İbrahim Tenekeci

İbrahim Tenekeci

İşte görüyoruz

İşte görüyoruz

Batı dünyasıyla ciddi bir sıkıntı yaşıyoruz. Bütün bunları inançtan bağımsız düşünebilir miyiz? Sadece siyasetle ve günümüz gerçekleriyle kim açıklayabilir?

İşte görüyoruz. Bıçak sapını kesmiyor. Ateş ateşi yakmıyor. Avrupa'nın evet ve hayır dediği adreslere iyi bakalım. Bu bize hareket noktaları hakkında bir fikir verecektir.

Bilinen hakikat: Milletimizin özgüvenini yıkmak için üç asırdır uğraşıyorlar. Buna 'batılılaşma serüvenimiz' de diyebiliriz. 'Bizden adam olmaz' sözünü söyleyenlerin sayısı neden bu kadar çok?

Harun Alanoğlu'nun değerli tespitini buraya almak isterim: “Avrupa kim olduğumuzu bize unutturmuş, fakat kendisi unutmamıştır.”

Ülkemizin Avrupa Birliği macerası, aynı zamanda şu sorunun da cevabıdır: Bir ülke kendini nasıl kandırır?

Yarım asırlık süreç, her şeyden evvel insan onuruna aykırıdır. Müminlerin izzeti vardır. Bir de şu: Büyüklerin izzetini korumak zorundayız. Millet ve memleket, büyüğümüzdür.

Ortak aklı herkesle oluşturabilirsiniz. Biz “millî akıl”dan yanayız.

***

Bazı şeyleri yanlış yerde arıyoruz. Haliyle bulamıyoruz. Çok-kültürlülük de bunlardan biri.

İnanılmaz vahşetlerin sergilendiği Haçlı Seferlerini düşünelim. Korkunç yıkıma, tarifsiz acıya ve yüksek hınca rağmen, İslâm ülkelerinde yaşayan hıristiyanlara dokunulmamıştır. Bugün hâlâ Mısır ve Suriye nüfusunun hatırı sayılır bir kısmını onlar oluşturur. Bundan daha geçerli örnek var mıdır? Kudüs şehrinin dününe ve bugününe bir bakalım. Endülüs'te İslâm dönemini ve sonrasını biraz okuyalım. Orada Müslümanlara neler yapılmış, öğrenelim.

Nihayetinde çok-kültürlülük kavramının anavatanının hıristiyan dünyası olmadığını göreceğiz. Bizi reklâmlarla, kampanyalarla aldatıyorlar. İmaj çalışması. Mesela İsviçre sakinlerinin ne kadar medeni olduğu konuşulur. Oysa ortaçağın en vahşi topluluğundan bahsediyoruz. Ortaçağda savaş sanatının anlatıldığı Ok, Balta ve Mancınık kitabını bulup okumanızı ısrarla tavsiye ederim. (Kitap Yayınları, Ekim 2002)

Demokrasi ve insan hakları bahsi de bu noktaya gelmek üzere.

***

Türklerin devlet kurma ve yaşatma becerisi herkesin malumudur.

Osmanlının geri çekilişi üç asırdan fazla sürmüştür. Bir başarıdan söz edebiliriz. Neden? Dünya üstünde böyle yakıcı ve istikrarlı bir düşmanlığa maruz kalmış başka bir millet var mıdır?

Oradan buraya gelelim. Şimdi de içeriden ve dışarıdan saldırıya uğramıyor muyuz? Her türlü yol denenmiyor mu? Sonuç? Gün geçtikçe güçleniyoruz.

15 Mart tarihli yazımızda hak ve bâtıl mücadelesinden bahsetmiştik. Hilal ile Haç. Sayın Erdoğan, son konuşmasında bunu açıkça söylemiş oldu.

Türkiye yüksek kaderinden kaçamaz, kurtulamaz. Safı bellidir. Bunu değiştirmeye kimsenin gücü yetmez ve yetmemiştir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Tenekeci Arşivi