Kısa ve Öz
Üniversiteli bir gence: Üç sene önce ilk görüştüğümüzde size, her gün (hiç aralık vermeden) on faydalı bilgi edinmenizi söylemiştim. Bu nasihatimi tutmuş olsaydınız, şu anda on binden fazla kültür referansına sahip malumatlı geniş ufuklu bir insan olacaktınız. Tavsiyeme önem vermediniz, söz tutmadınız ve cahil kaldınız.
***
Yapmak istedikleri işler, icraat hakkında, inşaallah demeden, kesin şekilde paldır küldür yapacağız edeceğiz başaracağız diyenlere: Allah izin vermeden, yaratmadan hiçbir şey yapamazsınız. Her iş için inşaallah deyiniz.
***
Birine: O imkanlar, o paralar, o vasıtalar babanın malı değildir; milletin, halkın malıdır. Onların içinde saçı bitmedik yetimlerin, fakirlerin, ezilenlerin de hakkı vardır. Hesaplı ve iktisatlı kullan, sakın israf etme. Aksi takdirde çarpılırsın.
***
Egemenlik kayıtsız şartsız milletinmiş… Öyle olsaydı, Ayasofya müze yapılabilir miydi, Ezan-ı Muhammedî yasaklanabilir miydi, Hilafet kaldırılabilir miydi, şapka devrimine karşı çıkanlar asılabilir miydi, medreseler ve tekkeler kapatılabilir miydi, millî yazımızı yasaklanabilir miydi?
***
Vatandaşın biri şehrin gürültüsünden, patırtısından, keşmekeşinden, tozundan dumanından, trafik sıkıntısından, kirli havasından bıkmış usanmış, tenha bir yerde 350 senelik eski bir değirmen satın almış, tamir ettirmiş, çalışır hale getirmiş, şu anda yurdun her yerine köy değirmeni unu satıyormuş. Ne mutlu ona. Ne yazık, büyük şehirlerin kahırlı ve eziyetli hayatını köleler gibi çekenlere.
***
Japonya bizden her sahada üstün, her konuda başarılı bir imparatorluk. Demek ki, hükümdarlık sistemi geriletmiyor.
***
Sadece okuma yazma bilmek, lise ve üniversite mezunu olmak yeterli değil. Şunlar şart: Hangi dalda uzman olursa olsun, ister mühendis, ister doktor olsun, mutlaka yazılı edebî zengin Türkçe bilecek… Bir kültür ve fikir metnini okuyup anlayabilecek. Bu ikisi yoksa, iki diploma da boştur, havadır.
***
Hukuk fakültelerinde okuyan gençlere: Maalesef hukuk fakültelerimizin eğitimi çok yetersizdir. İleride gerçek bir hukukçu olmak istiyorsanız, mutlaka alternatif bir eğitim görmeniz gerekmektedir. Bir deneme yapın, başlangıç olarak merhum Münir Çağıl’ın Hukuka ve Hukuk ilmine giriş adlı kitabını alın, çok dikkatli bir şekilde okumaya başlayın. Bu değerli kitabı baştan sona kadar, bir sene içinde okuyabilir, içindeki bilgilerin hiç olmazsa, yüzde otuzunu kırkını öğrenebilirseniz, istikbalde bir hukuk mimarı olma şansınız vardır. Okuyamazsanız hukuk teknisyeni, tamircisi, çamurlukçusu, karbüratörcüsü, kaportacısı olarak kalırsınız.
***
Bilmemek ayıp değildir, öğrenmemek çok ayıptır.
***
Başladıkları yerde otlamaya devam edenler adam olmaz.
***
Benliğini baş tacı eden alçalır, benliğini ayaklar altına alan yükselir.
***
Peygamberler (aleyhimüsselam) dışındaki, mâsum olmayan, ismet sıfatıyla muttasıf bulunmayan kimselere mâsum diyenlerin imanları tehlikeye girer.
***
Kibir, gurur, kendini beğenme hastalıklarıyla mâlül bulunanların burunları er veya geç yere sürtülür.
***
Birkaç kere yazmıştım, tekrar ediyorum: 15 Temmuz darbesinden sonra Türkiye’nin bütün büyük, orta, küçük çivileri yerinden oynamıştır.
***
İstikamet (doğruluk dürüstlük) en büyük keramettir. Buna sahip olmayanın değeri yoktur.
***
İslam’ın ve Ümmetin en büyük ve tahripkar düşmanları İslamcı arivistlerdir. Bunlar bütün hayırlı hizmetleri ve faaliyetleri mıncıklar, dejenere eder. Bu alçak ve sefilleri def’ ve tasfiye etmedikçe kurtuluş ve yükselme olmaz.
***
Tekrarlıyorum: Bir Müslüman için en büyük şeref, Allah rızasını kazanmak için ihlasla; İman, İslam, Kur’an, Sünnet, Şeriat, Islah hizmetleri yapmaktır. Bu hizmetler planlı programlı, usulüne uygun şekilde yapılmalıdır.
***
Günde birkaç saat gıybet yapan, ölü kardeşlerinin etini yiyen şeddeli merkep adamlara ve karılara: Ne zaman çenelerinizi tutacaksınız?
***
Bu sene büyük İstanbul depremi olur mu, üçüncü dünya savaşı patlar mı?..Gaybı Hak Teala bilir, bir şey söyleyemem. Hazırlık olmak, tedbir almak gerekir.
***
Cömert biri sizi yemeğe davet ederse, mutlaka icabet edin, cömerdin ikramı şifa ve deva olur.
***
Bu dünya Sultan Süleyman’a bile kalmadı.