Okul Öğretmen Öğrenci Ve İlim 2
Ülkemizin acil bir sorunu, öğretmen sorunudur. Öğretmenlik bir ihtisas mesleği idi. devlet bunu öldürdü.
Nasıl mı?
Önce öğretmen yetiştiren okulları öldürdü. Sonra üç ayda kabak yetişmezken öğretmen yetiştirdi. Onlar da siyasetin militanı idiler. Bir de cahillik olunca, eğitimi yediler bitirdiler. Arkasından ihtiyaç var diye iş bulamadığı başka fakülte mezunlarını öğretmen yaptılar. Zaten mühendise verdiği ihtisas ücretini öğretmene hiç vermediler. Maaş kadar ücreti varken, ücreti neredeyse sıfırladılar. Sayıları çoktur diye gereken zam ve imkanlardan da mahrum ettiler.
Sonuçta öğretmenlik itibarını yitirdi gitti…
Zaten kişilikten kaynaklanan zaafları bir önceki yazımızda yazmıştık. şimdi bir de dertsiz, davasız, eyyamcı, neme lazımcı bir kitle sardı Milli Eğitimi. Dava sahibi öğretmenler neredeyse tarihte kaldı.
Hele bir de elinde tesbihi, “serbest çalışın çocuklar” diyenler vardır öğretmenler arasından. Sıkıntıdan sıraların arasında teşbih çekerek dolaşır, masaya oturur, ikide bir saatlerine bakarlar. Zaten beş on dakika geç girdikleri derste, yarım saat kalmak, onlara zindanda yaşamak gibidir.
Öğrenci bunları da görürdü elbet. Onlara da bir notu vardı vicdanlarında. Ama ne de olsa dernekte, vakıfta, partide buluştukları öğretmenleri bir başka!
Bir de kendi cemaatine, tarikatına, dernek ve vakfına adam kazandırmak derdinde olanlar vardır. Bütün sevdası bu. Öğretmenliğini bile buna feda etmiştir zavallı. Eskiler askerden gelmeden kimseye tarikat dersi vermezlermiş. Hele talebeye hiç. Fakat bunlar öğrenciyi tutup tutup şeyhlerinin önüne, uzaktaysa dergahlarında bir vazifelinin önüne oturtuyorlar, hemen bir ders verdiriyorlar. O dersi yapsın yapmasın önemli değil, onlara göre önemli olan aidiyettir. Artık bu öğrenci kendilerine bağlıdır. İleride bir tarikata girecek olursa tabi aklına vefa duyguları gelir ve eski alışık oldukları yeri bulur, iyi kötü bir mürit olur gider.
Hem bütün tarikatlar, dernekler, vakıflar, kulüpler, hem de bütün siyasi partiler, kendi müntesiplerini, “gassalın elindeki meyyit” gibi olsun isterler. Değilse, gizli veya açık aforoz hazırdır.
Bütün bu tuzaklara düşen öğrenci iradesini teslim ettiği insanın isteğine göre şekil almaya başlar. Onun sevdiklerini sever, önemsediklerine değer verir, sevmediklerini sevmez, beğenmediklerini beğenmez vs. bütün kalp, fikir, düşünce, ahlak ve hareket dünyasını başkalarının müdahalesine açmış, başkalarının kendisine şekil vermesine razı olmuş bu öğrenci, artık iyi bir balmumudur. Bundan ne köy olur ne kasaba…
Öğrencinin cihadı ilim öğrenmektir. İlim yolunda yürümektir. Ona beş vakit namaz, senede bir ay oruç ibadet olarak yeter. Kur’an da okuyacak, sünnet de. Ama ilmi metotlarla, öğretmeninden aldığı dersle, onların tavsiye ve yönlendirmesiyle. O durmadan Allah Teâlâ’ya yalvaracaktır “ilmimi artır” diye.
Ey siyasetçiler, ey tarikatçılar, ey dernek, vakıf ve kulüpçüler, çekin ellerinizi öğrencilerin üstünden. Ey daha başkaları, ey kendine köle arayan kimseler, çarşı pazarda işe yaramaz bir sürü başka insanlar var, gidin onları kandırın, ne olur düşün yakasından öğrencilerin. Siz ey dernekler, vakıflar, yardım kuruluşları, Allah aşkına öğrencilere sadece eğitim açısından yardım ediniz. Aldıkları derslere yardımcı olunuz. Alamadıkları dersler için uğraşınız. Ne olur, onları ilim ve eğitimin dışında kullanmayınız. Vakitlerini heba edip öldürmeyiniz.
Sen sevgili öğrencim, senin cihadın ilim öğrenmektir. Okumak yazmaktır. Eline bıçak alırsan sadece kalem açmak için olsun. Sen şimdi nefsine ilmin zorluklarını kabul ettirmekle cihat et ve sabırla girdiğin eğitim döneminden zaferle çık. Din için, devlet için, vatan ve millet için bırak büyükler savaşa gitsin. Sen, geride kalan nesilleri yetiştireceksin.
İşin savaşan mücahitlerden daha az kıymetli değil ki. Senin mürekkebin, tartıda, şehidin kanından azizdir, sevapta daha üstün gelecektir.
Aman nefsinin, şeytanın ve iyi niyetli bile olsalar yanlışa çağıran insanların tuzaklarına düşme, kandırıcılara aldanma. Azimli ol, sabırlı ol, Allah Teala’ya tevekkül et, senin zaferin en büyük zafer olacak, o sayede milletini de izzet ve şerefle kurtaracaktır. Aman himmetini dağıtma. İlimde yoğunlaş, fikrini ilim ve düşünceye teksif et, tabiri caizse “fena fil ilim” ol, başka hevesler için arayanlar seni bulamasın, nazarlarından kaybol.