistemin yabancılaşmayı, yani Batılılaşmayı devlet baskısıyla yürürlüğe koyduğu, cebir ve şiddetle uygulamaya başladığı günden beri, başta genel idare, hükümet, siyaset, eğitim, yargı, basın yayın ve fikir dünyasında tartışmadan düşmeyen sorular oluştu:
“Dinin bireysel ve toplumsal hayatta bir değeri var mıdır? Din fert ve cemiyet için vazgeçilmez bir kurum mudur? Dinin kaynağı ve amacı nedir ve buna ulaştığı olmuş mudur? Batıda dinin aleyhine olarak üç asırdır devlet ve ilmî kurumlar büyük mücadele verdiler fakat neden başarısız oldular? Bu kadar verilen mücadeleye rağmen halkın giderek dindarlaşmasının altında yatan sebepler nelerdir? Din ile savaşanlar neden hala mağlup oldukları bu kavgayı bırakmıyorlar? Dinler kendileri için insanları savaştırır mı? Bütün bu açılardan bakıldığında İslam dininin konumu nedir? ”
Bunlar elbette can alıcı sorulardır. Artık devlet ve bütün kurumları, eğitim ocakları, siyasetçiler, hukukçular, iktisatçılar, yazarlar, çizerler, düşünürler bunu konuşmak ve bu sorunu çözmek zorundadırlar. Demokrasilerin derde deva olabilmesi de halk ile barışmaktan, halkın destek ve katılımını sağlamaktan geçiyorsa, bu aynı zamanda din ile barışmaktan da geçiyor demek değil midir?
Biz altını çizerek şunu söylüyoruz; İslam dinine karşı yapılan bu kadar hücum onun dışında hangi kuruma yapılsaydı, yaşaması mümkün değildi. Çoktan yok olmuş gitmişti. Ama İslam hala dipdiri ve olanca etkisi ile toplumu sarmış kucaklamıştır. Bunu artık dost da görüyor, düşman da. Öyleyse ona saldıran Batılı barbarlar bu saldırganlıklarını bir daha sorgulamalı değil midir?
Hak din İslam, insanın hem Yüce Yaratıcı ile, hem de diğer insan ve varlıklar ile münasebetlerini düzenleyen ve hayatına yön veren, onlarla ilgili davranışlarına esas olacak kanunlar ve kurallar bütününe verilen isimdir. İnsanla beraber var olan, tarihin bütün devirlerinde ve bütün topluluklarında karşılaşılan din olgusu, çeşitli şekillerde kendini göstermektedir. Üstelik din, iman ve ibadet olduğu kadar, aile, toplum ve devlet hayatını da düzenleyen, dünyaya bir düzen ve nizam veren bir kurumdur. Özellikle de İslam böyle bir dindir.
İslam, yeryüzünde kendi kanunlarının hakimiyetini ister. Bu yüzden onu aile, toplum ve devletten kaldırıp atan, yerine insan düşüncesinin ürettiği kanunları koyan Batı düşüncesini ve onun laiklik adıyla devleti yapılandırmasın asla kabul etmez.
Laiklik bahanesiyle “İslam dinine” iman ettiği halde “İslam şeriatına” iman etmeme, onu beğenmeme ve çirkin göreme, bu asırda dinin hakkıyla bilinmemesinden kaynaklanan bir cahiliyyettir, bir saçmalıktır, açık bir sapıklık ve küfürdür. Bu ülkenin sorunu ve bizim de mücadele sorumluluğumuz buradadır. Çünkü devlet yönetiminde İslam Şeriatından başka bir hukuka bağlı olmak, İslam’dan başka bir dine bağlı olmak demektir. Zira her hukuk, bir şeriattır. Bunu hukukçular çok iyi bilirler. İslam da bir hukuku, hiç şüphesiz bünyesinde bir şeriatı barındırmaktadır. Bu yüzden biz diyoruz ki: “İslam’sız Olmaz”.
Bu kitap bize dinimizi özetle sunarak onun dünyada hakimiyet davasını anlatır. Elbette ona düşman olanları ve özellikle de çağımızın canilerini anlatır. Sonunda kendi devlet ve medeniyetine güvenen bir Müslüman edasıyla “hodri meydan” der düşmanlarına. İslam’ın üstünlüğünden kuşkusu olmayan bir mücahit edasıyla güncel sorunlarımızı irdeler, inceler, hükmünü beyan eder.
Bir solukta bitecek bu kitabı sadece alıp okumanızı değil, bütün gençlere ulaştırmanızı, mümkünse beraberce okumanızı istirham ederim. Kitaba emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunarım.