Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Bir garip çelişki

Bir garip çelişki

ABD’de Cumhuriyetçi Parti’nin Oklahoma Milletvekili John Bennett kendisiyle görüşme talebinde bulunan Müslümanlardan, dağıttığı bir formu doldurmalarını istedi. Söz konusu formda, “karınızı dövüyor musunuz, Hz Muhammed kendisiyle aynı düşünmeyen putperestleri Hristiyanları Yahudileri öldürürmüş. Buna siz de katılıyor musunuz” Gibi ifadelerin yer aldığı kaydedildi. ABD’de Müslümanların haklarını savunan CAIR örgütü ise bu vahim olaya şöyle tepki gösterdi: ”Hiç kimse temsilcisi ile buluşmak için böylesine aptalca İslamofobik nefret kusan sorulara muhatap olmamalı” 
 
Bennett İslam’a karşı beslediği nefreti daha önce de “İslam bir kanser gibidir, bu ülkede bir an önce önü kesilmelidir” sözleriyle ortaya koymuştu. Yeni ABD başkanının Müslümanların sınır dışı edilmesi şeklindeki yorumunu destekleyen Bennett aslında ABD zihniyetinin görünen yüzünü temsil ediyor. Nitekim bu karanlık zihniyetin en büyük icraatı ötekileştirme, şiddet, işgal ve savaşlardır. 
 
Müslümanların azınlıkta bulunduğu ülkelerde kendilerini doğru bir söylem ve yaşam biçimi üzerinden temsil etmeleri ve içinde bulundukları toplumun barış ve huzuruna katkıda sağlamaları oldukça önemlidir. Karşı tarafın kendilerine yönelttikleri itham ve tenkitlere karşı ise doğru bir yaklaşım ortaya koymalı ve İslam’ın birey ve toplumlara vaat ettiği saadet ve huzuru muhataplarına hissettirmelidirler. Her ne kadar İslam düşmanı Bennett’i Yüreğini İslam’a açmış Necaşi’yle şahsi olarak mukayese etmek doğru olmasa da, Müslümanların böyle durumlarda kendisine sorulan sorulara ikna edici cevaplar veren Cafer bin Talip’in yaklaşımı model olarak alınmalıdır. 
 
Bilindiği üzere Cafer bin Ebu Talip yanındakilerle birlikte Habeşistan’a sığınmıştı. Amr bin As ise Mekkeli seçkin ve oligarşinin bir temsilcisiydi ve bu heyetin Mekke’ye iadesini istemek için Habeşistan kralına gönderilmişti. Cafer bin Ebi Talip, Amr bin As’ın Necaşi’ye yönelttiği itham ve sorulara karşı nebevi bir üslupla cevap vermiş, Amr bin As gibi siyasi bir zekânın hiçbir ithamını karşılıksız bırakmayıp, muhatabını etkisiz hale getirmişti. Darul Erkam’ın eğitiminden geçen Cafer bin Ebi Talip bu tavrı ile Necaşi’nin gönlünde muhabbet ve ünsiyet oluşturmuş ve onun hidayetine vesile olacak kapıları aralamıştı.
 
Müslümanlar bize yöneltilen ithamlara Caferi Tayyar’ın üslubuyla doğru ve etkileyici bir yöntemle cevap verebilmeliyiz. Eğer bunu başarabilirsek Allah’ın bizlere yüklemiş olduğu temsili yerine getirmiş oluruz. Muhatabımızın niyeti ne olursa olsun, bize karşı takındığı kin ve düşmanlık hangi boyutta olursa olsun bizler İslam’ın rehberliğinde kendimizi anlatmalı ve bundan asla kaçınmamalıyız.
 
Yoğun baskı ve dayatmalara maruz kalan Müslümanların ne yazık ki, İslam’ı ve bir Müslüman olarak kendilerini temsil problemleri var. Bütün dünyada İslam düşmanlığı yaygınlaştırılmaya çalışılırken onlar hedeflerini ortaya koyma ve kendilerini anlatma noktasında ciddi sorunlar yaşıyorlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi