Jandarma ile fabrika kapattıran ülke
Daha iki ay önceydi. Marmara Bölgesinde devrildiği iddia edilen elektrik direkleri ile Çukurova Bölgesinde kesilen elektriğe gerekçe arıyorduk. Elektrik fiyatları 13-15 kuruştan, 400-500 kuruşa fırladığında, jandarma eşliğinde fabrika kapattıran ülkeydik. Neymiş...çok elektrik kullanıyorlarmış.
Kimseden ses çıkmazken Kasım ayında “elektrik sorunu” diye başlıklar attığımızda, “bu da nereden çıktı” diyorlardı.
Aynı miktarda doğalgazı 2012’de 36 milyar dolara satın alırken, bugün 16 milyar dolara satın alıyoruz. Dünyadaki bu ucuzluğu Türk sanayicine de yansıtalım ki, üretim artsın çarklar dönsün diyorduk.
Ankara çok şişmanladı. Aşırı vergi yükü girişimcinin gücünü bitiriyor. Özel sektöre destek lazım dediğimizde de kimseden ses çıkmıyordu.
Şimdi Hükümet teşvik üstüne teşvik veriyor.
Aslında ülkenin para biriminin değerini üreterek, ihraç ederek, daha çok döviz kazanarak koruyabiliriz. Zorda kaldığımız zaman Merkez mecburen faiz artırarak nefes aldırırdı. Nitekim, Merkez Bankası açık faiz artıramadığı için daha yüksek oranda örtülü faiz artırımına gitti.
Şimdi maliyeti hep beraber ödüyoruz...
***
Bir müteşebbis “İstanbul’a ucuza mal yollamanın artık imkanı kalmadı. Kamyon başına ulaşım giderim ek olarak 2 milyarı geçti” diye dert yanıyordu. Aklıma Yap-İşlet-Devret modeli ile 2,2 milyar dolarlık köprüyü 12 milyar dolara nasıl yaptırdığımız geliyor. Eskiden KDV-ÖTV adında devlet vergiler alır ve köprü-yol yapardı. Oysa şimdi devlet köprü-yol yaptırıyor ve YİD adı altında o yol ve köprülerden vergi alıyor. Bu yöntem ülkede maliyetleri artırır ve topluma-ekonomiye büyük zarar verir diye nerede ise tek sesi çıkan KARAR Gazetesi ekonomi sayfalarıydı.
Köprüye ayda 1 milyon 220 bin araç garantisi verildi. Hem de ücret olarak 35 dolar+ABD enflasyonu. Yani bugün itibari ile 40 doları geçiyor. Vergilerle beraber 44 dolara geliyor. Araç başına 165 TL ediyor. Devlet 165 TL’nin 100 lirasını doğrudan Hazineden ödeyeceğim dedi. İndirimli fiyat 65 liraya ise köprüden geçen araç sayısı aylık 430 bin civarında. Ayda 200 milyon lira ödenmesi gereken köprü garantisine yolcuların ödediği para 26 milyon lira. Gerisi mi? Hazine sağ olsun.
***
Ekonomide sorunu sadece faiz oranında görerek, başka bir tarafa bakmamanın maliyeti her gün artıyor. Alınan kredilere verilen faiz ile; mevduata ödenen faiz makası yüzde 50’ye dayanmış. Ne üretici memnun, ne tasarrufçu. Ama düşük faizle şişen emlak piyasası kiraları uçurduğunda, dengesiz AVM piyasası da esnafı ağlattığında sadece Karar ses verdi.
İşsizlik oranı yüzde 12,1’e ulaştığında belki de renk belli oldu. Artan işsizlik mi sorundu; yoksa işsizliği görmek mi sorun? İşte tam da durumumuz bu... Bir tarafta hep ak diyenler, diğer tarafta hep kara diyenler.
İşte bizim yerimiz; yolumuzun tam rotası: Ne ak ne de kara, ortası Karar...
Sanayiciden daha fazla sanayicinin sorunlarını dile getirmek. Çiftçiden fazla çiftçinin sorunlarını anlatmak. İhracatçıdan fazla ihracatçının dertlerini söylemek bize düştü.
Kader bize bu sorumluluğu yüklediyse, biz de bu görevi yerine getirmek zorundayız. Artık 1 yaşındayız. En değerlimiz olan okuyucumuz sağ olsun. Bir de gizli okurlarımıza müteşekkirim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.