Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Düşmanın hilesi ve bizim mahallenin çocukları

Düşmanın hilesi ve bizim mahallenin çocukları


Siyonist-kapitalist projenin mimarlarından Henry Kıssınger “petrolü kontrol edersen dünyayı kontrol edersin, gıdayı kontrol edersen insanları kontrol edersin” diyor. Büyük İsrail’e yol açmak için Ortadoğu’nun kontrol altında tutulması ve sınırların alabildiğince genişletilmesi gerektiğini vurgulayan Kıssınger özellikle bölgenin yeraltı kaynaklarına dikkat çekiyor. Ona göre Ortadoğu’da Asya’da ve Afrika’daki, zengin yeraltı kaynaklarına ulaşabilmek için bu toplumların siyasi, ekonomik ve kültürel anlamda zayıflatılmış, yozlaştırılmış ve etkisiz hale getirilmiş olmaları gerekir. Bugün Ortadoğu’da toplumların, Siyonistlerin büyük İsrail hayallerine kurban edildiğini görmekteyiz. Batı hedefine ulaşabilmek için öncelikle bölgede yer alan istikrarlı devletleri ortadan kaldırmak ve küçük parçalara ayırıp, din, dil, ırk ve kimlik çatışması ile birbirlerine düşürmek istiyor. Bunun için bizim topraklarımızda bizim çocuklarımızı kandırarak illegal örgütler kurdular ve şimdi bu yandaş örgütleri kullanarak Müslüman halkları birbirlerine düşürmeye ve parçalamaya çalışıyorlar. Hedef belli… Ortadoğu’da ve Kuzey Afrika’da dengeleri yeniden ele alıp, BOP çerçevesinde sınırları yeniden çizmek. 
 
Bilindiği üzere geçmiş dönemde, Sovyetlerin dağılması ve ABD’nin körfez savaşı ile istediğini elde etmesi neticesinde yeni dünya düzeni söylemini gündeme gelmişti. Hatta 1990 tarihinde Amerikan Başkanı, Körfez savaşını kast ederek, bu sürecin yeni dünya düzenine ilerlemek için ender bir fırsat sunduğunu ifade etmişti. Yeni dünya düzeni Siyonist-Kapitalist odakların Ortadoğu’yu küçük parçalara bölme hedeflerinin gizlendiği bir ambalajdı ve bu ambalajın arkasında işgaller ve katliamlar vardı. 
Siyonis-Kapitalist zümreler süreci hızlandırmak için medyayı aktif olarak kullandılar ve fertlerin zihinlerini uyuşturarak, verileni almaya hazır hale getirdiler. Yeni dünya düzeni, evrensel barış, çoğulcu demokrasi, insan hakları, özgürlük ve eşitlik kavramları ile kamufle edilerek pazarlanmaya başlandı. Düzenin çarkına uymayan ülkeler küresel sistemin dışında bırakılmakla tehdit edildi. Masum halklar yurtlarından sürgün edildiler, kardeş kardeşi düşman ilan etmeye başladı…
 
Bugün sık sık dile getirilen evrensel barış, demokrasi ve özgürlük kavramlarının arkasında bir dünya iktidarının hayalleri yatıyor, bu bir gerçek. Küresel kapitalizm ve Siyonist zihniyet toplumların yerel zenginliklerin ortadan kaldırarak Ortadoğu’ya hâkim olmak istiyor. 200 yıl önce yazılan bu kanlı senaryonun hedefinde ne yazık ki Müslümanlar var. Fakat nedense İslam toplumları bir araya gelip sorunlarını ortak bir zeminde tartışamıyorlar.
 
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi