“İlimsiz Olmaz”
Başlık, Özgü Yayınlarından çıkan yeni kitabımızın adı. Bu kitapta tadı zihinden kolay kolay çıkmayan yaşanmış hikaye ve hatıralarla konular özlü olarak işlenmiştir. Bu yüzden bir başlayınca bitmeden bırakamayacağınız tatlı bir kitap.
Okumanın artık tek aracı olmasa da kitabın yeri yine de hala bambaşkadır bize göre. Sanırım görsel medya bütün bütün onu yok edemeyecektir. İnsanlar ciddi bilgi ve bilinci yine kitap okumada ve yazmada bulacaklardır.
Öyleyse nasıl ederiz de insanlara okuma sevgisini kazandırabilir ve onu okumanın en temel aracı olan kitaba yönlendirebiliriz?
Herkes gibi bu konuda ben de düşünüyorum. “Okuma Aşkı” adıyla koca bir kitap yazarak bu konudaki düşünce ve tespitlerimizi yazmıştık. Sonra “Okuduğun Kadarsın” isimli kitapta okumanın faydalarını anlattık. Henüz basılmadı. Malum, okudukça yeni fikirler üşüşüyor insan zihnine. Onları da toplamak gerekiyor bir yerde. Bu kitap da böyle bir birikimin havuzu oldu çok şükür.
Bizim okuyucu olarak hedef kitlemiz ortalama halkımız, özellikle de ortaöğretim ve üniversite gençlerimizdir. Maalesef onlar da genellikle “genel” veya “popüler kültür” adıyla magazin, siyaset, hikaye, roman, hatıra türü kolay eserleri tercih ediyorlar. Bunu yadırgıyor değiliz. İşlerin kolayını seçmek, insan gerçeğinde vardır. Fıtrat böyledir. Sevgili Peygamberimiz de bu gerçeğe işaret etmiş ve kendisi de günah olmadıkça işlerin daima kolayını tercih etmiştir. Ashabını “sohbet” tarzıyla yetiştirmesi de bunun bir tezahürü olsa gerektir.
Elinden geldiğince okumak, dinini öğrenmek ve yaşamak, çocuklarını da öyle yetiştirmek isteyen birçok insan benden kendileri için içi kıssalar ve onlardan çıkarılacak hisselerle dolu kitaplar yazmamı istediler. Bu istekler beni epey düşündürdü. “İçi kısa hikayelerle dolu sohbet kitapları neden olmasın? Benim de ihtimal ilk okuduğum Cemal Ertan’ın “Dini Hikayeler” kitabı değil miydi?” dedim kendi kendime. Sonra başka kitaplarımda da vurguladım; Kur’an-ı Kerim bu kadar kıssa anlatıyor bizlere, neden? Bazen bir tiyatro eseri üslübunda, sahne sahne canlı, yaşanmış hayat hikayeleri sunuyor.
Kim yapıyor bunu?
İnsanı yaratan Allah Teala!
Elbette yaratan, yarattığını en iyi bilendir. Öyleyse bu metot güzel bir usuldür ve biz de bundan yararlanmalıyız.
Ancak rastgele konular yerine, bir konuda yoğunlaşmak, sonuçta okuyucuyu o alanda derli toplu bir düşünce ve anlayış derinliğine ulaştırmak daha faydalı olur diye düşündüm. Bu düşüncelerle önce iman ana başlığı altında “İnancın Kıvancı”, amel ve ahlak başlığı altında “Gönül Azığı” yazıldı. İşte bu kitabımız da ilim ve öğrenme ana başlığı altında “İlimsiz Olmaz” adını aldı. Bunlar gibi henüz basılmamış bir kaç hazır kitabımız daha var. Değişik konularda gerisi gelir diye de düşünüyorum.
Biliyorsunuz bizler her alanda çok zengin kaynaklara sahibiz. Ancak bunlar arasında ashab-ı kiram ve onları takip eden iki nesil olan tabiilerinin hikayeleri, İslam’ı anlamamız ve kavramamız açısından çok daha önemlidir. Biz de daha çok onlara ağırlık vermek istiyoruz. Bu yüzden temel kaynağımız, dipnotlarda da açıkça görüldüğü gibi, Muhammed Yusuf Kandehlevî’nin, o muhteşem eseri “Hayatu’s-Sahabe”si ve sair hadis külliyatıdır. Tabi burada mühim olan, o kaynaklardaki hikayeleri, orijinalliğini bozmayan bir anlayışla çağdaş idrak ve algılamaya sunabilmektir. Ne derece başarılı olunmuştur, takdir sevgili okuyucularımızındır. Emeği geçen herkese teşekkür ederim.
Bize göre bu çalışmalar, davamızı tebliğ adına mütevazi bir adım olacaktır. Allah Teala’dan bunu gerçekleştirmesini niyaz ederiz. O, her zaman yâr ve yardımcımız olmuştur ve olacaktır. Buna iman ve itimadımız tamdır. Böylece O’na olan hamdimiz, senamız ve şükrümüz de sonsuz olacaktır.
Başlarken de belirttiğim gibi, Özgü Yayınlarından çıkan kitapta tadı damaktan kolay çıkmayan hikaye ve hatıralarla konular kısaca işlenmiştir. Başlayınca bitmeden bırakamayacağınız bu tatlı kitabı size tavsiye etmemin tek sebebinin bir reklam veya tanıtım olmadığını kitap bitince anlayacaksınız derim..